BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
3,5
İyi
Ölümlü Dünya

Yerli aksiyon komedi türünde yeni bir adım!

Yazar: Su Bahadır

Yerli komedilerin ülkemizde ne kadar sevildiği malumunuz. Her yıl sayısız yerli komedi filminin vizyona giriyor oluşunun yanı sıra geçtiğimiz yıl ülkemizde en çok izlenen 10 filmden 6'sının yerli komedi olduğunun altını çizelim. Ayrıca son 10 yıldır ülkemizde o yılın en çok izlenen filmi 2015 (Mucize) ve 2009 (Issız Adam) haricinde tamamen yerli komedilerden oluşuyor. Bu kadar veriyle anlatmaya çalıştığım şey, yerli komedinin ülkemizde nispeten daha risksiz olduğu. Seyircilerin favori türü olan yerli komedi, kendi kitlesine zaten sahip olan bir kategori. 

Ancak neyse ki yerli komedi meyvelerini verdikçe de gelişen bir alan. Her yıl bir öncekinden daha iyi komedi filmleri üretebilme amacını güden bir sektör söz konusu. Geçtiğimiz yıla damgasını vuran "Aile Arasında", "Yol Arkadaşım" gibi filmler, yerli komedinin çeperini genişletmişti. Bu yıl da bu görevi Ölümlü Dünya üstleniyor. 

Leyla ile Mecnun dizisinin gönülleri fetheden Mecnun'u Ali Atay'ın Limonata'nın ardından ikinci yönetmenlik denemesi olan komedi filmi "Ölümlü Dünya", daha en başından yarışa 1-0 önden başlıyor. Ali Atay kaliteli komedinin içinden gelen bir isim. Mizahı, oyunculuğu, diyalogları, halkın neyi sevip neyi sevmediğini bilen bir sanat adamı. Dolayısıyla oyunculardan ne beklemesi gerektiğini iyi biliyor. Yerli komedide neyin eksik olduğunu anlayacak kadar uzun zamandır da bu sektörün içinde. Örnek vermek gerekirse; yerli aksiyon-komedi türünün ne kadar zayıf olduğunun kesinlikle farkında! Aile bağı, mizah, ölüm, meslek, aşk ve aksiyonu bir arada harmanlamak bir hayli zor bir iş olsa da, Ali Atay bunun altından başarıyla kalkıyor.

Nesillerdir dünya çapında işleyen bir organizasyona bağlı çalışan bir ailenin hikayesini işleyen filmde, ailemiz Haydarpaşa Garı'ndaki lokantalarına yemek yetiştirirken, en güzel patatesi seçip, köftelerini yoğururken, bir yandan da genel merkezden aldıkları emirlerle kendilerine verilen hedefleri öldürüyor. Ancak bir gün işler karışıyor ve aile gizli sırlarının dışarı sızması sonucu kaçmak zorunda kalıyor. İşte macera da tam olarak burada başlıyor.

Oyunculuğu sorgulanamayacak usta Ahmet Mümtaz Taylan'ın ailenin babasını, Alper Kul ve Mehmet Özgür'ün babanın sağ kolları, sorumluluk sahibi, aklı başında aile üyelerini canlandırması mükemmel seçimler olmuş. Feyyaz Yiğit Çakmak ve Doğu Demirkol ailenin her şeyi yanlış yapan, kafası pek çalışmayan, daha çok filmin mizah yönünü güçlendirmek adına hikayede yer bulan karakterler. İkisi de çok başarılı rol yapmış olsa da, sadece 1 şapşal karakter de yetermiş aslında filme, 2 tane olmasına gerek yokmuş gibi geliyor seyirciye. Zira Feyyaz Yiğit Çakmak'ın seyirciyi boğduğu kahkahalar yeterli oluyor zaten. Ailenin en aklı başında oğlu Sarp Apak ve büyük aşkı İrem Sak da hikayeyi götüren isimler arasında. İkilinin arasındaki aşk, filmin duygusal gücünü artırıyor ve filmi sadece "aile bağı" filmi kılmaktan öteye götürüyor. Meltem Kaplan ailenin tek kadını, şefkatli ve bir o kadar da sert bir kadın. Meltem Kaplan'ın sevimliliğini, anaçlığı da role çok yakışmış. Onun yerinde Bond kızı misali bir kadın görmek filmin mizahını bir hayli zayıflatırdı. Kısacası kadro yıldızlar geçidi kıvamında ve herkes rolüne çok uygun.

Senaryoda da Ali Atay'la birlikte, gerek Ekşi Sözlük'ten gerek gazete köşesinden mutlaka tanıdığınız Aziz Kedi, filmin şapşal oğlanı Feyyaz Yiğit Çakmak, "Nadide Hayat" ve "Mutlu Aile Defteri"nde senaristlik yapmış olan Ali Demirel ve Volkan Sümbül ikilisinin imzası var. Yerli komediyi iyi analiz etmiş, eksiklerini iyi belirlemiş bir kadrosu var filmin kısacası. Gerek teknik gerek yaratıcı anlamda...

Filmde her oyuncunun en başarılı yönleri öne çıkarılmış. Alper Kul'un ses yeteneği kullanılmış, Mehmet Özgür'ün sert görünümü kendisinin tam tersi karakterlerle sık sık karşı karşıya bırakılarak güçlendirilmiş, Ahmet Mümtaz Taylan'ın ağırbaşlı havası tehlikeli bir operasyonun başı olmasını tamamlamış ve Sarp Apak'ın çocuksu havası, onu silahlara aşina, oldukça ölümcül bir tetikçi olarak öne çıkarmak suretiyle mizahi bir tezatlık yaratmış. Film boyunca İrem Sak'ın "aileye yaraşır bir gelin" olup da eline silah almamış olması da güzel bir detay olmuş ve filmi klişeye girmekten kurtarmış.

Küçük de bir dipnot; filmin kapanışınta çalan Boney M imzalı "Rasputin" parçası seyircilerde müthiş bir enerji bırakıyor. Onu dinlemeden aman ha gitmeyin!

Filmde kimi mantık hataları elbette var. Bu kadar yetenekli ajanların arasında kimsenin birbirinin hayatındaki gizleri fark etmiyor olması, banka kasasında yaşanan sahnenin komple yaşanmış olması gibi şeyleri "absürt komedi" kılıfıyla göz ardı edebilmeliyiz. Zira yerli sinemanın en iyi aksiyon-komedi filmlerinden biri ve bu yılın şimdiden en iddialı yapımlarından biri olan "Ölümlü Dünya", gerek kurgusu, gerek farklı konusu, gerek aksiyonla mizahı harmanlayan güçlü çatısı sebebiyle izlenmeyi kesinlikle hak ediyor.