Vatanım Sensin: Sezon 2

Cevdet, Dağıstanlı'yı da dahil ettiği bir planla hem Ankara'ya kurulan kumpası boşa çıkarmış hem de Filipos'u kurtararak Yunan ordusundaki görevine dönmüştür. Ancak bu hamlesi onu, gerçek kimliğinden habersiz Dağıstanlı'nın baş düşmanı haline getirmiştir. Şimdi sadece Filipos'un değil Ankara'nın da peşinde olduğu Dağıstanlı'yla yüzleşmenin bir yolunu bulmalıdır.

Cevdet'in hayatını kurtaran Azize, üst üste felaketler yaşayan Dağıstanlı tarafından ihanetle suçlanıp kendi canıyla sınanacaktır. Şimdi Cevdet, milli mücadelenin zarar görmemesi için vakitle yarışarak Dağıstanlı ile efeler arasındaki kan davasının ardındaki gerçeğe ulaşmak zorundadır. Fakat bu sırada hiç beklemediği bir tehlike evlendirme kararı verdiği kızlarına doğru yaklaşmaktadır.

Tevfik'le yüzleşen Azize, Hilal'in kurtulması için kendini ateşe atmaya karar verir. Filippos ise Simav'daki zaferinden sonra şimdi de Taşköprü'de milli mücadeleye büyük bir darbe indirmeye hazırlanmaktadır.

Taşköprü’nün geri alınması için Ruslardan gelecek silahları kullanmaya karar veren Ankara’nın planı, Filippos’un gizlice yürüttüğü bir operasyonla son anda sekteye uğrar. Şimdi Cevdet'in, Dağıstanlı yeni bir deliliğe kalkışmadan önce, Filippos’un elindeki kozu ortaya çıkarması ve bu komployu bozması gerekmektedir.

Bolşeviklerin, Türklere yardım ettiği dedikodusu ayyuka çıkmış, Ankara’yı kafirle işbirliği yapmakla suçlayanlar ayaklanmıştır. Filippos ise silahları kendisine değil, Türk ordusuna veren Rusları cezalandırmak üzere ordudaki Bolşeviklerin peşine düşer. İfşa olma tehlikesiyle karşı karşıya kalanlar arasında Leon da vardır.

Kibri gözünü karartan Dağıstanlı ise Cevdet’ten Damat Ferit’i öldürmesine yardım etmesini ister. Bu sırada İstanbul’dan Ankara’ya ulaşan haberler her şeyi alt üst edecek, Ankara ile milli mücadeleyi tehlikeye atan Dağıstanlı arasında sıkışan Cevdet tüm dengeleri değiştirecek bir karar vermek zorunda kalacaktır.

Yeni katılımlarla kaynamaya başlayan çiftlikte yokluk yüzünden gerginlik artarken köşeye sıkışan Dağıstanlı, Cevdet’ten tehlikeli bir istekte bulunur. İsmet Bey'le kafa kafaya veren Cevdet ise hem Dağıstanlı meselesini halletmek hem de efeleri Ankara’ya bağlamak için kurduğu planı işletmeye başlar. Ancak Dağıstanlı’nın İsmet Bey’e dair yeni hamlesi dengeleri altüst edecektir.

Ankara ile ipleri iyiden iyiye koparan Dağıstanlı geri dönülmez bir yola girmiştir. Cevdet, Mustafa Kemal’in emri üzerine kolları sıvar. Görevi İsmet Bey’i gözü kararan Dağıstanlı’nın namlusunun ucundan almak ve efelerin düzenli orduya katılmasını sağlamaktır. Artık Tevfik’i kullanarak başladığı işi bitirmekten başka bir çaresi kalmamıştır.

İstanbul Hükümeti, İsmet Paşa'nın başında olduğu Ankara heyetiyle bir görüşme talep eder. Ancak Cevdet, İstanbul Hükümeti'nin Ankara'yı pusuya düşürmeyi amaçladığını keşfeder ve Mustafa Kemal'in kendisini affetmesi için sabırsızlanan Tevfik'i bu pusuyu bertaraf etmek için kullanmaya karar verir.

Azize, Tevfik’in kızanlarının elinde her geçen an ölüme yaklaşırken, Cevdet zamana karşı yarışmaya başlar. Cevdet şimdi, onu sırtından vuran ve hayatta en çok öldürmek istediği kişi olan Tevfik’i, Azize’yi bulana dek hayatta tutmak gibi dehşetli bir sınavla karşı karşıyadır.

Azize'ye kavuşan Cevdet'in şaşkınlığı devam etmektedir. Bunu ailesiyle paylaşmak zorunda kalan Cevdet, öldü sanılan Azize'nin ailesi tarafından öğrenilmesiyle büyük bir kavuşma yaşanır. Azize'sine kavuşan Cevdet, saklı kalan gerçekleri öğrenmek ister. Azize, gizli vazifesi ile hakikatler arasında sıkışıp kalır.

Azize, Cevdet'i kurtarmak için harekete geçerken, Azize'nin vatansever kimliği de tüm aile için büyük bir tehdide dönüşmektedir. Artık Yunan taarruzunda görev alma imkanı kalmayan Cevdet bu açığı telafi etmek için her şeyi göze alırken, Türk Ordusu'nu büyük bir tehlike beklemektedir.

Filippos zaferinin tadını çıkarır ve Mustafa Kemal halka moral vermek için Batı Cephesi'ni ziyaret etme kararı alırken, Cevdet de Dağıstanlı'ya yaptıklarının bedelini ödetmek için bir plan yapar. Ancak başına gelenlerden Mustafa Kemal'i sorumlu tutan Dağıstanlı'nın sessizce gitmeye niyeti yoktur. Cevdet, Dağıstanlı en büyük günahını işlemeden onu durdurmak için zamanla yarışırken hiç beklemediği bir tehlike de ona doğru yaklaşmaktadır.

Kızlar, Azize için kalacak bir yer bulmuşlar, fakat Aleksi'nin Mehmet bebeği bulup satmanın peşinde olduğundan habersizdirler. Hilal ve Leon, Aleksi'nin gerçek niyetinden şüphe etmeye başlarlar. Filippos, Türklere nihai darbeyi vurmak için İzmir'e yepyeni dev toplar getirtmiştir.

Cevdet’in temize çıkması ve topların imha edilmesi gerekirken, Yakup ve Charles’ın seçenekleri birer birer tükenmektedir. Azize ve Hilal, ölüme giden Cevdet için çırpınırken işkence altındaki Cevdet, Charles hakkında hiç ummadığı bir gerçeği öğrenir. Ölümün nefesini ensesinde hisseden Cevdet'in tüm bu felaketleri durdurmak için tek bir hamle yapacak vakti kalmıştır.

Sokak olayları giderek şiddetlenirken şehir yangın yerine dönmüştür. Artık İzmirli her Türk'ün hayatı tehlikededir. Filippos'un şeytani ve sinsi bir planın peşinde olduğunu anlayan Cevdet bu felaketi durdurmak için Ankara'dan gelen yardımı İzmir'e sokmanın bir yolunu bulmalıdır.

Hilal ve Leon'un sırrı ortaya çıkmış, iki genç aşklarının imkansızlığıyla yüzleşmiştir. Dahası Hilal'in Leon'un gidişiyle ilgili öğrendikleri durumu daha da zorlaştıracaktır. Öte yandan Yıldız ve Yakup arasındaki kriz de Yıldız'ın fevri bir hareketiyle derinleşir. Baytar'ın şehre sızdığını anlayan Filipos buna engel olmak için orduyu seferber ederken, zamanla yarışan Cevdet, İzmir'i tekrar ayağa kaldıracak Mehmet Akif'e yardım etmenin yeni bir yolunu bulmak zorundadır.

Harbin henüz bitmediğinin farkında olan Azize ise civar köylerdeki muhtaç kadınlara yardım edebilmek için dostlarıyla yola düşer. Bu yolda, mağlubiyetin etkisiyle çığrından çıkmış Yunan askerleriyle karşı karşıya gelecektir. İnönü hezimeti yüzünden şehre gelen Yunan Kralı Konstantin, Filippos’a ordunun geri çekilmesini emreder.

Cevdet, tüm gerçeği kızı Hilal'e itiraf eder. Hayati tehlikesi süren Hilal, kurtulabilecek midir?

Filippos Yunanistan’da ilan edilen seferberliğin yardımıyla Türklerin üzerine yürümek için büyük bir ordu kurmuştur. İki ordu cephede karşı karşıya gelmeye hazırlanırken, Filippos kendi planlarını uygulamak için harekete geçer.

Azize ve kadınlar, Eskişehir’de zor durumda kalan yaralılar için yola düşerken Ankara da çekilme kararıyla karışmış, Meclis'in taşınması dahi gündeme gelmiştir. Savaşın en karanlık günleri gelip çatmış ve Türk halkının umudu tükenmiştir. Cevdet direnecek gücünü kaybetmektedir. Ancak Cevdet’i mücadeleye devam etmeye inandıracak güç çok yakınındadır ve ölümlerle yıkılan Cevdet'i trajik bir ölüm yeniden ayağa kaldıracaktır.

Azize, Cevdet’in hıncı yüzünden duymaz olduğu yüreğinin sesi olmaya çalışacaktır. Doktor Suat İzmir’e gelir; söyledikleri Hilal’i, ailesi ve hatta Leon’la karşı karşıya getirir. Yıldız'la yaşadıkları sebebiyle Aleksi'nin hedefi haline gelen Yakup ise Vecihi’ye tehlikeli bir görevde eşlik eder

Yakup’un kuvvacı olduğunu öğrenen Yıldız, Havva’yı kurtarmanın yolunu arar. Yakup’un tutuklanmasına neden olan uçağı geri almak için Leon’la iş birliği yapan Vecihi ise bambaşka şeylerle geri dönecektir. Filippos konuşmamak için direnen Yakup’u çözmek için akıl almaz bir yönteme başvurur.

Ankara Cevdet'ten, İtalyanlara esir düşen ve serbest bırakılmak üzere olan Türk subaylarıyla ilgili bir görev verir. Şimdi Cevdet'le Filippos arasında tehlikeli bir satranç oyunu başlayacaktır. Bu öylesine tehlikeli bir oyundur ki Cevdet'i kızı Hilal'le ölümcül bir şekilde karşı karşıya getirecektir.

Sakarya’da giderek kötüleşen durum ölüm kalım yarışına dönerken Cevdet, Hilal ve Leon'un da yardımıyla Filippos’un dikkatini askerlerden uzaklaştırmayı başarıp planını uygulamaya koyar. Bu sırada Aleksi, Havva’nın ölümünden sonra babasıyla yakınlaşmış, onu Leon’a karşı kışkırtmaktadır. Bu çabası Leon’u ölümün eşiğine kadar getirecektir.

Cevdet, Mustafa Kemal'in emriyle giriştiği Şafak Harekatı planının selameti için elini çabuk tutmak zorundadır. Ancak bu kez Filipos'un elinden kaçması kolay olmayacaktır. Dahası Filipos, Cevdet'e karşı kullanabileceği en önemli kozu ele geçirmiştir.

Azize ile Cevdet, canları pahasına Filippos'un eziyetlerine direnirken takatleri anbean tükenmektedir. Üstelik Yunan Ordusu var gücüyle saldırmakta, Kurtuluş Savaşı'nın en önemli muharebesi sona yaklaşmaktadır. Geriye tek bir soru kalmıştır: Cevdet vazifesinin sonuna gelirken bir hain mi yoksa bir kahraman olarak mı anılacaktır?