John Carpenter söyleşilerinde küçüklüğünden beri Haward Hawks hayranı olduğu hep dile getirir.50'lerde Hawks tarafından çekilen ilk film daha sonra Carpenter tarafından bir yeniden çevrimle karşımıza çıkmıştı.Artık Carpenter'ın neredeyse daimi oyuncularından bir haline gelmiş Kurt Rosel'ın başrolde olduğu film yaratık filmlerine yepyeni bir soluk getirmekle kalmıyor aynı zamanda yılının fazlasıyla başarılı maket tasarımları ve görsel efektleriyle adından söz ettiren başarılı bir Bilim-Kurgu.Korku-Gerilim bazen Bilim-kurgu zaman zaman aksiyon türünde çektiği filmlerle Carpenter sinemasının kendine özgü tarzı olduğu kesin.Ustanın yeni filmlerine merakla bekliyorum.
Genel itibari ile yeniden çevrim filmleri gibi kötü sonuçlanmamış iyi bir film.Arkadaşların dediği gibi zamanın şartlarını üstünde efectler ile çekilmiş güzel övgüleri hak eden bir film.
Bu filme diyecek bir ’şey’ bulamıyorum. Carpenter’dan uçuk kaçık bir film. inanılmaz bir hayal gücüyle oluşturulmuş makyaj ve 80’lerden çıkmış olduğu 10 km’den belli olan efektleriyle akıllara zarar bir film Şey.Uzaylıların dünyayı ele geçirme ’beklentisini’ Yaşıyorlar filmindeki gibi yine acayip bir şekilde dile getiriyor yönetmen. belli kesimi(80’ler sevenleri) peşinden götürebilmesinin yanında oluşturduğu güvensizlik atmosferiyle kendinden sonraki filmlere yol göstericilik özelliği, benim gözümde filmi önemli sayabileceğim bir unsur. eğlenceli bir film diyebiliriz Şey için. ancak Carpenter konuya girişte genelde biraz geç kalıyor sanırım.(6)
geçen tv oynarken eleştirmenin biri bayağı met etmişti ama malesef kaçırdım.sonra vcd sinin olduğunu gördüm ve ilk defa izledim. gerçekten film 1982 de yapılmasına rağmen izleyicigeriyor.böyle ustaca yapılmış filmleri artık bir kaç yılda bir geliyor.John Carpenter filmde kadın oyuncu olmadan da başarılı olunabilineceğini kanıtlıyor.
bence bilim-kurgu korku türü içinde böyle bir film hala yok. Çocukken izlemiştim aklımı almıştı. Geçenlerde vcd si çıkmış acaba aynı duygularla izleyebilecekmiyim diye tekrar seyrettim. Evet gene gerdi ve ben aynı çocukluğumdaki gibi refleks olarak arada ellerimi kapatarak izledim. İYİ FİLM MUTLAKA İZLEYİN . VCD OLARAK SATILIYOR.
bu arada Eden knight ta güzel bi noktaya işaret etmiş. Zaten filmin esas oğlanı da alkolik bi Vietnam savaşı gazisi. Ortamdaki diğer tipler de ondan çok farklı değiller ve yaratıktan ziyade bu herifler başlı başına korkulacak tipler.
Özellikle karakterler arasında kurduğu güvensizlik ortamıyla geren(ki çekildiği dönemde dünyaya hakim olan havaya başarılı bir gönderme)çok başarılı maket ve makyaj çalışmasıyla iğrendiren film,oyuncuların başarılı ve öne çıkmayan performanslarıyla da parlıyor,bilgisayar oyunu her ne kadar kazık derecede zor olsa da zevkliydi,bu arada filmin muğlak finali de son celsede izleyiciyi germeyi başarıyor,kaçmayacak bir bilimkurgu-gerilim,vahşet kullanımı hassas midelere uygun değil.Saygılar.
filmin o soğuk havadaski gerilimli ortamının dehşetli müziklerle bile birleşmesi insanın gerilmesine yetiyo...john carpenter'in kendisine has anlatımıyla sunduğu film belki ilki kadar korkunç değildir(okudum yazılara dayanarak söylüyorum)ama yarattığı gerilimli ortam dahi filmi seyretmeye yeterli...her ne kadar sonu acayip bitsede...
Carpenter drt dörtlük gerçekten de.senarist,yönetmen,hatta müzisyen.kullandığı mekanlar,karakterler tamamen usta işi.bu filmi de beğenmeyen olmamıştır heralde.
Waaaaaay en nihayet The Thing beyazperde.com’un görüş alanına girdi !!!Açıklamalarda da denildiği üzere herkese hitap etmese de sevenlerinde bağımlılık yapan , kült mertebesinde bir film.Bembeyaz bir dünyadaki yalnızlık(eğlencelerindeki monotonluktan,iletişim kuramamalarına kadar herşekilde dışarıyla bağlantıları izole edilmiş vaziyette),sinir bozucu tekdüze müzik,neyle karşıkarşıya olduklarını bilmemenin verdiği panik ve adamım Kurt’ün süper oyunu sayesinde çevirip çevirip izlediğim bir film The Thing.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.