Büyük Adam Küçük Aşk

Yaşlı, cumhuriyetçi bir emekli hakim ile tek kelime Türkçe bilmeyen minik Kürt kızı arasında, önce mesafeli başlayan, sonrasında sıcak bir sevgi ilişkisine evrilen, gerilimli, naif ve net mesajlara sahip bir yerli yapım Büyük Adam Küçük Aşk. Türk sinemasında son yıllarda Kürt meselesine dair, bu denli cesur çıkışlarda bulunulan yapım sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Türkiye’nin bu en önemli sorununda sinemacıların, bu konuda söz söyleme ihtiyacının olduğu bir muhakkak ve yönetmen Handan İpekçi de bu çetrefilli mevzuda sözünü budaktan sakınmıyor bu ilginç filmde. Hejar, tüm ailesini çatışmalarda kaybetmiş küçük bir Kürt kızıdır. Yoksul bir akrabası tarafından genç bir kadın avukatın yanına bırakılır. Avukatın evinde, ayrılıkçı örgüt üyesi iki kişi de kalmaktadır. Polisin yargısız infazı sonucu avukat ve beraberindekiler yaşamlarını yitirirler, ancak küçük kız mucizevi şekilde polisler tarafından fark edilmeksizin daireden çıkmayı ve komşuya sığınmayı başarır. Komşu, Türkiye cumhuriyetinin kuruluş ideallerine sıkı sıkıya bağlı bir emekli hakimdir ve kısa süre önce eşini yitirmiştir. Hakimin temizlikçisi de Kürt’tür ve onun çevirmenliği sayesinde kızın durumu kısmen anlaşılır. Onu polise teslim etmeye gönülleri el vermeyince, biri Türkçe, diğeri ise Kürtçe bilmeyen; aralarında ise büyük bir yaş farkı bulunan bu iki insan aynı evde kalmaya başlar.

Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi senaryo dallarında ödül alan film, minik yıldızı Dilan Erçetin’e de jüri özel ödülü kazandırdı. Filmle ilgili ilginç bir eleştiri ise Cumhuriyet Gazetesi’nden geldi. Gazete yazarları arasında, Cumhuriyet gazetesi okuyan hiçbir yurttaşın sırf Kürtçe konuşuyor diye küçük bir kıza kötü davranamayacağını, filmin bir sekansında Cumhuriyet gazetesi okuyan yargıcın küçük çocuğa bazı davranışlarının Cumhuriyet okur profili ile uyuşamayacağının konuşulması dikkat çekti ancak yönetmen Handan İpekçi kimseyi incitmek gibi bir amacının olmadığını açıklamıştı.