Hesabım
    Hababam Sınıfı Üç Buçuk
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,0
    Çok Kötü
    Hababam Sınıfı Üç Buçuk

    Kimlerin Kemikleri Sızladı?

    Yazar: Ertan Tunç

    Kim derdi ki Hababam Sınıfı, Türk Sinema kültüründe köklü bir yer edinememiş korku/dehşet öğeleri ile bezenmiş yepyeni bir formla izleyicisini selamlayacak diye. Korku türü; Türk Sineması'nda tüm ciddiyetiyle var olmaya gayret gösterdikçe, daha da komik bir film ortaya çıkmasına yol açmaktan başka neye yaramıştı ki?

    Neyse ki Hababam Sınıfı: Üç Buçuk, korku öğelerini komikliklerinin tamamıyla farkına vardığı bir yapıyla seyircisine sunuyor. Çok yerinde bir hamle yaparak asla izleyicisini korkutmaya çalışmıyor. Seyirci; korku/dehşet verici efekti, vaziyeti veya tuzağı önceden görüyor ve kendisini birazdan pek de bulunmak istemeyeceği bir durumda bulacak olan kurbanın yüzüne odaklanmaktan alıkoyamıyor. Ardı ardına büyük ve olasılıkla travmatik şoklar yaşayacak olan Hababam Sınıfı mensuplarının içine düştükleri hâle gülüyor seyirci.

    Anlatı (komedi için korku) açısından aklanan Hababam Sınıfı Üç Buçuk'un göze çarpan ilk mühim noksanı; konuşmaya dayalı esprilerin ucuz olması. Saksafon esprisi, Pippi Adası gibi belden aşağı göndermeler, küfürlü hitabetler ve hazırcevaplılığa dayalı yerli screwball'lar daha çok kültür düzeyi düşük bir kitleyi hedef almışa benziyor. Durum esprileri ve ayrıksı kişisel performanslar ise filmin asıl kozunu teşkil ediyor çünkü bunlar daha kalıcı.

    Şafak Sezer ve Peker Açıkalın arka planda oldukları sahnelerde bile dikkatleri üzerlerine çekebilen acayiplikler yapan oyuncular. Her daim tüm gözler onlara baksın istiyorlar ve bunu da başarıyorlar. Mehmet Ali Erbil, son 15 yıldır yarattığı şovmen tiplemesinin esiri olmaya devam ediyor. Aslında burada kabahat sadece oyuncuların değil. Yapımcı baskısı altındaki senaristler, bu nev-i şahsına münhâsır kişiler için senaryoyu değiştiriyorlar. Yani Memet Ali Alabora'nın herhangi bir popüler filmde; esas kızı götüren yakışıklı, iyi niyetli, hafif yırtık delikanlıyı oynamaktan başka çaresi kalmıyor. Zamanında Shakespeare kahramanlarını oynamış, tiyatrocu bir ailenin tiyatroda büyümüş başarılı oğlu için yakışıklılık zaaf olabiliyor demek ki.

    Ferdi Eğilmez, büyük bir ustanın kemiklerini sızlatmaya devam ediyor, filmde yönetmenlik nâmına bir şey görmek mümkün değil. Bir kartopu savaşını, bir kovalamacayı dahi lâyıkıyla çekememiş Ferdi Eğilmez. Muhtemelen bazı görüntüler çıkarıldığı için kurguda da ciddi sorunlar var. Veda sahnesi, parti sahnesi çok ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Hele Ercüment'in bir sonraki gün gerçekleşecek olayları rüyasında görme sebebinin açıklanmayışı filmin en büyük eksikliği. Aslında bu sahne; Ercü'nün içindeki endişenin sebebi olarak daha doğrusu onun endişesinin yol açacağı esprilere dayanak teşkil etmesi için zorlamayla sıkıştırılmış ama bu doğal rasyonaliteyi yerle bir eden sahne dikkatli bir seyircinin tüm film boyunca takılıp kalmasına neden oluyor.

    Kronolojik olarak Hababam Sınıfı serisine baktığımızda; Hababam Sınıfı Üç Buçuk'ta çok özel bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Bu yapıtta Hababam, filmin tamamına yakınında tongaya düşen bir sınıf olarak karşımıza çıkıyor. Hababam'ın o tanıdık imajına vurulmuş ağır bir darbe bu, çünkü Hababam bugüne kadar daha çok kendi aralarındaki esprileri sayesinde öne çıkmıştı. Hababam Sınıfı Üç Buçuk'ta; biz izleyiciler, Hababam'a düzenlenen komplolara ve bu operasyonun onlar üzerindeki etkilerine gülüyoruz. Bu alışılagelmedik tarz, filmi Hababam Filmi olmaktan çıkarıyor. O Rıfat Ilgaz'ın Hababam'ı ve Aziz Nesin'in Bütün Babalar Birinci'sinin karışımından çıkan özel bileşim büyük tahribata uğramış ve fena halde kan kaybetmişe benziyor. Final sahnesi hariç, hemen her şeyi eline yüzüne bulaştırmış, hep faka basmış, ketenpereye gelmiş bir Hababam bu. Ne kızlardan hırsını aldı, ne Deli Bedriye'den ne de Fezâ'dan. Olacak iş mi bu? Hababam'a yakışmadı.

    Hababam korosunun kanon halinde söylediği "Hababam" parçasının ve öğretmenler odasında söylenen "Kar" parçasının ilginç bir tat kattığı Hababam Sınıfı Üç Buçuk, güldürmek için korkutan ve bu tavrıyla da şimdiden Türk Sineması'nda kendine has bir yer edinen, popüler oyuncularından gücünü alan orta halli bir komedi. Diğer yeni Hababam'lar ve Maskeli Beşler gibi bir film. Ötesi değil.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top