Hesabım
    Mavi Dalga
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Mavi Dalga

    Ergen kalkan yol alır

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Mavi Dalga, Zeynep Dadak ve Merve Kayan’ın ortak yönetmenliğinde bir ilk film. Zeynep Dadak’ı aynı zamanda “eleştirmen” kişiliğiyle tanıyoruz. Hal böyle olunca filme ilgim bir kat daha artıyor çünkü ne zaman bir filmi eleştirsem, karşılığında şu cümle gelir; “sen çek de görelim”!

    Film eleştirmenlerinin çektiği filmlere yabancı değiliz. Bundan 5 yıl önce Talip Ertürk ve Murat Emir Eren bir tür sineması denemesine girişmiş ve found footage/buluntu film tekniğine sarılarak bir zombi filmi çekmişti. Kısmi başarıları olan bir deneme olarak usumuza yerleşti.

    Gelelim Mavi Dalga’ya... Mavi Dalga bir ilk film için affedilebilir pek çok kusur içeriyor. Filme pekala bir biçim ve anlatım denemesi olarak bakılabilir. Türk/iye sinemasının iki yakasında (festival vs. gişe) duran ve artık klişenin sınırlarını zorlayan işlerden ayrılmak, diğerlerine benzemeyen bir film yapmak için yola çıkıldığı ortada. Filmi senaryosu ve yönetimiyle sahiplenen bu iki kadını biraz araştırdığınızda teorik olarak çok yetişmiş olduklarını da fark ediyorsunuz ancak teoride muhteşem gibi görünen bir yapının, yaratıcısının sınırları ve çevresel imkânsızlıklar yüzünden çöktüğünü de bir kez daha görüyoruz.

    Mavi Dalga aslında bir “yarışma filmi” değil. Bu oldukça mütevazı denemenin 50. Altın Portakal’dan “en iyi senaryo-kurgu-ilk film” ödülleriyle dönmüş olmasına hala şaşırıyorum. Özellikle senaryo ödülü, yarışan diğer filmlerin yetersizliğiyle dahi açıklanabilecek bir şey değil. Çünkü Mavi Dalga’nın iyi yazılmış bir senaryosu ve kurgusu var diyemeyiz. Klişeden kaçmak isterken gereklilikleri de evde bırakıp yola çıkan bir filmden bahsediyoruz. Açıkçası aynı malzemeyle tekrar tekrar kurgulansa sürekli farklı manalar yaratabilecek bir iş var ortada. Bir tür rastlantısal kurgu yani...

    Mavi Dalga, liseli gençlerin peşine takılıp geçirdiğiniz birkaç günden farklı bir his uyandırmayacak. Senaryo hiçbir çatışma içermiyor, ama günahı bu değil. Çok sevdiğim bir David Lynch filmi olan Straight’in Hikayesi (The Straight Story)’de çatışma barındırmayan bir öykülendirme içerir ancak filmi sonuna kadar izlettirecek pek çok cazibe noktasına ve güçlü bir finale sahip bir yol hikayesidir. Mavi Dalga için “gençlerin peşine takılıp Balıkesir sokaklarını arşınlamak” nitelendirmesi yapabiliriz ancak. Filmde bir şeyler olacakmış gibi olup da hiçbir şey olmaması bir yönetmen tercihi bu muhakkak ama bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez.

    Uzun bir video klipten çok da farklı bir iş olmayan Mavi Dalga, dramatik yapıyı bilinçli bir şekilde kurmak istediği anlarda çöküyor. Örneğin, doğalgaz kesintisi nedeniyle yaşanan elektrik kesintisinin halkta yarattığı infial sekansları... Ne olduğunu anlayamıyorsunuz bile... Zaten filmi anlamak için yönetmenlerle söyleşi yapmaya ya da verdiği röportajları okumaya mecbursunuz. Anlattıkları şeyin güzelliğine kapılıyorsunuz ama bu beyanların çekilmiş filmde karşılığı yok.

    Mavi Dalga içeriğine ihanet etmemek için ne kadar iddiasız kalabilirse o kadar değerlenebilecek bir film... Çünkü Türk/iye sineması adına büyük bir başarı örneği gibi sunulan Mavi Dalga bu savların altında eziliyor. Filmde hoşuma giden, Kim ki O’nun müziği ve Zeynep Dadak-Merve Kayan ikilisinin  fetişi haline gelmiş olan sahil sekansları oldu. Hikayenin sahile bağlanma isteği de çok açık ancak öncesinde ve sonrasında ilgi çekici bir şey yok.

    Keşke filmin çevresinde bu kadar gizlenmiş bir PR faaliyeti yürütülmeseydi. Seyirci bir festivalden “en iyi senaryo-kurgu” ödülüyle dönmüş filmde gerçekten iyi bir hikaye ve bunu ustaca aktarabilen bir kurgu bekliyor. Olmayınca da “festival filmi” izlemekten vazgeçiyor. Sonra da sinema yazarlarına içi boş bir “seyirci de Recep İvedik’ten başkasını izlemiyor” saptaması yapmak kalıyor.

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top