Hesabım
    Ölümcül Tuzak
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Ölümcül Tuzak

    Ölümcül Tuzak

    Yazar: Ali Ercivan

    Geçtiğimiz Cuma, son dakikada bir film girdi vizyona sessiz sedasız... Doğru dürüst tanıtımı yapılamadı ve neticede çok az seyirci çekti salonlara. Bu yıl muhtemelen En İyi Yönetmen dalında Oscar kazanacak filmi, böyle heba etti bir dağıtımcı.

    Özellikle aksiyon filmleriyle tanınan Kathryn Bigelow'un, Irak'ta görev almış bir gazeteci olan Mark Boal'un senaryosundan filme aktardığı Ölümcül Tuzak (The Hurt Locker), Irak'ta görev alan bir bomba imha ekibinin hikayesini anlatıyor. "Savaş bir uyuşturucudur" sloganıyla başlayan film, imha ekibinin yeni liderinin savaş bağımlılığına odaklanıyor özellikle.

    Ölümcül Tuzak, son derece ustaca çekilmiş ve gerilim dozu yüksek sahneleriyle dikkat çekse de işin sadece aksiyonuyla ilgilenen bir yapım değil. Fakat senarist ve yönetmenin derdi, Amerika'nın Irak'ı işgali üzerine bir yargıda bulunmak da değil. Belki bizim eleştirmenlerimizin bir kısmını tatmin etmeyen de filmin net bir Amerikan karşıtı tavır takınmayışıdır.

    Ancak böyle bir peşin hükümle yaklaşmak yanlış olur karşımızdaki filme. Ölümcül Tuzak, Irak'la ilgili bir film değil. Tıpkı Amerika'yla ilgili de olmadığı gibi. Filmin bu dönemde ve o coğrafyada geçiyor olması sadece bir detay. Ölümcül Tuzak, herhangi bir savaşta geçiyor olabilirdi. Ve bu değerinden hiçbir şey eksiltmezdi. Çünkü karşımızdaki genel anlamda savaş ve askerlik müessesesi üzerine, savaşın bireyler üzerindeki etkisi üzerine bir film.

    Ölümcül Tuzak, bize kahraman Amerikan askeri portreleri çizmeyen bir savaş filmi. Onun karakterleri, savaş ortamında hayatta kalmaya çalışan çeşitli arızalı adamlar sadece. Bigelow, onların zanaatine hayran ama arızalarına karşı da soğukkanlı. Evet, özellikle politik bir tavır almıyor ve içinde bulunduğumuz dönemde bu biraz fazla naif bir tutum olarak görülebilir. Ama neticede insani bir tavır alıyor.

    İşin Oscar tarafına gelince, yakında devam edeceğimiz Oscar dosyalarında da değineceğim gibi, kadın yönetmenlerin damgasını vurduğu bu yılda Bigelow Oscar'a en yakın isimlerden biri. Teknik kategoriler ve En İyi Film haricinde, başrol oyuncusu Jeremy Renner'ın da adaylık elde etmesine şimdiden kesin gözüyle bakılabilir. Ve Point Break, Strange Days, Blue Steel, Near Dark gibi filmlerin yönetmeni olan Kathryn Bigelow'un, yönetmen Oscar'ını kazanan ilk kadın olmasından daha heyecan verici ne olabilir ki?

    Ve işte yılın en başarılı filmlerinden biri, kalabalık bir haftada son anda vizyona sokularak, ülkemizde sessiz sedasız kaybolup gidiyor. Karşınıza çıkarsa, lütfen kaçırmayın!

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top