Hesabım
    Siyah Kuğu
    Ortalama puan
    4,1
    1456 Puanlama
    Siyah Kuğu hakkında görüşlerin ?

    228 Kullanıcı yorumları

    5
    39 Eleştiri
    4
    99 Eleştiri
    3
    17 Eleştiri
    2
    50 Eleştiri
    1
    11 Eleştiri
    0
    12 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    sinema
    1 ziyaretçi
    4,5
    6 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
    Siyah kuğu olmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışan ve bu durumun onda yarattığı psikolojik baskı. İzlediğim en iyi psikolojik durum yansıtan filmlerden. Natalie Portman muhteşem. Masum ama bazen kendini karanlık taraflara atan beyninin onunla oynadığı oyunlara karşı kendini savunmaya çalışan bir balerini çok iyi canlandırıyor. Kendi masum tarafını bir kenara atıp içindeki karanlık şehvetli, karakteri çıkarmaya çalışıyor. Senaryosunda hiçbir şey olmamasına rağmen yarattığı psikolojik durum ve görüntüsüyle izlenmesi gereken bir film
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Aralık 2015 tarihinde eklendi
    Black Swan, temposu yoğun, baş döndüren, heyecanlandıran, kafa karıştıran, Birdman tarzında bir sonra ve Whiplash'e benzer bir işleyişe sahip olan ve de en önemlisi, Mila Kunis ile Natalie Portman gibi 2 büyük oyuncuyu daha da büyüten bir film. Sürükleyici ve izlediğinize pişman olmayacağınız bir film.

    Kunis oldukça sade ve doğal oynamış (bir Oscar adaylığı iyi olurdu doğrusu onun için) ve Portman her ne kadar biraz durağan gözükse de aslında onun performansını daha yükseltmiş. Oyunculuklar ve işleniş konusunda bir sıkıntı yok filmin. Sadece senaryonun varmak istediği yeri ve verdiği mesajı pek gözüm tutmadı. Ama bunun dışında bu film, size heyecanlı ve sürükleyici dakikalar vaat ediyor. İzlenebilir.

    TOPLAM PUAN: 8/10
    Cinemain
    Cinemain

    Takipçi 32 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    4 Haziran 2020 tarihinde eklendi
    Korkunç bir film. BU FİLMİ İZLEYİP DE AYLARCA PSİKOLOJİK PROBLEMLER YAŞAMIŞ KİŞİLER TANIYORUM.
    Hem de tüm bunun yanında "Beşinci Kol Faaliyetleri"nin eseri olan bir film. NE ACI Kİ ÜLKEMİZ ve DÜNYANIN BÜYÜK BİR KISMI BU FAALİYETLERİN ETKİSİYLE CİDDİ BİR AHLAKÎ ÇÖKÜŞ YAŞIYOR. Bu çöküş ahlakla sınırlı kalmıyor tabi. AHLAKÎ ÇÖKÜŞ BERABERİNDE EKONOMİK, SOSYOLOJİK ve PSİKOLOJİK ÇÖKÜŞÜ GETİRİYOR. Her zaman eklediğim gibi: Sanat adına hiç durmadan çekilen ve şehevanî duyguları tasvir eden bu filmler, AHLAKIN GÜNÜMÜZDE NE DERECE SÜKÛT ETTİĞİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖSTERMEKTEDİR. "Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan/ Giy o tâcı emîn ol her belâdan." der şair. Tavsiyem EDEB TÂCInı giyip BU TÜRLÜ BELALARdan uzak durmanızdır.
    Kadın/erkek fitnesi, pek çok geçmiş milletlerin çöküşüne sebep olmuştur. Evet, geçmişte yaşamış pekçok topluluk ve milletler kadın/erkek fitnesi yüzünden mahv u perişan olmuştur. Roma ve Bizans şehvet ve şehevanî duygular altında kalarak ezildi. O güzelim Endülüs de öyle..
    ichabot-2
    ichabot-2

    Takipçi 29 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    7 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    Hayatımda izlediğim en sıkıcı filmlerden biriydi. Bale sevenler ya da zamanında biraz ilgilenmiş olanlar filmi sevebilir ya da lezbiyen sevişme sahneleri birilerinin ilgisini çekebilir. Gel gör ki her sahnesinde bir sonra gelecek sahneyi tahmin edebildiğin sıradan bir film. Sanatsal ve sıkıcı film tabirine birebir uymakta. Yarısından sonra artık nefessiz kalıp ilerlete ilerlete izlediğim, sonlara doğru onu bile yapmaktan sıkıldığım bir film oldu :( 3/10
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 550 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    10 Aralık 2014 tarihinde eklendi
    beklentilerden çok ama çok uzak kalan bir film hiç mi hiç begenmedim
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    20 Ocak 2014 tarihinde eklendi
    Beğenmeyen bazı arkadaşların neyi beğenmediğini cidden anlamamış olsam da tam bir sanat eseri olduğunu düşünüyorum bu yapımın ki Portman'ın aldığı Oscar bunun kanıtı olsa gerek.

    10 üzerinden 10 bütün oyunculara,yönetmene,senariste vs vs vs
    dolunay946
    dolunay946

    Takipçi 106 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    28 Nisan 2012 tarihinde eklendi
    Black Swan (Siyah Kuğu) 2010 Yönetmen : Darren Aronofsky

    Siyahla beyazı ruhunuzda iç içe geçirdiğinizi,duygularınızdan baskın olanını bir kenara koyup karanlıkta kalan yanınıza ışık tuttuğunuzu "hissettiğiniz" zaman dilimleri oldu mu hiç ?
    Filmin konusu kısaca şöyle; Nina (Natalie Portman) hayatını baleye adamış oldukça yetenekli bir balerindir. Balede oyun yönetmeni Leroy (Vincent Cassel),yeni sezonda "Kuğu Gölü Balesi" ni yeniden sahneye koymak ister ve bunun için de hem saflığı,naifliği temsil eden Beyaz Kuğu hem de hırsı ve şehveti temsil eden Siyah Kuğu'yu canlandırabilecek bir balerine ihtiyaç duyar. Baş balerin Beth'i (Winona Ryder) değiştirmeye karar veren Leroy'un ilk tercihi kırılganlığı ve masumluğundan ödün vermeyen Nina olur. Beyaz Kuğu için oldukça uygun olan isim Nina'dır fakat Siyah Kuğu için ise Lilly (Mila Kunis) biçilmiş kaftandır. Nina'nın içinde büyüttüğü rekabet duygusu ve hırsı ikili arasındaki ilişkiyi ilginçleştirecektir. Nina,kendisi gibi balerin olan annesi ile yaşamaktadır. Annesi,Nina'ya hamile kalınca baleyi bırakıp,yarım kalan hayalini kızının omuzlarına yükleyerek biryerde kendi hayalini tamamlamaya çalışmaktadır. Bu yüzden her şeyin mükemmel olmasını istemekte, kızının mutlu olmak istemesinden çok kendi hayallerinin yıkılma ihtimaline karşı çabalamaktadır. Bu da anneyi dominant bir karakter yapmaya yeterli bir sebep tabi ki. Hayallerdir insanı ayakta tutan çünkü. Annenin dominantlığı Nina'ya resesiflik olarak geri dönüyor. Nina karakterine baktığımızda;ürkek, masum,baleden ve annesinden başka hayata kapılarını kapatmış birini görüyoruz. Tüm çıkıntı duygularını, aşırılıklarını sümen altı etmek zorunda kalan biri dış dünyasında kendini sadece biryere odaklar,bu da muhtemelen işi olur. Nina için kendini ispatlayabileceği,annesinin takdiriyle özgüven noktasında bir adım ileriye gidebileceği tek durum annesinin yarım kalan hayalini tamamlayacağı 'bale'. Aşk, baştan aşağı uçarılık,aklına eseni yapmak,bedenin kontrolünü kaybetmek,bu duyguyla kendinden geçmek demek. Bu da Nina için birkaç beden büyük bir hadise. Bu mükemmel duyguyu yaşamayı istemek bile onu korkutmaya fazlasıyla yetiyor. Yaşamaya korktuğu bu duygu aslında onu Siyah Kuğu rolüne sokacak olan duygu. Nina'nın iç dünyası daha karışık; içinden geldiği gibi davranamadığı için belki de sürekli bir sıkıntı ve stres halinde. Bazen öyle bir hale geliyor ki kendi vücuduna eziyet etmekten geri kalmıyor ama bunu öyle bir halüsinasyon haliyle yapıyor ki kendisi bile farkına varmıyor. Siyah kuğu rolüne adapte olma olayı tam olarak burada başlıyor. İçindeki şehvetin ortaya çıkması için ilk adımı Leroy atıyor. (Nina'nın Leroy'un dudağını ısırdığı an,Leroy içindeki siyahı çıkarabileceğini anlayıp onu seçmeye karar veriyor bence). Kendi vücudunu tanımasını istediğinde Nina mastürbasyonla adım adım bu yönüne eğiliyor. Korktuğu,görmeye çekindiği yanını en dişli rakibi Lilly ile keşfediyor ve Lilly'nin şehvet yönünün Nina'daki hırsı azami düzeye çıkarışı Nina'da daha fazla strese ve halüsinasyonlara neden oluyor. Nina'nın bastırdığı yönüyle ilgili halüsinasyonlar oyunun sahne alışı yaklaştıkça hat safhaya çıkıyor. Bu da kendisini psikolojik olarak Siyah Kuğu rolüne adapte edişinin göstergesi. Çünkü beyaz kendi,siyah bastırdığı kişiliği. Film afişi Aronofsky insan psikolojisindeki bölünmeyi andırırcasına göz kırparak film hakkında bir önbilgi veriyor bize. İnsanın kendisiyle mücadelesi,bastırdığı,gizil kalmış yanına eğilimi,hırslarıyla cebelleşmesi bu kadar sakin ve aynı zamanda keskin ifade edilebilirdi. Filmde her oyuncu rolünün hakkını fazlasıyla verirken Natalie Portman tapılası bir performansla seyirci karşısına çıkıyor. Özellikle Kuğu Gölü Balesi'nin sahne aldığı son 20 dakika tadından yenmiyor. Bakışlar,halüsinasyonlarla gerçeğin iç içe geçişi muazzam ! Film müzikleri Clint Mansell in elinden çıkma ve filmle 4-4 lük uyum içinde. Natalie'nin oscarı alması farz. Yönetmen Aronofsky birkez daha başımı ağrıtmayı ve insan psikolojisini nüanslarıyla irdelemeyi başarıyor. Görmezden geldiğimiz kaç yüzümüz var bizim ? Kaç kırılma noktasından sonra yüzümüz döner karanlıkta kalmış yanımıza ?İnsanın karanlıkta kalmış yanını hırsı ile nasıl keşfettiğini "rağmen"lerine rağmen nasıl gün yüzüne çıkardığını görmek istiyorsanız bu filmi kaçırmayın derim.
    Figen-Ay-e
    Figen-Ay-e

    Takipçi 88 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    13 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Konusu ilginç, ama beni asıl çeken filmin afişi oldu, oldukça etkileyici...umarım filmde öyledir...
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    19 Nisan 2015 tarihinde eklendi
    New York'ta yaşayan Nina isimli balerinin psikolojik sorunlarının ele alındığı müthiş ötesi psikolojik gerilim filmi. Beyaz kuğuyu kusursuzca oynayan Nina, siyah kuğunun da üstesinden gelmek için uğraşıyor. Yönetmen Darren Aronofsky'in hareketli kamera kullanımı çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
    Natalie Portman daha önce alması gereken Oscar'a bu filmde ulaşıyor, gerçekten müthiş ötesi bir oyunculuk sergilemiş. Karanlık tarafını yüzleşerek keşfeden Nina izleyiciyi germekte çok başarılı. Başyapıt tadında bir film izlemek istiyorsanız kaçırmamanızı tavsiye ederim.
    BABA S.
    BABA S.

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Temmuz 2018 tarihinde eklendi
    Tek kelime."Sürükleyici".Bir sanat aşkı nasıl bu denli güzel işlenebilirdi ki? saplantılar,insan beyni,bilinçaltı ve daha niceleri var bu filmde.Süre harika,konu harika,oyuncular harika,"-" bulmaya çalışıyorum zorlanıyorum.Heh bir tane buldum.Sanattan korkar oldum artık.Bu güzelim filmi izlemenizi tavsiye ederim.Sözde "beyin yakan" film olarak değerlendirenler var fakat bu tür filmleri izlemeyi,aktif olarak seneryoyu anlamaya çalışan biriyseniz."Spoiler"Aaaa kız hayal görüyomuş demezsiniz ki bu filmde hayaller yüzümüze yüzümüze vurulmuş.Uzun lafın kısası aktif film izleyicisiyseniz,senaryo önemli diyorsanız mutlaka izleyin.
    Hilal S.
    Hilal S.

    Takipçi 63 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    9 Mayıs 2018 tarihinde eklendi
    Filmi izlerken çok gerildim.Annesinin ona bu kadar çok çocukca davranması bir süre sinirimi bozdu. Evet film güzel ki Natalie Oscar aldı bu filmde ki oyunculuğuyla harika dans etti... Sanki senelerce bale yapmışcasına efsane figürler sergiledi. Ama film başından sonuna kadar nedensizce sinirimi bozdu...
    ceyhan1905
    ceyhan1905

    Takipçi 4 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    10 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    hayatımda izlediğim en kötü filmlerden. bir film bu kadar mı sıkıcı olur. görsellik güzel. bale seven izlesin. başka da kimse izlemesin. 1 puan vermek için girdim ama maalesef sinepuan kapalı imiş. 1/10...
    bu kadar overrated film görmemiştim.iyi yorumlara aldanmayın.
    Demirtas
    Demirtas

    Takipçi 888 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    10 Temmuz 2012 tarihinde eklendi
    Natalie Portman'ın oyunuculuğu gerçekten çok iyiydi ama bu filmi bana sevdirmeye yetmedi. Bana göre anlatıldığı kadar iyi bir film değil. Beni çok cezbetmedi.
    Oylum K.
    Oylum K.

    Takipçi 6 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Eylül 2015 tarihinde eklendi
    Darren Aronofsky'nin Requiem For a Dream'inden sonraki bir diğer başyapıtı olan filmde Natalie Portman, Vincent Cassel ve Mila Kunis gibi değerli oyuncuların da rol alması filmi mükemmelleştiren diğer ayrıntılardan sadece biri.
    l-i-l-a-H
    l-i-l-a-H

    Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    4 Nisan 2011 tarihinde eklendi
    Portman, Oscar hakk ile alm...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top