Ustura'nın en büyük günahı ise, insan kaçakçılığı gibi hassas bir meseleyi türler ormanında gezintiye çıkarması ile ilgili. Soysuzlar Çetesi'nin poetikasını izleyen Ustura, aynı politik garabete düşüyor. Kaçak göçmenlik ve yasadışı insan ticareti gibi, bugün bir ura dönüşmüş bu insanlık durumu, Ustura'nın idrakı içinde yer yer bir kahkaha efekti haline geliyor, istismar sineması ile dalga geçmek için "bir renk, bir doku" sunuyor. Ustura'nın intikam hikâyesinin ABD'nin Meksika sınırı politikaları ve kaçak göçmen sorunuyla birleştiği bu noktaların ikna ediciliği, konulu erotik filmler ne kadar inandırıcı ise o kadar: Politik ve insani bir sorunun hassasiyeti üzerinde gerçekleşen bu duygusal erozyon, tıpkı verdiğimiz örnek gibi, inanılmaz bir müstehcenlik taşıyor. Belki de bu nedenle film, ABD sınırlarını geçen Meksikalıların bir av hayvanına dönüşmesini garipsemememizi, Robert De Niro'nun Güneyli şivesine eşlik eden kusma efektine gülebilmemizi bekliyor. Machete ve haremine kattığı kadınlar, Rodriguez'in müstehcen eğlence talebini yerine getirmek için canla başla kelle keserken, bir taraftan da devrimci kahramanlığa soyunuyor ve politik doğruluk alanını istismar ediyor. Gülmenin önünde hiçbir engelin kalmadığı bu ortamda, tüm öğeler tuhaf bir ciddiyet kazanıyor. Kendi kendini yiyen, yediğini tüküren, tükürdüğünü de yalayan bir film(si) ile karşı karşıya kalıyoruz.
Bundan dolayı Rodriguez'in Tarantino'yu aştığı, boynuzun çoktan kulağı geçtiğini söyleyenlere dikkat kesilmek gerek. Rodriguez, boş eğlenceden daha fazlasını sunmaya yeltenmeyen Tarantino'nun bir adım önüne geçiyor ve pastişi eleştiri ile buluşturmayı deniyor. Ancak bu denemenin türün sınırlarını sorgulayan cesur bir deneyden ziyade, sınırları yok etmeye girişmiş ve hüsranla noktalanmış bir girişim olduğunun altını çizmek gerekiyor. Rodriguez bir eleştiriye değil, politik sinemayı kitsch'e dönüştüren, dağınık, sıkıcı ve gereğinden uzun bir fragmana imza atıyor.
Gözlerden kaçan nokta, sinemanın ontolojisi üzerine gerçekleştirilen bu yıkıcı gülmenin yönetmenin kendi filmografisini de içten içe çürütmesi oluyor. Rodriguez'in de ustasının kaderini yaşayacağını şimdiden görebiliyoruz; kendini tüketmeye yazgılı bir sinema serüveni bu. Ustura, bu yolda yürümekte ısrar eden yönetmenin yakında nasıl bir kısır döngüye düşeceğinin gelecekten bugüne düşen yansımasını sunuyor.