Hesabım
    High School Musical 3: Senior Year
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    High School Musical 3: Senior Year

    High School Musical 3

    Yazar: Funda Sularöz

    Ergen ruhlu ülkeden, ''Amerikan Rüyası''nın gerçekleştiği kıpır kıpır, dinamik bir müzikal. Herkes anlatılan bu dünyada en yükseğe zıplar, duygularını en yoğun şekilde yaşar, hata yapsalar da doğru yolu bulurlar. Walt Disney'in tüm dünyayı kasıp kavuran TV serisi 3. filmiyle beyazperdede. Hayranları büyük bir hevesle filmin vizyona çıkış tarihini beklediler ve çok haklılar. Çünkü bu film, bu serinin hayranı olanı olmayanı içine alacak. Size, tüm dünyanın ekonomik krizde olduğu dönemde iki saatlik bir kaçış sunacak. Serinin takipçileri, ilk iki filmini ve karakterlerini zaten tanıyor ve tahminler de, seri beyazperdeye taşındığından, her şeyin daha renkli, daha parlak ve etkileyici olduğu yönünde. En azından, hayranlarının beklentileri bu filmde karşılığını bulacak.

    Artık son sınıfa gelmiş ve gelecekte yapmak istedikleri meslekleri için yollarını çizme noktasında olan Wild Cats Okulu öğrencileri, bir daha geri dönüşü olamayacak lise yıllarında bazı şeyleri birlikte son defa yaparlar. Bu deneyimler gerçekleştirilirken, filmde durmadan tekrar edilen, kendini keşfetme uğraşı vardır ve bu zaten tam bir çocuk gibi hareket eden, insanlarını korkutarak kendine bağlamaya çalışan, şımarıklık lüksünü kullanan Bush Yönetimi'nin artık son raddeye geldiği dönemde iyi bir mesaj gibi gözüküyor. Ama, filmin başrol oyuncularından Gabriella Montez'in bu yaz sevgilisi tarafından basına sızdırılan uygunsuz pozları da belli ki onu filmdeki yerinden etmemiş. Bu demektir ki, Amerika hala ergen ruhuyla hataları kabul eder ve bu onu, enerjileri tam gaz olan çocuklarıyla gülümseyen bir dünya yaratmaktan geri bıraktırmaz.

    Filme dönersek; oyuncular çok iyi, şarkılar çok iyi, filmde bazı soruların cevabı olmasa da senaryo genel anlamda başarılı. Amerikalılar senaryo yazımında göz açıp kapama zamanını dahi işin içine katarlar ki seyirci sıkılmasın ve bu filmin senaryosu bunu karşılıyor. Son 20 dakikada yaşanan eksik noktalar da zaten filme kendinizi kaptırınca o cevapları pek fazla aratmıyor. Ve tabii ki bir Amerikan filmi olarak müzikli kısımların çoğu ya fevkalade bir tiyatro sahnesi kıvamında ya da müthiş bir MTV klibi. Enerji hiçbir zaman düşmüyor, 17 yaşındaki çocukların tazeliği size geçiyor. Ama bunun yanı sıra verdiği mesaj da kuvvetli ve - benim o günkü ruh halimden dolayıydı- arkadaşlığın, insanların birbirine değer vermesinin vurgusuyla gözyaşlarım aktı. Kabul edilir ki hemen herkes için bu abartı bir durum olacaktır ama demek istediğim büyük harflerle vurgulanmıştır, tıpkı bu film gibi.

    Filmin genel türü için söylemeliyim ki, bazı insanlar için müzikal izlemek işkence olabiliyor. Evet, normal bir insansanız ya da olağanüstü durumlar hariç diyelim (mesela ilan-ı aşk), günlük hayatta birden müzik başlayıp şarkıyla ve abartı hareketlerle tepkinizi ortaya koymazsınız, ortaya çıkan dansçıları da unutmamalı. Ama bu film müzikal tavrını -her an 'N SYNC üyeleri tekrar toplanmış ve 90'lardaki halleriyle bir yerden fırlayacak gibi hissetseniz de- genellikle hikayeye iyi yedirmiş ve hikayeye sizi ortak edebiliyor. Ben dansa, müziğe tutkunum ve popüler kültüre aşinalığım da kayda değer. Benim gibi düşünenler ya da hiç olmadı kafayı boşaltıp şevkle doldurmak isteyenler buyursun bu müzikalin perdelerini aralasın.

    Funda Sularöz

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top