- ?Üç Maymun'u Oynamak -Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali'nde aldığı ?En İyi Yönetmen? ödülü yalnız ülkemize adayarak, bizleri gururlandıran Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi ?Üç Maymun?, ülkemizde olduğu gibi birçok ülkede de yılın en beklenen filmleri arasındaydı. Birçok filmiyle Cannes'da yarışan Ceylan; özellikle son filmleriyle festivalden ödülle dönmüş bizleri heyecanlandırmıştı. Büyük bir ödül için iyiden iyiye beklentiye giren bizleri, beklediğimiz ölçüde bir ödülle döndüğü için Ceylan'a teşekkür etmeyi bir borç biliyorum kendime öncelikle. Son yıllarda iyiden iyiye sanat sineması, entelektüel sinema diye adlandırılmış sinemaya arz eden en önemli yerli yönetmenlerimizden Nuri Bilge Ceylan. Minimalist sinema olarak tanımlanan -sanıyorum daha doğru olacak- tarzı daha ilk filminden beri benimseyen yönetmen; kendine has tarzını, sinemasal dilini her geçen filminde iyice geliştirdiğini görmemek için herhalde kör olmak gerek. Bu açıdan baktığımızda yönetimini iyiden iyiye geliştiren Ceylan'ın, ödülü almasını aslında tahmin etmek pek de güç değildi.Fotoğrafçılıktan gelme Ceylan'ın, bir tabloyu hatırlatan planlar çekmesi yönetmenin sinemasının en belirgin özelliklerinden biri. Yönetmeni iyi takip edenlerin bilecekleri gibi, yönetmenin bir diğer belirgin özelliği de uzun plan ve plan-sekanslara yer vermesi. Önceki filmlerinde bazı bu uzun planları gereksiz bulanlardandım; lakin bu filminde hikaye anlatımına yardımcı olan bu uzun çekimler filme katkısı büyük. Ceylan'ın anlattığı hikaye bu sefer diğer filmlerindekine nazaran biraz farklı. Karakterlerin tamamıyla metropol insanlardan oluşuyor. Bir politikacının yaptığı kazayı üstlenerek şoförü hapishaneye giriyor, ailesine o hapisteyken para yardımı yapması ve çıkınca yüklü bir para almak üzere? Daha en başında kötü kokan bu suç üstlenme, aileyi karanlığa doğru g.türüyor. İlk bakışta izleyeni duygulandırabilecek, izleyicinin karakterlerle bütünleşebilecek gibi duran bir senaryoya sahip olan film; bu konuda bizleri ters köşeye yatırıyor. Daha başlangıcından Nuri Bilge Ceylan, karakterler ve hikayeyle izleyen arasına bir mesafe koyuyor. İzlerken, filmin neredeyse hiçbir sahnesine kendimizi yerleştiremiyoruz. Perdede izlediğimiz olayları yaşayan aileye dışarıdan başka bir göz olarak katılabiliyoruz ancak. Yazının başından da bahsettiğim gibi, Ceylan yönetmenliğinin zirvesinde ve sinemasının en olgun dönemini yaşıyor. ?İklimler'den sonra yine HD teknolojisiyle çektiği filminde zaten hemen her filminde çektiği estetik görüntüleri, teknolojinin de yardımıyla, filmin hikayesiyle örtüşen, kabusu andıran bir havaya sokmuş. Oyuncuları takip eden, bazen oyuncunun yüzünden başka bir şey göremediğimiz planlarla karakterlerin o andaki ruh hallerini mükemmel bir şekilde gözler önüne getiriyor. Tabii bunda oyuncuların nefes alış veriş ve bazı nesnelerin seslerinin yardımı da büyük. Hacer'in telefonunda çalan Yıldız Tilbe şarkısını saymazsak, müziğin kullanılmadığı filmde sesler önemli bir yer teşkil ediyor. Sırası gelmişken bu telefon melodisi şeklinde dinlediğimiz şarkı bazen filmde bir öneme sahip gibi dururken bazen de can s.k.cı bir hal alıyor.Anlatılan hikayede Ceylan bazı yerleri boş bırakıyor. Özellikle kadının neden kocasını aldattığı ve geçmişte ölen çocuklarıyla ilgili kısımlar hiç açıklanmıyor. Sanki bu boşluklar kasıtlı yapılmış gibi. Aslında pek de ipucu barındırmayan bu kısımlara izleyen kafasına göre eklemeler yapabiliyor, kendince. Belki de Ceylan böyle bir seçim yapmış kendi kafasında, belki de üzerinde durmak istediği kısımlar bu boşluklar değil. Yapılan ihanetin nedeni tamamen açıklanmıyorken, ki bu sınıf atlama çabası olabilir, filmin başında yapmadığı bir suçu üstlenen kocanın finalde çaycıya yaptığı teklif, sanki içerisinde bulundukları sistemin herkesi aynı mertebeye çıkarıyor der gibi duruyor. Bağımsız, ?auteur? yönetmen Nuri Bilge Ceylan; belki de kendine has o amatörlüğünden bu filminde iyice sıyrılmış. En başından oyuncu seçimlerinden bu anlaşılıyor. Filmlerinde genelde kendi akrabalarına ve hatta kendine dahi rol veren yönetmen bu filminde çok daha farklı isimleri kullanışı hemen göze çarpıyor. Oyuncuların hepsinden başarılı performans alan yönetmen; filmin genelinde oyuncularının vücut dilinden yararlanıyor. Hikayesinde fazla derinlere inmese de incelikli, stilize anlatımıyla yönetimine hayran bırakan ?Üç Maymun?; tahmin edileceği üzere ana akım seyircisinin hoşnut kalmayacağı, izleyen üstünde karabasan etkisi yapan son dönem yerli yapımlarımızdan da ziyade bana göre sinemamız içerisinde önemli bir yerde duran bir yapım. Belki üzerinden yıllar geçtikten sonra daha çok anlaşılacak ve daha çok sevilecek? - Üç Maymun {Three Monkeys, 2008} / Nuri Bilge Ceylan -