Efsanevi seksenli yıllar kült yapımlarından The Karate Kid'e Jackie Chan esintili yeni bir yorum getiriliyor 2010 yapımı Karete Çocuk filmiyle. Dre, Detroit’in en klas çocukları arasındayken çok farklı bir memlekette yeni bir hayat kurmak zorunda kalmıştır. Popüler bir Amerikan çocuğu olabilecekten; annesinin (Taraji P. Henson) kariyeri ikisinin de yolunu Uzak Asya'ya, Çin’e götürür. Başlangıçta arkadaş edinme konusunda zorluk çeken kahramanımız, zamanla sınıf arkadaşı Mei Ying’e yakınlık hisseder ve şanslıdır ki Ying de ona karşı boş değildir. Sorun şu ki kültürler arasındaki uçurum böyle bir arkadaşlığı olanaksız kılmaktadır. Daha da kötüsü, sınıfın kabadayısı olan Cheng, Dre’ye düşman olup kahramanımıza nefes aldırmamaya yeminlidir. Dre yalnızca yüzeysel derecede karate bilmektedir; kung fu diyarında, Cheng ise karateci kahramanımıza aman vermez ve onu acımasızca yere yapıştırır. Farklı bir diyarda, yabancı bir ülkede yalnız olduğunu hisseden Dre’nin, tamirci Bay Han (Jackie Chan) dışında konuşacağı kimsesi yoktur. Aslında bir kung fu ustası olan Bay Han ve Dre birlikte çalışmaya başlayarak bir dostluğa adım atar ve kung fu turnuvasında Cheng’le son bir karşılaşmaya doğru ilerlerler. Han, Dre’ye kung fu’nun yumruk ve savuşturmayla değil, olgunluk ve sükunetle ilgili olduğunu anlatırken, Dre de kabadayılarla yüzleşmenin, hayatının dövüşü olacağını öğrenir.
Karete Kid'i izlerken ilk aklıma takılan soru bu remake'in çekime girdiğini duyduğumdan beri beynimde dolaşan soru ile aynı oldu: Şimdi bunun ne gereği var? Açıkcası film boyunca bu soru kafamda dolaştı durdu, bitene kadar yerinden kalkmadı, ve hala da olduğu gibi yerinde duruyor: Şimdi bunun ne gereği var?Sonuçta 1984 yapımı klasik, 50'li yıllarda çekilmiş, o zamanlara ait olan, fakat zamanımız seyircisine sırıtan bir yavaşlığa ve eskiliğe sahip bir antika değil. Tam tersine orjinal Karete Kid, 26 yıllık yaşına rağmen halen ilk vizyona girdiği gün gibi aynı oranda başarılı, aynı oranda ilham veren, seyirciyi aynı oranda gaza getiren bir erkek spor filmi klasiği. Tabii ki filmde kullanılan bazı montaj teknikleri ve müzik seçimi bas bas 80'ler diye bağırıyor ama orijinal filmin albenisi, ilham veren filmlerin zirvede olduğu o döneme ait olması değil mi?Belki de fazla nostaljik bir bakış a...
filmin en iyi yönü abartılı sahneleri olmaması bu tur fılmı yetıskın karekterlerde ızledıgımız ıcın bıraz garıp gelıyo ama Jaden Smith babasına cekmıs ıyı oyunculuk cıkartmıs 10/9 rahatlıkla verebılırım tavsıye ederım pısman olmazsınız
Demirtas
Takip Et!
510 Takipçi
888 Eleştirisini Oku
3,0
27 Ağustos 2010 tarihinde eklendi
Filme olumlu eleştiride bulunmuştum ama aradan bir kaç gün geçtikten sonra filmn bende bir etki bırakmadığını fark ettim. Orjinal Karate Kidin bizlerde yıllar öncesinden kalan etkisini düşününce o film ile bu filme aynı puanı vermek pek doğru gelmedi bana. Bence kötü değil ama kesinlikle vasat bir film.
-Lord-
Takip Et!
42 Takipçi
394 Eleştirisini Oku
0,5
29 Ağustos 2010 tarihinde eklendi
haftasonu sabahları tvde yayınlanan basit filmler olur hani o kalitede bi film bence, bu film için sinemaya gitmek biraz fazla lüks olur...
e-ergener
Takip Et!
27 Takipçi
337 Eleştirisini Oku
4,5
4 Aralık 2010 tarihinde eklendi
Klasik Jackie bey filmi. Ama son sahnesi harika ötesi... Karate Kid olarak o sahneyi kendim çekmek isterdim... 10 / 9
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.