2 küçük çocuklu, eskinin korku filmleri meraklısı biri olarak dün akşam şartlarımı zorlayarak gittim, Dünya Savaşı Z'ye. Film bugün tüm gün aklımdaydı. Sinemadan çıktıktan sonra etkisinden bir süre çıkamadım....
Filmi izlerken dahi kafamda sürekli gidip gelen düşünceler de oldu. Bence bu filmi güzel yapan bazı kilit noktalarda klişe olmaması, sıkan da bazı yerlerde steryotip kullanılarak klişelere başvurulması.
Öncelikle çok kanlı bir film değil, o anlamda klişe bir zombi filmi değil. Etleri dökülen insanımsılar yok, mide bulandırmıyor, ki du da filmi diğer zombi filmlerinden bir gömlek üstün yapıyor. Eli kesilen askerin de kanını görmüyoruz, başka feci şeyleri de, sadece bunların olduğunu 'biliyoruz'.
Zombi salgını sadece Amerika'yı etkilemiyor, salgın heryeri etkiliyor, ama mesela Amerika bir önlem alamazken alabilen ülkeler ve coğrafyalar var, ve kendi kültürlerine uygun önlemler alıyorlar, (baskıcı bir ülke karakterine yakışır gaddarca bir çözüm bulmuş mesela). Gerry de oradan oraya gidiyor, sebebi, belki de çözümü bulmak için.
beni en çok etkileyen ve klise dışı bulduğum şey ise laboratuarda geçen sahne. Spoiler vermemek için ayrıntı vermeyeceğim ama uzun süredir bu kadar sakin, sessiz, kansız ama bana “keşke evde olsaydım da bahane uydurup mutfağa gitseydim” dediğim bir sahne izlememiştim. Belki de ben kendimi çok kaptırmıştım o kısma, bilemiyorum, ama ben etkilendim...
Gereksiz steryotipler şarkı söyleyen kızın başa büyük iş açması, Gerry’nin karısının onu ‘en yanlış zamanda’ telefonla araması, askerin ilk çözüm olarak silaha sarılması... Gerry'nin büyük kızının astımı, can pazarı yaşanırken ilaç arama derdi, Gerçekten gerek yoktu. ama bunlar küçük ayrıntılar olarak kalıyor neyse ki.
Son söyleyeceğim, genel olarak iyi bir Zombi filmi olması, izleyin derim.
ve,
ayyy hala o laboratuarı düşünüyorum