Hesabım
    Solaris
    Ortalama puan
    3,8
    109 Puanlama
    Solaris hakkında görüşlerin ?

    22 Kullanıcı yorumları

    5
    2 Eleştiri
    4
    12 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Ağustos 2011 tarihinde eklendi
    Tarkosy sinemasını genellikle kaldırmakta güçlük çekerim(Hem inanılmaz derecede minimalist hem de bir o kadar sürrealist öğeler taşır, tabiki bu da izleyeni çok yorar, seyir sevkini azaltır). Solaris ise Tarkovskynin diğer filmlerine göre daha klasik bir anlatı yapısına sahip bir filmdir.Tabi bu da filmin seyir zevkini yükseltir daha en başta.Bir de uyarlandığı kitaptaki konu çok özgün olunca ortaya çıkan film de çok iyi oluyor. Yine de her bünyeye gelmeye bilir ama bence sinema tarihindeki en iyi bilimkurgudur.S.Kubrickin 2001 a Space Odysse filminden de, Soderberghin 2002 yapımı remake Solarisin de öndedir, üstündür.İyi seyirler.
    Jef---Costello
    Jef---Costello

    Takipçi 152 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    24 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    genel olarak sıkıcı bir Tarkovsky filmiydi sadece birkaç felsefik sözler ilgimi çekti; bir de otoban sahnesi..Gerçi Lynch´in Kayıp Otoban´ı hatta Haneke´nin Tesadüfi bir Knrolojinin 71 Parçasındaki otoban sahnesi bile Solaristekinden daha iyiydi..Tarkosvky´nin tüm filmlerinde aynı sorun var; bir bütünlük yok..Stalker istisna diyebiliriz....'Artık bizi durmadan yeniliğe götüren evreni keşfetme hırsını kaybettik..Sadece dünyanın sınırlarını evrene doğru genişletmek istiyoruz..Yeni dünyalar keşfetmek istemiyoruz,yeni gezegenler umrumuzda değil.. Sadece kendimizi görebileceğimiz bir ayna..Umutsuzca bağlantı kurmayı denedik ama başarısızlık yazgımızdı!!Korktuğumuz bir amacın peşinde komik görünüyoruz.Hem de hiç mi hiç ihtiyacımız olmayan bir amacın..İnsanın ihtiyacı olan insandır..^Solaris^ 8/10
    su-sisesi
    su-sisesi

    Takipçi 266 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    13 Ağustos 2010 tarihinde eklendi
    bu filmi sabırla izlyenler kendileryile gurur duymalılar.hatta sabırla izleyip bişiler anlayabileni bide ben anlyabilsem mutlu olucam ıyyyyyyyy veööööööööööööööö ya yorum yazarken bile daraldım..
    redjingle
    redjingle

    Takipçi 35 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    10 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
    Bi kere şunu söyliyim şimdiye kadar izlediğim en sıkıcı filmdi.Filmi izlerken o kadar sıkıldımki,ara vere vere izlemeye başladım.Her gün 20 dk. gibi.Ama bazı günler içimden gelmedi, bazı günler 20 dk. bile dayanamadım ve yaklaşık 10 günde bitti film :)
    Demek ki neymiş ? Sinema bilgim yokmuş :) Uzatılmış sahneleri eleştirilsin de sevdiği sahnelere eleştiri kalmasın diye mi yapmış :) Abi nasıl olur ya, ben filmin istediğim yerini istediğim zaman eleştiririm.Şunu mu düşünmüş bunu yaza arkadaş.Elimde 3 adet eleştiri var.Bu 3ünü uzatılmış sahnelere kullandım,Yönetmenin sevdiği sahnelere kullanacak eleştirim kalmadı :) Vallaha komedi.
    Hadi tamam, mutlaka bi sebebi vardır bu uzun sahnelerin bi bildiği vardır yönetmenin, ama arkadaşın dediği gibi "biz eleştirelim" diye olmadığı da açık.O zaman o arkadaş anlamıyo demekki sinemadan.Çünkü anlamadığımız bişeyse hakatten, kimbilir ne bağlamları, ne yaklaşımları,
    benzetmeleri vs.si şusu busu vardır.Yani koskoca yönetmen bu filmde uzun sahneleri sırf biz eleştirelim diye koymuş olamaz dimi :) Ben filmi anlamadım, izlerken keyif almadım ve canım çok sıkıldı.Ama bu yönetmenin başarısızlığını veya filmin kötülüğünü göstermiyo elbet, tam aksine ben kaldıramadım filmi.Yönetmene ve filme de saygı duyuyorum.
    mawi-777
    mawi-777

    Takipçi 144 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Mart 2007 tarihinde eklendi
    Tarkovsky'i bana sevdiren film! çok severek izlediğim ve yönetmenin dehasına filmin yavas temposuna hayran kalmışımdır. Düşük tempolu olmasa hiç kuşkusuz anlatmak istediğini bu kadar güzel anlatamazdı. Ruh ve evren üzerine çok çok farklı bir bakış
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.438 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    26 Haziran 2015 tarihinde eklendi
    ağır ilerleyen bir yapım olsa da verdiği mesajlarla hayatı sorgulamanıza yardımcı olacak 6/10
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    21 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    SİNEMA TARİHİNDE BİR KİLOMETRE TAŞI
    Solaris (1972) İnsanlık kurtuluşunu utancında bulacak(!) Zamanın her an geçip giden bir anının geçici olmayan bir gerçekliği bulunduğuna göre, ‘geçmiş’ ne demek oluyor ki? Başka dünyalara ihtiyacımız yok.. Bir ‘ayna’ya ihtiyacımız var!Gerçeğe doğru yürüyüşündeki insan, bilgiyle mahkum edildi.. Geri kalanın bir önemi yok.. Kozmik duyularımızı kaybettik.. Antik çağlarda yaşayanlar o duyguyu mükemmel anlıyordu.. Neden veya amacı ne diye hiç sormadı onlar.. İnsan mutluyken hayatın anlamı ve diğer ebedi meselelerle nadiren ilgilenir.. Bu soruları insan bir ayağı çukurdayken sormalı.. İyi ama ne zaman öleceğimizi bilemeyiz. Bu yüzden telaş içindeyiz.. Acele etme.. En mutlu insanlar bu lanetli sorularla ilgilenmeyenlerdir.. Sorularımız bilme arzumuzdan kaynaklanıyor.. Buna rağmen en yalın insan gerçekliğinin korunması gizemi gerektiriyor.. Mutluluğun, ölümün ve hayatın gizemleri.. Aşksız bir insan, insan değildir(!) Hayatın anlamı? İnsan mutluyken hayatın anlamı, sonsuzluk hakkındaki diğer nadiren ilgilenir.. İnsan bu soruları hayatının sonunda sormalı.. Ecelimiz ne zaman bilmiyoruz, bu yüzden de acele ediyoruz.. En mutlu insanlar, bu lanetli sorularla canını hiç sıkmayanlar.. Biz hayatı, onu anlamlandırmak için sorguluyoruz.. Hala basit insani doğruları korumak için gizeme ihtiyaç duyuyoruz.. Mutluluğun, ölümün, aşkın gizemi.. Bunu düşünmek eceli bilmek gibi bir şey.. Zamanını bilmek bizi ölümsüz yapmaz.. Acı çekmek hayatı gri ve güvenilmez gösterir.. Bilim mi? Boş laf.. İçinde bulunduğumuz durumda, sıradanlık ve deha aynı derecede yararsız.. Evreni fethetmekle ilgilenmiyoruz.. Dünyayı evrenin sınırlarına kadar genişletmek istiyoruz.. Öbür dünyalarla ne yapacağımızı bilmiyoruz.. Başka dünyalara ihtiyacımız yok.. Bir aynaya ihtiyacımız var.. Bağlantı için çabalıyoruz, ama onu asla bulamayacağız.. Korktuğu ve ihtiyaç duymadığı bir amaç uğruna gayret sarf eden o ahmakça insanlık durumundayız.. İnsanın insana ihtiyacı var(!) Yönetmenliğini Andrey Tarkovskiy üstlenirken oyuncu kadrosunda Donatas Banionis, Natalya Bondarchuk, Jüri Järvet, Vladislav Dvorzhetskiy ve Nikolay Grinko gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Bilimkurgu-Dram-Gizem-Psikolojik türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, Psikolog Kelvin, inanılmaz olayların yaşandığı Solaris gezegenindeki uzay üssüne gezegeni araştırmak ne olup bittiğini öğrenmek üzere gönderilir.. Solaris ile hiçbir insan iletişim kuramaz ama gezegen insanlar ile iletişime geçer.. Onların geçmişte yaşadığı hatıralarını canlandırır ve karşısına çıkarır.. Kelvin den ayrı iki çalışan bu yaşananlar karşısında psikolojik olarak çökmüşlerdir.. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu kestirmek imkansız hale gelmiştir.. Solaris Kelvin ile iletişime geçer.. Yıllar önce ölen karısı Hari’yi şekillendirir ve canlı bir şekilde karşısına çıkarır.. Usta yönetmen Andrei Tarkovsky nin, Stalker, İvan’ın Çocukluğu, Kurban, Ayna, Andrey Rublyov ve Nostalji filmlerinden sonra izlediğim yedinci filmi Solaris.. Sonunda Andrei Tarkovsky film kuşağını bitirdim.. Sıralama yapmam gerekirse ilk sırada kesinlikle Solaris yer alır, devamı ise Kurban, Nostalji, Stalker, Ayna, İvan’ın Çocukluğu ve Andrey Rublyov.. Yönetmenin filmleri herkese hitap etmese de beni etkilemeyi ve favori yönetmenlerim arasına girmeyi başardı.. Solaris, Stanislaw Lem romanından beyazperdeye uyarlanmıştır.. Ben kimim, nereden geldim, burada neden bulunuyorum gibi var oluşu sorgulayan seyircinin aklını zorlayan bir film sizlerle.. Yaratılan atmosferi bakımından bilimkurgu filmi izleyeceksiniz ama Andrei Tarkovsky için dekorlar sadece araç asıl ilgilendiği her zaman olduğu gibi insan doğası.. Amerikan filmlerinde olan korkunç uzaylılar olmadan da bilim kurgu türünde film çekileceğinin kanıtı olan bir film.. Tarkovskinin gerçeklik algısının ayarlarıyla oynadığı bir film.. GERÇEK GÖZLE GÖRÜLEN BİR ŞEYDİR AMA BELKİ DE GÖRÜLDÜĞÜ DÜŞÜNÜLEN.. Solaris çoğu seyirciye göre 1968 yapımı Stanley Kubrick imzalı 2001: Uzay Macerası filmine cevap olarak verildiği düşünülse de bence hiçbir şekilde alakası yoktur.. Hatta en sevdiğim üç yönetmenden biri olan Stanley Kubrick en sevdiği on filminden biri de Solaris olduğunu söylemekte fayda var.. 2001: Uzay Macerası filminde yaşadığım uzaydaymışım hissini bu filmde de yoğun bir şekilde hissedip yaşadım.. 2001: Uzay Macerası uzun zaman önce izleyip yorumumda da uzaya fırlatılmaya hazır insan diye bir başlık atığımı hatırlıyorum bu film içinde başlık geçerli diyebilirim.. Son zamanlarda izlediğim en iyi ve etkileyici film özellikle finali ile birkaç dakika boş boş ekrana bakacaksınız.. O kadar sarsıcı bir finale sahip.. Her filmi olduğu gibi tartışmaya açık tam olarak ne oldu sorusuna herkes farklı bir cevap verebilir yönetmenin sinema anlayışı tarzı budur genelde ağır işleyen bir senaryo o yüzden sıkılabilirsiniz bunun için özenle seçilmiş repliklere kendinizi bırakın derim sonucunda film bir çırpıda biter her filmi için geçerli bu söylediklerim.. Filmin çekildiği yılı göz önüne alırsak, izleyicileri hayrete düşürecek sahnelerin olduğunu belirtmek gerek.. Ayrıca filmin, hayal, gerçek rüya gibi kavramların arasında sıkışması izleyicinin merakını sonuna kadar sürdürmesini sağlıyor.. Felsefeyle bilim kurgunun uyumu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.. Filmlerinde her zaman ilginç konuları ve farklı hikayeleri işleyiş tarzı ile kendine özgü bir biçimde ele alması yönetmen Andrei Tarkovsky'nin kişilik yapısını da ifade ediyor.. Filmi açıklamak isterdim ama spoiler vermek istemiyorum ve vermekten her zaman uzak durmuşumdur.. Yönetmen Soderbergh’in 2002 yılındaki Solaris uyarlaması pek tutulmamış eleştirmenlerden olumsuz yönde tepkiler almıştır tekrar çekilen filmi izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum bu 2001:Uzay Macerasını tekrar çekmek gibi gereksiz bir şey.. Filmin İmdb Puanı: 8.0 bence daha fazlasını hak ediyor.. Andrei Tarkovsky hayranlarına ve gerçeği sorgulamaktan hiçbir zaman kaçmayan seyircilere şiddetle tavsiye eder izledikten sonra filmin üzerine düşünmenizi isterim zaten izledikten sonra baya kafa yoracaksınız..
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.257 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    25 Ekim 2019 tarihinde eklendi
    Aşırı derecede durağan bir film. Yönetmenin diğer filmlerinden buna kendimi hazırlamış olsam da yarım saatlik hikayeyi 3 saatte anlattığı için bayılma krizlerine girecektim. Bilimkurgu içeren bir film olduğu iddia edilse de yönetmenin görüşü Tanrı'ya çok yakın olduğundan, romanın bire bir aktarılamadığını düşünüyorum. Bire bir aktarmak gerçekten çok zor ancak romanı okuyanlar tarafından izlenildiğinde çok fazla yorum katıldığı rahatlıkla görülebilir. Stalker'i beğenmiştim ancak bu olmamış be abi.
    lkocaoglu
    lkocaoglu

    Takipçi 21 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Mayıs 2008 tarihinde eklendi
    Kubrickin 2001 a Space Odyssey filmi Tarkovskynin Solarisi çekmesi için ilham vermiş bir anlamda vesile olmuştur. Çünki Tarkovsky birçok sinemavesever gibi bu filmden çok etkilenmiştir sanılanın aksine ben buna bir cevap vereyimde görsünler şeklinde bir yaklaşım yoktur. Sitede bulunan film yorumunda Kubricke veriyen bir cevaptan banhsedildiği için insanlarımızın gereksiz gaza geldiklerini görüyorum. Olayları doğru değerlendirelim. 2001 a Space Odyssey insanoğlu aya ayak basmadan çekilen sinema tarihinde Solarisde dahil bir eşi benzeri olmayan ama birçok filmi etkileyen gerçek bir başyapıttır. 2001 a Space Odysseyi aklımız sıra küçümsemek kendimizi küçümsemektir, saygılar...
    ridvans
    ridvans

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    29 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    Andrey Tarkovski'nin anlaşılamamış olması karşılaşılan yeni bir durum değil aslında. Ve anlaşılamamasının verdiği asabiyetle yapılan haksız yorumların da ardı arkası kesilmedi büyük usta sanat evrenini aydınlatmaya başladığından beri. Bizler Hakikat bekçileri olarak, sitedeki bazı içler acısı yorumlardan sonra, yine bir şeyler yazmayı kendimize bir borç bildik.

    Öncelikle filmin müziği, J.S.Bach'ın F Minör Prelüdü'nün elektronik ortamda yeniden düzenlenmiş bir versiyonudur. Kullanılan efektler ise yersiz değildir; gösterilen olayların doğal seslerini yansıtmaktadır. Yalnızca kütüphane sahnesinde Hari duvardaki tabloya bakarken tablonun içeriğine uygun kuş sesleri kullanılmıştır. Ayrıca filmin başındaki Harry Berton soruşturmasının video görüntüleri ile Solaris istasyonunda Gibarian'ın intihar etmeden önceki konuşmasını kaydettiği video görüntüleri dışında film renklidir. Yani Tarkovski sadece "gerçek"in, "hakikati inkâra şartlanmış olanlar"a ispatlanmaya çalışıldığı kısımları siyah-beyaz çekmiştir. Buradaki ironiyi "anlamsız" olarak nitelendirmek, Tarkovski'yi anlamaya mazhar olamamış arkadaşların ağzından dökülebilecek bir kelamdır sadece.

    Solaris'in senaryosu, Stanislav Lem'in aynı adlı romanının sinemaya uyarlanmasıdır, dolayısıyla içinde uzun diyaloglar olacaktır. Fakat Lem, kendi bilim kurgu öyküsünün, bu filmde bütünüyle farklı yorumlandığını söyler ve haklıdır da: Tarkovski, Lem'in kitabında olduğu gibi sadece maddesel olanı vurgulamak yerine karakterlerin iç dünyasına vurgu yapmış, Lem'in öyküsünü ruhanilik, vicdan, köklere bağlılık, sadakat, aşk ve anılarla bezemiştir. Burada, Tarkovski'nin ensesinde komünizm baskısının bulunduğunu ve bu tip manevi duyguları, filmin anlaşılmasını güçleştirmeyi göze alarak filme yedirmesi gerektiğini, yoksa filmin gösterime girememesi veya sansürlenmesi riskinin bulunduğunu da önemle belirtmek gerekir. Bu durum filmin anlaşılmasını zorlaştırmıştır. Arkadaşlarımızın da bu duruma kurban gittiği ortada sanırım.

    Kelvin, Solaris'i çözümlemeye çalışmak yerine, var oluşunu tamamıyla ruhani alanda anlamlandırarak, onun içinde, kendi hakikati ve vicdanı ile yaşamayı tercih etmiştir. Kelvin, var oluşsal acısını dindirebilmek için sonsuzluğun içinde kendi mutlağını oluşturmuştur. Elbette bu durum kafa karıştırıcıdır; ancak filmin "sırf kafa karıştırsın diye" çekildiği hakaretini hiç hak etmemektedir. Solaris gezegenindeki diğer bilim adamları, bir türlü anlamlandıramadıkları olgularla karşı karşıyadır ve duruma bilimsel bir açıklama getirebilmek için uğraşmaktadırlar. Fakat Solaris'te aslolan pozitif bilim değil, vicdan muhasebesi ve hakikat arayışıdır; var olanı çözümlemeye çalışarak hakikate ulaşma çabasıdır. Fakat Straud ve Sartorius, tıpkı yukarıdaki yorumu yapan arkadaşımız gibi, en başından belli bir önyargıyla yaklaştıkları için anlamlandıramadıkları olgular aracılığıyla kendilerini sorgulamaktan kaçınıp, anlamlandıramadıkları olguları sorgulamaktadırlar. Ki Tarkovski'nin Solaris filmini çekerek yanlışladığı durum da budur.

    Ayrıca, Tarkovski Solaris ile "uzaylı mevzuları"na girmemiş, aksine insanların iç dünyasına nüfuz etmeye çalışmıştır. Kelvin'in, Solaris gezegeninde, intiharına neden olduğu karısını, ölmüş olan biricik annesini ve annesini yeterince mutlu etmemiş olan ve kızgın olduğu babasını görmesi bir tesadüf değildir; bu durum Kelvin'in vicdanıyla olan hesaplaşmasıdır. Kelvin Khari'yi "ölümsüz aşkı" nedeniyle bulmuş değildir; aslında vicdanıyla yüzleşmektedir. Yani Kelvin'in iç dünyasına yaptığı bir yolculuktur Solaris; vicdanıyla, anılarıyla, kökleriyle karşılaşmaya, kendisiyle hesaplaşmaya gitmiştir. Başlangıçta bilimsel bir ziyaret olan bu gezi, sonrasında hakikati bulma arayışına dönüşmüştür. Solaris; anaya, babaya ve yar'a yakılan bir ağıttır. Bu filmi, Büyük Usta'nın bize verdiği bir armağan olarak algılamalı ve gereken saygıyı göstermeliyiz. Burada eleştirdiğiniz Star Wars değil, Solaris'tir. Saygılar...
    Ramazan Guven
    Ramazan Guven

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Şubat 2008 tarihinde eklendi
    her yönüyle bir başyapıt...fakat uzay filmleri severlere uyarı; filmde aksiyon sahneleri beklemesinler...ingmar bergman ın filmlerini sevenler bu solaris'i kaçırmasın...
    bu başyapıt hakkında elbette söylenecek çok şey var; ancak ridvans filmi gayet güzel yorumlayıp hakkını vermiş...
    bruceconrad
    bruceconrad

    Takipçi 349 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    22 Haziran 2003 tarihinde eklendi
    Şunuda söylemek gerek çoğu kişiye ağır ve zor ve sıkıcı gelebilir ama bir bilim kurgu sever olartaktan izlenmesi gerekir diye düşünüyorum.......
    alierol01
    alierol01

    Takipçi 20 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    15 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
    Tarkovsky'nin ilk izlediğim ve beğendiğim "The Mirror" filminden sonra beni hayal kırıklığına uğratan 3. filmi.

    O kadar bariz hatalar var ki, ses kullanımından, senaryodaki anlamsızlıklardan, ancak bir romanda olabilecek birebir alıntı yapıldığını düşündüğüm uzun uzadıya diyaloglar.

    Karakterler yarım yamalak, olaylara verilen tepkiler tutarsız. Uyarlama yapılan kitabı okumadım ama senaryo ayrıntılı işlenmemiş. Sanat yönetimi kötü. Oyuncular doğal değil. Görüntü atmosferi iyi oluşturulmamış. Sadece renkli-siyah beyaz ayrımı anlamsızca kullanılmış.

    Filmin artıları da var elbette.Ama tarkovsky diye başa tac edilen bir yönetmenden böyle bir film beklemiyordum.Hele ki the mirror'ı izledikten sonra. Diyorum ki keşke şu uzaylı mevzularına girmeden insanların iç dünyasına daha çok odaklansaymış daha ayağı yere basan filmler üretebilirmiş...Çünkü bu konuda daha başarılı olduğunu düşünüyorum...
    aylinsarica
    aylinsarica

    Takipçi 24 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Aralık 2006 tarihinde eklendi
    açıkçası film benim tarzım değil pek.ama izlemesi çok hoştu dün gece,anlaması izlemesi çok agır bir film.herkesin kolay kolay kaldırabilecegi bir film değil.ama ben ısrarla izlerim derseniz anlamaya çalışın ve bu müthiş sinema ziyafetinin keyfini cıkarın.benim tarzım olmamasına ragmen ben öyle yaptım emin olun pişman olmayacaksınızz
    Nurullah Z.
    Nurullah Z.

    Takipçi 20 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    28 Aralık 2015 tarihinde eklendi
    bu filmi bir kerende izlemeyi başaran var mıdır, tam bir ruh kanseri bu film, aynı staker gibi......
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top