Beastly - Beyazperde.com eleştirisi : Beastly

18. yüzyılın sonlarında yazılmış ve tüm dünyada gelenekselleşmiş bir masal olan "Güzel ve Çirkin," özellikle Hollywood'un sık sık başvurduğu bir kaynak. Masalın birebir uyarlaması diyebileceğimiz örneklerin sayısı fazla olmasa da "Alacakaranlık" serisi gibi büyük bütçeli Hollywood filmlerinden müzik videolarına uzanan geniş bir yelpazede "Güzel ve Çirkin" temasına rastlamak mümkün.

Daniel Barnz'in ikinci uzun metraj filmi olan "Beastly" Amerikalı gençlik yazarı Alex Flinn'in edebiyat çevrelerinden geçer not alan aynı adlı romanının beyazperde uyarlaması. Tıpkı Flinn'in romanı gibi "Beastly" de "Güzel ve Çirkin" masalını bugünün Amerika'sında geçen romantik bir aşk hikayesi olarak yeniden üretmekten yana.

"Beastly"nin öyküsünün merkezinde masaldan biraz farklı olarak ahmak lise öğrencisi Kyle ile fakir ama gururlu genç kız Lindy yer alıyor. Filmin açılış sahnesinde tam olarak neresi olduğunu anlayamadığımız bir mekanda seçim konuşması yaparken görülen Kyle, karşısındaki kalabalığa yakışıklı, zengin ve güçlü olduğu için seçimi kazanacağını, çünkü hayatın güzel insanlara daha iyi davrandığını söylüyor. Kyle'ın kibirli sözlerinden rahatsız olan rakibi Kendra ise Kyle'a bir büyü yaparak onu 'çirkinleştiriyor'. Kyle'a bir sene içerisinde kendisini olduğu gibi seven birinden 'seni seviyorum' sözünü almazsa hayatı boyunca 'çirkin' kalacağı tehdidini savuran Kendra, genç adamı inzivada bir yıl geçirmek zorunda bırakıyor. Bu süreç içerisinde babası bir uyuşturucu bağımlısı olan Lindy'e göz koyan Kyle, öncelikle Lindy'i inziva hayatını yaşadığı saray yavrusu evine sonra da hayatına dahil ediyor. Hem romantik hem de eğlenceli bir gençlik filmi olma amacıyla yola çıkan "Beastly"nin dünyası işte böyle kuruluyor.

Daniel Barnz'in filminin romantik ve eğlenceli bir yapım olması içinse daha yüzlerce fırın ekmek yemesi gerekiyor. Zira Meat Loaf'un 1993 tarihli "I'd Do Anything for Love" şarkısının Michael Bay tarafından yönetilen müzik videosu bile "Güzel ve Çirkin" masalını 7-8 dakika içinde anlamlı ve duygusal bir atmosfere yerleştirmeyi başarırken Daniel Barnz'in filmi, 86 dakikalık süresinin tamamını boşa harcıyor.

"Beastly"nin en büyük problemlerden biri Kyle karakterinin inandırıcılıktan uzak makyajının filmi hem görsel hem anlatısal hem de ideolojik açıdan sorunlu hale getirmesi. Güzellik ve çirkinlik gibi kavramların bütünüyle muğlaklaştığı günümüzde Barnz'in sırtladığı görev başlı başına zor. Kyle'ı masalın doğasına uygun bir biçimde canavarımsı bir görüntüye kavuşturmak zorunda olan Barnz, eninde sonunda bazı tercihler yapmak durumunda. Ancak Kendra tarafından lanetlendikten sonra yüzü ve vücudu dövmelerle ve ufak yara izleriyle kaplanan Kyle'ın filmde niçin ısrarla insan içine çıkmayacak ya da toplumdan dışlanacak kadar 'çirkin' olarak tanımlandığını anlamak gerçekten de imkansız. Dövme hem pagan kültüründe hem de şehirli alt kültürlerde oldukça yaygın olarak kullanılan bir sanat ve "Beastly"de bu sanatın bir çirkinlik ibaresi olarak sunulması kanımca ideolojik olarak son derece problemli. Çünkü istese de istemese de yönetmen Daniel Barnz bu tercihle bir alt kültüre mensup bütün insanlara 'çirkin' (her ne demekse) damgasını yapıştırıyor. Amerika gibi politik doğruculuk kavramının gülünç derece önemsendiği bir ülkede böyle bir filmin yapılıyor olması ise ayrıca enteresan bir durum.

Her şey bir yana Kyle'ın yüzünden sırtına yayılan kurumuş dal figürleri benim fikrime göre karaktere çirkinlikten öte oldukça karizmatik bir görünüm kazandırıyor. Zaten "Beastly," başta lanetlendikten sonra adını Hunter olarak değiştiren Kyle karakterinin 'çirkinliği' ve inziva yaşantısı olmak üzere öne sürdüğü hiçbir konuda ikna edici olmayı başaramayan bir film. Gidişat içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olan Lindy'nin muğlak aile yaşantısı, Kyle'ın babasıyla olan ilişkisinin hikayeden bir anda kestirilip atılması, Lindy ve Kyle'ın okudukları iş merkezi görünümlü lisenin dış dünyanın yansıttığı zaman algısıyla olan uyumsuzluğu ve her şeyden önemlisi, hikayenin merkezinde yer alan Lindy ve Kyle arasındaki aşkın elektrikten yoksunluğu "Beastly"yi inandırıcılıktan ve sürükleyicilikten uzak bir film haline getiren kusurlardan sadece birkaçı.

Başkarakterinin ahmaklıktan yetişkinliğe uzanan 'değişim' öyküsünü romantik bir aşk hikayesini merkezine alarak anlatması beklenen "Beastly"nin en can sıkıcı yanı ise 'fiziksel güzellik', 'güç' ve 'para' gibi dünyevi kavramları eleştirir gibi gözükürken gidişatının her aşamasında bütün bu kavramları yücelterek, bir kadının kalbini kazanmayı atlanması gereken belirli aşamaları olan bir bilgisayar oyununa dönüştürmesi.

Uzun lafın kısası, "Beastly" izlendiği takdirde seyredenlerin canını sıkıp, sinirlendirmekten başka işlevi olmayan oldukça vasat bir yapım. Filmde Will karakteriyle karşımıza çıkan "How I Met Your Mother" dizisinin Barney'si Neil Patrick Harris'in yeteneğinin böyle bir çalışmayla harcandığını görmekse tam anlamıyla üzücü.