Hesabım
    Frozen
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Frozen

    Frozen

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    29. İstanbul Film Festivali'nin 'LG ile Geceyarısı Çılgınlığı' bölümünde 'Bizi Şerden Koru' isimli küçük ve sarsıcı bir korku filmi vardı. Danimarka sinemasının ilginç isimlerinden Ole Bornedal'ın imzasını taşıyan filmi, bölüm için hazırladığımız sinemasal dosyasında ele almıştık. Frozen'ın şaşırtıcı güzelliklerine eğilmeden önce 'Bizi Şerden Koru' için yazdıklarımızdan küçük bir alıntı yapalım:

    'Bizi Şerden Koru"yu ilginç kılan, sarhoş bir şekilde kan dökmek isteyen kasabalıların tıpkı zombiler gibi evi sarması. Evin etrafını sarma bölümü şaşırtıcı derecede "Yaşayan Ölülerin Gecesi"ni hatırlatıyor. Yönetmen bize; esas (vahşi) zombiler insanlardır, hele gözü dönmüş canlılar evinizi sarsın bakalım, diyor. Avrupa'da yabancı olmak, ateş üzerinde oturmak gibi ve yeni "korku" sineması bu aslında.'

    Bornedal'ın gerçekçi filmi korku sinemasından ilham alıyor ve hatta alkolün de etkisiyle 'zombimsi' davranışlar gösteren yabancı düşmanlarının bir evin etrafını sarmasıyla da zombi sinemasına yaratıcı bir gönderme yapıyordu. Elindeki malzeme bir gazete haberinden çok daha karışık değil ve linç psikolojisine dair önemli şeyler söylemeyi başarıyor yönetmen. Tür sinemasındaki bu 'sahici korku' eğilimi, ticari klişe avcılığına karşı ciddi bir alternatif oluşturmaya başladı. Korku sinemasında, kültür farklılıklarına rağmen hep aynı filmi izlediğini düşünen izleyicilere; Frozen da tıpkı Bizi Şerden Koru gibi 'temiz hava' etkisi verecektir. Hatta uyaralım, Frozen ciğerlerinizi acıtabilir.

    Kısıtlı maddi imkanlarla kayak tatili yapan üç arkadaş (bir çift ve erkeğin çocukluk arkadaşı) çalışanları kafalayarak ortamın sunduğu güzellikleri sonuna kadar kullanmaya çalışıyorlar. Hatta gündüz yapılan telesiyej yolculukları da bizim snowboard meraklılarına az geliyor ve akşam da yapmak istiyorlar. Fakat görevliler arasında bir karışıklık olunca, üçlü grup bir pazar akşamı telesiyejin tepesinde kalıyorlar. Yerden epey yukardadırlar ve aletin yeniden çalışması için cumaya kadar beklemeleri gerekmektedir. Ölümcül soğuk ve aşağıda iştahla gezinen kurtlar arasında umutsuzca bir çıkış yolu bulmaya çalışırlar.

    Adam Green, fazla uzatılmış bir görevli kafalama sahnesinin ardından bekar gencimizin bir başka kızla olan banal tanışmasını önümüze koyunca, Saturn ödüllerine aday olan Frozen'ın fazla abartılıp abartılmadığını düşünmeye başlıyorsunuz. Fakat telesiyej durduktan ve ışıklar kapandıktan sonra Green gerçek bir ustalık göstermeye başlıyor. Özellikle korku sineması meraklılarının sahici bir deneme görmesi açısından mutlaka izlemesini istediğim Frozen'ın sürprizlerini açıklamak gibi bir niyetim yok; ama kısaca her gencin kurtuluş için kendi formülünü hayata geçirdiğini söyleyebiliriz. Bu esnada izleyici de 'aynı durumda ben ne yapardım' sorusunu ciddiye almaya başlıyor. Beklersen donarsın, atlarsan kurda kuşa yem olursun. Acaba acaba, derken zekice geliyor filmin cevabı.

    Kar sporlarına meraklı gençleri avlayan münzevi bir köylü yok. Altın meraklısı nazi zombiler de. Karın altında uyanmayı bekleyen eski çağlardan kalma bir canavar da yok neyse ki. Doğa tarafından öğütülmemek için saksıyı çalıştırması gereken üç genç var. Frozen bir kere iyi yazılmış bir senaryoya sahip, gayet abartısız üç sıradan genç var karşımızda. Sonrasında ise gayet iyi çekilmiş. Demirden bir kafes içinde ölümü beklemenin çaresizliğini sonuna kadar hissettiriyor.

    Filmin en büyük kozu ise kurtuluş imkanının bir bulmacaya dönüşmesi. Benzer bir yapıyı henüz buralara uğramayan 'Symbol' isimli Japon filminde de görmüştük. Bir adam gözlerini bembeyaz büyükçe bir odada açar. Duvardaki acayip melek çocuklara her dokunduğunda odaya bir obje düşer ve kahramanımız bu objeleri kullanarak odadan kurtulmaya çalışır. Oyun lezzeti veren bir sinema deneyimi diyebiliriz 'Symbol' için. Frozen da izleyiciyi kendi kurtuluş senaryosunu düşünmeye yönlendiriyor. Bu oyuna kendinizi kaptırdığınız oranda, unutmanız da güç olacaktır bu nefis filmi.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top