Hesabım
    İyi Günde Kötü Günde
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    İyi Günde Kötü Günde
    Yazar: Banu Bozdemir

    Ben romantik komedinin evlilik aşamasına kadar olanını severim! Zira son yıllardaki örnekler bunun üzerineydi. Eskiden çok eskiden Harry ile Sally Tanışınca (When Harry Met Sally), Özel Bir Kadın (Pretty Woman), Aşk Engel Tanımaz (Notting Hill), En iyi Arkadaşım Evleniyor (My Best Friend's Wedding) gibi romantik komediler vardı ve bünyelerimizde etkileri hala çok açık. Şimdikiler ise ‘izle at' mantığında çekiliyor. Konular benzerlik anlamında birbirini kovalamakla birlikte en azından komedi dozunun iyi olmasını istiyoruz ama o da yok. Zaten o kaç kovala esnasında hiç romantizm göremiyoruz, türlü sakarlıklarla sona doğru ilerleyen filmlerde genellikle düğünden kaçan gelinle, kırsala göçmüş adamın birbirlerine doğru koştukları sahnelerde romantizme tanık oluruz ki o da filmin sonudur zaten!

    Bu romantik komedi meselesi öyle bir hal aldı ki, sadece oyuncular değişiyor gibi hissetmeye başladım. Bir konu etrafında dönen onlarca film. Hatta bizde tam da bu isimle (romantik komedi) geçen sene bir film çekildi ve bu bütün içerisinde kendine bir yer edindi. Romantik komedilerde genelde kadın ve erkek birbirini tavlayana kadarki süreç anlatılır. Bir sürü hengame, kopuş, kavuşma olaylarının arasında çift birbirine son anda kavuşur. Ondan sonra filmle seyirci arasında ‘herkes kendi yoluna' durumu vardır. Biz de bir çifti daha kavuşturmuş olmanın derin ezikliği içinde salonu terk ederiz.

    Bu film hem yönetmeniyle ilgi çekiyor hem de konu olarak benzerlerinden birazcık ayrılıyor. Zira evliliğe kadarki aşama değil, evlilik sonrası, evlilikte yaşanan pürüzler ve kurtarma operasyonları irdeleniyor. Yönetmeni ise romantik komedilerin aranan oyuncusu Dermot Mulroney. Kiralık Sevgili (The Wedding Date), Nefes Nefese (Inhale) ve En İyi Arkadaşım Evleniyor filmleri kalmış aklımın bir yerlerinde. Mulroney o kadar fazla romantik komediye bulanınca çıkmak için bir tane de kendisi çekmek istemiş anlaşılan. Senaryo kendisine ait değil neyse ki... Çünkü filmde kaba ve abartılı hareketler dışında komedi dozuna pek rastlayamadık. Senaryoda kurtarılmayı bekleyen iki evlilik var. Birisi yeni evli olan evlilik danışmanı olan Ava'nın evliliği. Diğeri de anne ve babasının. Filmde habire bir şeyleri kurtarmaya çalışma hali var. Kurtarılan bir şey diğerini bozuyor. Bu tekerlemeler esnasında filmin sonuna geliyoruz ve romantik komedilerin olmazsa olmazı ‘mutlu son'la dağılıyoruz.

    Romantik komedilerin güzel kız (Mandy Moore) ve yakışıklı erkek (Kellan Lutz) dozu bu filmde de devam ediyor. Lutz bu filmle fantastik filmlerin eşiğini kırmışa benziyor. Moore ise cici kız olarak yerini alıyor filmde. Romantik komedilerin yaza yakışır bir havası var. Üzerimize giydiğimiz kıyafetler misali hafif ve uçarı. O yüzden ister ilişkiye hazırlasın, ister ilişkileri sorgulasın bunları hep ‘rüzgar gibi geçti' havasında yapacak.

    banubozdemir@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top