Hesabım
    Aşka Yükseliş
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Aşka Yükseliş

    90'lardaki Emrah'lı, Seren Serengil'li filmlerin İspanyol versiyonu...

    Yazar: Funda Sularöz

    Bir hikâyenin merkezinde çatışmanın olması, insanoğlunun hava, su tüketmesi kadar gereklidir. İnsanoğlu, aşk hikâyelerindeki zengin çocuk-fakir kız, iyi kız-kötü oğlan benzeri çatışmaları çok sever. Nitekim geçmişten bu yana hikâyelerin genel çatısı aynı olsa da, farklı versiyonlarına ilk defa dinlermiş, izlermiş gibi merak duyarız. Aşka Yükseliş (Tres metros sobre el cielo)/Three Steps Above Heaven) filminin hikâyesi de benzerlerini defalarca gördüğümüz bir çatışmanın ürünü olarak karşımıza çıkıyor.

    Yönetmen sıfatını da taşıyan ve bu filmin senaristlerinden olan yazar Federico Moccia'nın aynı adlı romanından uyarlanan film, aslında 2004 yılında İtalyan yapımı olarak vizyona girmişti. 2010 yılına geldiğimizdeyse hikâye bu sefer İspanyollar tarafından ele alınıyor.

    Lise öğrencisi masum (!) zengin kız Babi ile ondan daha az zengin (!) yaramaz çocuğun (Hache) hayatı kesişir. Karakterlerinin zıtlığı yüzünden anlaşmazlıklar yaşamalarına rağmen sonunda aşkın kucağına düşerler. Sorun çıkarmadan duramayan Hache hem ailesel, hem çevresel hem de ilişki bazında problemlere sebep olsa da, yaşadıkları trajik bir olay hem onların hem de en yakın arkadaşlarının hayatını kökten değiştirir.

    Açılıştaki çekimler ve İngilizce soundtrack, filmin bir Hollywood ürünü olduğu izlemini verirken filmin senaryo dinamikleri de daha çok bir dizi izlermiş hissini uyandırıyor. İlişkide gördüğümüz üst üste yaşanan kopuşlar her bir bölüm için güzel bir son olabilirmiş. Nitekim görüntü yönetmenliği, reklamların sahnelere yedirilişi, hikâyenin mesaj vermeyen, yalnızca ilişki aksaklıklarını yüzeysel yansıtan özelliği de bunu destekliyor.  Kaldı ki günümüzde artık tüm açılardan çok başarılı diziler olduğu tartışma konusu dahi değil. Bu film daha çok 90'lardaki Emrah'lı Seren Serengil'li ve motosikletli filmleri hatırlattı bana. Gerçi filmdeki motosiklet yarışlarının oldukça heyecanlı olduğunu atlamamak gerekir.

    Film boyunca birçok kez "neden?" diye sorabilirsiniz. Neden küstüler? Neden barıştılar? Kız masumiyeti temsil ediyorsa neden daha açılışta, üzerinde seks yazan bir parfümü çıplak bedenine sıkıyor? Bununla birlikte ‘trajik olay' yaklaştıkça, yan karakterler hikâyenin büyük bir parçası oluyor ve bu noktada "neden?" demeyip trajik olayı anlıyorsunuz. Kitabın yazarı filmin senaristi de olsa, kitapta bu olaya hazırlığın bu şekilde gökten inme olduğunu düşünmüyorum.

    Oyunculuklar söz konusu olunca durum değişiyor. Başrollerinde Mario Casas ve Melissa P. filminden tanıdığımız María Valverde yer alıyor. Yan rollerin de başarılı performans gösterdiği filmde özellikle Mario Casas bir iki sahnesinde yakışıklı pozlarını, kamera bilincini bir kenara bırakıyor, etli kanlı insana dönüşüyor.

    Özellikle gençlerin seveceği bu film, motosiklet yarışlarının olduğu, izinlerin olmadığı bir dünyadaki liseli âşıkları izleyip geçmişi yâd etmek için izlenebilir. Sonuçta hepimiz bu hikâyelerin kıyısından köşesinden geçtik.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top