Hesabım
    İblis
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    İblis
    Yazar: Cihan Aydın

    Vizyon filmlerinin çembersel döngüsü içerisinde planlamalar yapılırken yılda bir iki filmlik dozda şeytan çıkarma öyküsüne olan "ihtiyacımız" göz ardı edilmez ve en azından Şeytan (The Exorcist) ve Omen serisinin "pek gerekli" karbon kopyaları salonlarımıza şöyle bir uğramadan olmaz. Bu zulmü durdurmak için 1968 yılına gidip Rosemary'nin doğum yapmasını mı durdurmak gerekirdi yoksa işi garanti altına almak için çarmıhtaki İsa'ya kadar geri dönüp yardım istemek mi bilinmez ama anlaşılan El Diablo'nun kötülüklerine devam edeceğine inanan yapımcılar bizi "koruma" güdüsüyle bir süre daha bu işe para yatırmaya devam edecek.

    İlk bakışta sadece adıyla Şeytan Çarpması (The Exorcism of Emily Rose) filmini anımsatan İblis (La posesión de Emma Evans), ilk yönetmenlik denemesinde de yine bir dini gerilim öyküsü anlatan Manuel Carballo'nun ikinci filmi. Elbette filmi sinema çevrelerinde çekici hale getiren Carbollo'nun kendisi değil, Şeytanın Bel Kemiği (El Espinazo del diablo)'nun senaristi ve Rec: Ölüm Çığlığı ([Rec])'in yapımcıları gibi görece daha saygın isimler. Son dönem İspanyol korku sinemasının yükselişine paralel olarak düşünülmesi gereken arkaplandaki bu çekici referanslara rağmen "İblis" bu kategoride değerlendirilebilecek filmlerden biri değil. Kapalı bir mekanda klasik bir öyküyü yeniden türetmek derdindeki film, bu riskli tercihin altından kalkabilecek denli konuya yeni bir dokunuş hiç değil.

    Öyküye adını veren Emma Evans'ın özel hayatından görüntülerle açılan filmde, okul öğrenimini babasından aldığı derslerle evde sürdüren ve büyüme sancılarını ailevi bir baskı sebebiyle daha ağır yaşayan genç bir kızın aniden başlayan halüsinasyonlarıyla gergin bir başlangıç yapılıyor. Emma'nın birden geçirmeye başladığı krizler ve etrafta bulduğu gizli notlarla desteklenen bu süreci bir ergenin kişisel kaprisleri olarak değil de Şeytan'ın bir oyunu olarak görmek için çok fazla bir sebebimiz yok aslında. Konuşmalarından çarçabuk anladığımız kadarıyla rasyonel bilime inanan ve Katoliklik vecibelerini yerine getirmeyen bir anne ile çağdaş yöntemleri içselleştirmiş inançsız bir baba tiplemeleri gibi bizim de bir süre sonra Emma'nın içine şeytan girdiğine inanmamız gerekiyor bunun yerine.

    Sallantılı bir kamera, ara sıra aniden beliren yüksek sesler ve çiğ görüntülerle yaratılmaya çalışılan atmosfer içerisinde Emma'nın "gözbebeklerinin beyaza dönerek kalın bir erkek sesiyle bağırdığı" tipik birkaç sahne ile Şeytan'ın varlığının artık kanıksanmasıyla birlikte bundan sonrası tipik bir exorcism hikâyesi. Özellikle Emma'nın görmeye başladığı böcekler ve aile bireylerinin başına gelmeye başlayan talihsiz kazalarla gerilimi yükseltmeye çalışan filmde, bu andan itibaren ilgiyi ayakta tutmaya yetebilecek tek unsur Peder Christopher'ın varlığı olmaya başlıyor. Bu noktada "Vatikan'ın sırları" bağlamında formüle edilen gizemi çözecek olan şeyler ise iyi kurgulanmış bir filmin düğüm noktaları değil, daha önce verilmemiş bilgilerin yavaş yavaş ortaya çıkması oluyor. Bunu sağlayacak faktör ise hikâyede yapılan geri dönüşlerle karakterlerin geçmişine ait izlerin toplanması...

    Korku sinemasında Pinhead olarak kendi has bir yer edinen Doug Bradley'in keyif veren ancak kısa süren varlığı dışında "İblis", kötü oyunculuklar ve Türkiye izleyicisinin ayrı bir şansızlığı olarak İspanyolca bir dublaj ile şeytan çıkarma alt türündeki çekici örneklerden biri değil görülebileceği gibi. Bu konulara ilgi duyan, cadı tahtası veya pentagram gibi mistik sembollere duyarsız kalamayan bir seyirci için belki bir şeyler çağrıştıracaktır ancak Avrupa‘da çekilen ve belirli bir mantıksal hat üzerinde ilerleyen filmlerden birini arayan seyirci için "İblis"in iyi bir tercih olacağını iddia etmenin bir imkanı yok. Bu süreçte ayrılacak zamanı, türün artık klasikleşerek sürekli taklit edilen orijinal eserlerini tekrar görmek için ya da az bilinen değerlerini keşfetmek için harcamak daha çekici görünüyor. Bu bağlamda, 1995 tarihli İspanyol sinemasının klas filmlerinden El día de la bestia, Şeytan'la mücadeleye tanıklık etmek isteyenler için çok daha cazip bir seçenek olarak kenarda duruyor.

    cihanaydin87@yahoo.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top