Perili Köşk eleştirileri

Sinemada değil de denk geldiğinizde televizyonda izlenecek gibi bir film olmuş. Fazla çocuk filmi gibi hazırlanmış.

Disneyland'deki tema parktan esinlenilen senaryosunu, Katie Dippold'un kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Justin Simien'in oturmakta olduğu "Haunted Mansion"; doğaüstü olayların işlenildiği...

Aynı isimli ilk uyarlaması 2003 yılında çekilmiş olan, bir korku komedi olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 150 milyon dolarlık bütçesinin sağladığı avantajla, yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; George Cottle, Jackson Spidell, Mallory Thompson ve Thom Khoury Williams'ın üstlendikleri dublör oyuncuların başarımlarına yaslanılarak çekilerek, brüt 114.4 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de...

Bünyesinde barındırmış olduğu...

Nitelikli performans sergileyebilme becerilerine sahip Hollywood yıldızlarına rağmen, gişeye çakılmış olan bu Walt Disney Studios filmine biraz daha yakından bakalım...

***

- New Orleans -

Tam saatler, 23:58'i gösterirken...

CERN'de, karanlık maddeyi tespit edebilen lensleri geliştirme işiyle uğraşan astrofizikçi Ben Matthias (LaKeith Stanfield), yeni yılın gelişini...

Mesai arkadaşlarıyla gittiği bir barda kutlamaya hazırlanırken, barmenden alamadığı içkinin yerine; kendi elindekini ikram edeceği, hayalet turu rehberi Alyssa (Charity Jordan) ile tanışır...

Ardından da...

Onunla evlenir...

***

Fakat...

Bir trafik kazasında, çok sevdiği karısı Alyssa'nın hayatını kaybetmesi üzerine Ben, kendi bilimsel kariyerinden vazgeçerek...

Onun mesleğini sürdürmeyi tercih eder...

***

Yıllar sonra...

Hayaletlerin varlığına inanmayan bilim insanı Ben'e, aralarında John Peluso (Hector Machado), Roger (Steve Zissis) ile iki Carol'ın da (Kathi Callahan - Marilu Henner) bulunmakta olduğu turist kafilesine; şehirdeki ünlü binalarda, hayalet turu rehberliği yapmaktayken rastlarız...

***

Ki...

Aynı esnada...

Yakın zamanda dul kalmış olan doktor Gabbie (Rosario Dawson) ve oğlu Travis'de (Chase Dillon); Gracey Malikanesi'ni pansiyona dönüştürmek amacıyla, New York'tan New Orleans'a taşınmaktadırlar...

***

Vardıklarında da...

Artık nasıl olabiliyorsa, hayaletleri görüp onlarla iletişim kurabilen Travis; içine girdiği ilk saniyelerden itibaren, malikanenin perili olduğunu fark eder...

***

Çok geçmez...

Annesi Gabbie'de aynı duyguya kapılır kapılmaz...

Araçlarına atladıkları gibi...

Topuklayarak malikaneyi terk ederek...

O otel senin, bu otel benim...

Şehir içinde turlamaya başlarlar...

***

Derken...

Uyumakta olan Ben'in, evinin kapısı çalınmakta...

Ama o, kapıyı açmak da...

Pek gönüllü davranmayınca, Peder Kent (Owen Wilson) kendiliğinden içeriye dalıverecek...

***

Ve...

Ben'den, kendi imalatı olan lensler sayesinde özel olarak geliştirdiği kamerasıyla...

Bizzat Peder'in kendisinden, yeni satın aldığı malikanede; bir "şeytan çıkarma ayini (exorcism)" düzlemesini talep etmiş olan Gabbie için, hayaletleri tespit edebilen fotoğraflar çekmesini isteyecektir...

***

Hayaletlere inanmama konusundaki ısrarını sürdürmekte olan Ben'in bu direncini kıran en önemli nokta, kısa süre içerisinde kazanacağı 2 bin ABD doları olur...

***

Adresi alarak yola koyulan Ben, bir saatlik bir sürenin sonunda da...

Tıkladığında, kapıyı Gabbie'nin açacağı malikanedir...

***

Gabbie'nin yapacağı ilk teklif...

Birazdan karşılaşacağı şeyleri görmek istemiyorsa, henüz daha işin başındayken; içeriye girmek yerine, gerisin geriye dönmesi biçiminde olur...

Ancak...

Birkaç hayaletten korkulmayacağını düşünen Ben, tek bir tereddüt emaresi dahi göstermeksizin...

Üstelik de...

Bir zarf dolusu gıcır gıcır nakit parayı, karşısında görür görmez; elindeki kamerayla kendini, malikanenin ortasında bulur...

***

Kendisinden istenen fotoğrafları çeken ve çeker çekmez de yeniden evine dönen Ben'e göre sonuç negatiftir...

Yani...

Malikanenin hiçbir yerinde, hayalet bulunmamaktadır...

En azından, fotoğraf makinası öyle söylemektedir...

***

Elbette...

Ben'in bu, "Hayalet yok..." iddiası...

Kesinlikle yalandır...

***

Çünkü...

Uzun süredir kullanmadığı kamerasının pili bitmiş olduğu için Ben...

Aslında malikanede, fotoğraf motoğraf çekmemiştir...

***

Yalnız...

Gabbie ile Travis'in, Ben'i bir türlü inandıramadıkları gariplikler...

Şimdi de...

Ben'in evinde, tekerrür etmeye başlamıştır...

***

Böyle olunca da...

Anında evini terk eden Ben...

Kendini, başka insanların da bulunmak da oldukları bir kafeye atsa da...

Hayaletlerin takibi devam ettiği için, orada da huzura kavuşamaz...

***

Bunun üzerine...

Tekrardan Gabbie ile Travis'in ziyaretlerine giden Ben orada...

Malikanenin içindeki hayaletlerin, içeriye adım atan insanlara; tahtakuruları misali yapıştıkları için, mekan değiştirmenin fayda etmediğini...

Gabbie ile Travis'in de, sırf o yüzden malikanede yaşamaya devam ettiklerini öğrenir....

***

Yani...

Bir kez yakalandıktan sonra kaçarak saklanmak, hayaletlerden kurtulmanın çözümü değildir...

Zaten...

Peder Kent'te, o sebeple malikanede konaklamakta olduğu için...

An itibarıyla, dört kişilik...

"Pasif direniş halindeki" bir grup halini almışlardır...

Ve...

Yapmaları gereken tek şey de...

Hayaletlerin kendilerini, neden malikanede istiyor olduklarını bulmaları olacaktır...

Dakika 32...

Bu dört kişilik araştırma ekibine, medyum Harriet (Tiffany Haddish) ile perili ev tarihçisi Profesör Bruce Davis'in de (Danny DeVito) katılacakları ve Bayan Leota'nın da (Jamie Lee Curtis)...

Kendilerinden yardımlarını esirgemeyeceği, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; malikanedeki gizemin aydınlatılacağı, 90 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,