Hesabım
    Denizin Dişleri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Denizin Dişleri

    Denizden babamız çıksa yeriz, peki ya büyükbeyaz çıkarsa?!

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Köpekbalığı ve sinema kelimelerini yan yana gördüğünüz anda aklınıza ne geliyor? Muhtemelen 1975'de ABD'de gösterime girdiği vakit binlerce insanı sahilden uzak tutan ünlü Jaws! Jaws'ı bu kadar korkutucu hatırlıyor olmamızın nedenlerinden biri de aradan geçen 37 yıl içinde yanına yaklaşacak başka bir "köpekbalığı filmi" daha olmaması. O hala denizlerin en korkunç büyükbeyaz'ı...

    Jaws gösterildiği tarihte ülkemizde de çok sevildi ve Peter Benchley'in filme kaynaklık eden romanı "Denizin Dişleri" adıyla defalarca basıldı. Şimdi aradan geçen onca yıldan sonra yeni bir "Denizin Dişleri (The Reef)" (film isimlendirmelerindeki kabızlığa bininci kez dikkat çekerim) filmi izlemek için sinemanın yolunu tutuyoruz ancak iflah olmaz köpekbalığı filmi meraklıları dışında kimsenin ilgisini çekmeyecek türden, vizyon tarihi iyice gecikmiş (yapım yılı 2010) bir seyirlik bu...

    İzleyeceğimiz hikayenin tüm kahramanlarıyla ilk beş dakikada karşılaşıyoruz. Kate, kardeşi Matt, kız arkadaşı Suzie, Kate'in eski sevgilisi Luke ve Luke'un tayfası Warren... Filmin assolisti olan köpekbalığını görmek içinse bir 40 dakika daha beklemeniz gerekecek. Bu zaman zarfında ekibimiz Luke'un bir tekne teslimatı işi için birlikte yola çıkıyorlar. Avustralya'dan Endonezya'ya bir haftalık rotada hem tatil hem de iş yapacaklar. Güzel plan, ah bir de o zalim mercan kayalıkları olmasa!

    Bir yelkenciyle The Reef'i izlemek, itfaiyeciyle Towering Inferno izlemek gibi bir şey! O yüzden yazdıklarımı "amma da bahane bulmuşsunuz" demeden okumanızı rica ederim. Lisanslı bir yelken yarışçısı olduğumdan ve birkaç kez de Luke'un yaptığı şeyin aynısını yaptığımdan, yani bir tekneyi alıp uzak bir rotada başka bir limana getirdiğimden konuya oldukça hakimim. Filmin olası tüm mantık hataları gözüme batıyor ister istemez.

    Film her ne kadar "gerçek olaylardan uyarlanmıştır" gibi bir bahaneyle başlasa da, ekibin bu şekilde yaptığı her yolculukta, batmaktan ve köpekbalıklarına yem olmaktan başka şansı yok zaten. Tekneleri en fazla 12 metrelik bir tekne, yani okyanus yolculuğuna gelmez. Ellerinde kıyı sığlıklarını gösteren harita ya da derinlik algılayan hiçbir seyrüsefer cihazı da yok! Ne bekliyorlardı ki, ada sahillerinde şöyle bir gezip gelecekler miydi? Bu seferin kaptanı olan Luke'un yaptığı hataları iki sezon boyunca Ali Kaptan yapmadı!

    Ayrıca öyle bir teknenin, fırtınasız bir denizde, salması tamamen parçalanmadan alabora olma ihtimali de düşük. Filmde gördüğümüz teknenin mercan resifine çarptıktan ve alabora olduktan sonraki sahnelerde salmasının neredeyse tamamı görünüyordu. O haliyle tekneyi ancak Poseidon'un nefesi batırabilir. Neyse batma olayına bu kadar takılmaktan vazgeçip sonrasına odaklanalım.

    Geçmişinde balıkçı teknelerinde çalışan Warren haricindekiler, fazla dayanmayacak bu tekne enkazında iyice açığa sürüklenmektense şanslarını kıyıya doğru yüzmekten yana kullanıyorlar ve bakın bu dahiyane fikrin sahibi kim? Bildiniz: Luke Kaptan... Bu andan itibaren Warren'ı bir daha görmüyoruz ve akibetini de film bittiğinde çıkan yazılardan öğreniyoruz.

    Bir süre yüzdükten sonra denizlerin yalnız katili büyükbeyaz ile ilk karşılaşmalarını yaşıyorlar ve bundan sonrası büyükbeyazın bir slasher manyağı figürüne dönüşüp filmin kahramanlarını (kurbanları demek daha doğru aslında) teker teker avlamasıyla devam ediyor. Bazı kapışma sahnelerinin oldukça özenli çekildiğini söyleyebilirim. Maket ya da CGI değil gerçek bir büyükbeyaz izliyoruz bu defa... Ancak neredeyse hepsi de bu! Hikayenin çatısı yanlış kurulmuş, film neredeyse yarı süresinde, balığı bırakın 'köpek' bile demeden akıyor. Hiç bir ilişkilendirme yapılmıyor ve bu yüzden de uzun metraj bir filmi kotaracak kadar dram ya da gerilim yükü barındırmıyor.

    Tekrar yazıyorum; gösterim tarihi çok gecikmiş bir film, Denizin Dişleri... Öyle olmasa bile ev sinemasında izlemek ve unutmak için daha ideal bir seyirlik. Konuya özel bir ilginiz yoksa, görmeseniz de olur. Belgesel kanallarının "köpekbalığı haftası" yayınlarında bile çok daha fazlası var.

    Twitter.com/murattolga

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top