Abdülhamit Düşerken: en yeniler yorumlar

Mahalle yanarken orospu saçını tararmış filmin özeti bu . Abdülhamid opera dinleyerek mi 33 yıl direndi düşmanşara !!!

Dönemin siyasi olaylarını iyi bir şekilde anlatan izlenmeye değer bir tarihi film.Bazı arkadaşlar acımasızca eleştirmişler fakat ben filmde bu kadar eleştirilcek bir yer bulamadım tamam tabi ki kusurları var ama sonuçta geçmişimizde yaşanan olayları öğrenmemiz açısında yararlı bir film ve oyuncu kadrosu da gerçekten iyi ,izlenmeye değer...

Fazla eleştiriliyor bu film nedense.. 7 yıl önce ülkemizde böyle bir dönem filmi çekilmesi bile bence çok önemli ve büyük bir başarı.. ayrıca film zaten gayet güzeldi.. zaman zaman durağanlaşsa da ben beğendim bu filmi.. oyuncuların her biri çok iyiydi.. iyi bir türk-dönem filmi.. 8/10

Binbaşı Şefik sadık bir İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi iken karısının iktidar hırsı, iktidar sevdası yüzünden mevki makam sahibi olmak için karısını dinliyor ve İttihatçı arkadaşları ile ters düşüyor ...Şu kadın milleti nasıl da iktidar, mevki makam hırsıyla erkek milletini, içine işleyerek, kanına girerek yönetebiliyor hayret doğrusu ...

bu nasıl filmdir bide biz bu filmlere tarih filmi
deriz çok fena sahneler var bu dikkate alınmalıdır tam bir rezalet bir de tv de trt saat
8 de yayınlıyor ayıp

politik film seven herkesin mutlaka izlemesi gerekir bu filmi.entrika,hırs,aşk hepsi son derece doyurucu.müzikte çok uyumlu sürekli devam eden gerilim ve neticeyi anlatan güzel bir final müziği.tabiki takma bıyık sakal meselesine değinmeden geçemeyeceğim.sanki osmanlıda takma bıyık sakal modası varmış gibi.halbuki sakal bıyık sadece zaman işi o kadar.kızgin boğa filmi için de nironun kaç kilo aldığını,yağmur adam için hofmann ın uzun zaman otistikler arasında yaşayıp inceleme yaptığını düşünürsek 1 ay sakal bıyık bırakmak ve çekimler boyunca öle kalmak çokmu zordu bilhassa sayın akana sormak lazım.son yılların en güzel filmlerinden ama tabiki türü sevenine göre

rutkay aziz in başrolünde oynadığı kurtuluş filmi bundan çok çok daha güzeldi.ve senaryosunu da şu çılgın türkler kitabının yazarı turgut özakman yazmıştı.bu film beyazperdede bulunmalı.

tarihimizi bu şekilde yansıtacaksak eğer insanlara bu tarzda hiç bir film çekilmesin daha iyi izlerken insanda millyetçilik duyguları uayndıracağına insanın elinden sıkılmaktan başka bir şey gelmiyor

evet ziya öztan cumhuriyet filmine yakın bir film sunuyor önümüze geniş kadroda bazı oyuncuların hem oyunculuk hemde tarihsel anlamda daha ön planda olmasını beklerdim bu geniş kadroda meltem cumbul iyi bir oyun veriyor ayrıca atatürk ü canlandıran serdar orçinde kısa sahnede elinden geleni yapıyor

olmamış.tek taraflı ve yanlı bir yapım

yaaa ziya öztan cok ii bir yönetmen ama bu filmde ters giden ne anlamadım ayrıca filmin afişi de cok kötüydü

Tarık Akan sakal bıraksa gerici mi olacaktı,hala aşamadık bunları

AŞK,İHANET,İKTİDAR...ABDÜLHAMİT DÜŞERKEN..BÖLÜM 2
Yönetmen Ziya Öztan ve görüntü yönetmeni Colin Mounier'dende bahsetmek lazım... Öztan her geçen gün kendisini dahada ileriye götürüyor..trt de çektiği diziler bir anlamda onun eğitiminin bir parçası gibi olmuş... geçenlerde seyrettiğim bir röportajında bir dahaki filminin günümüzde geçicek olan ikili bir aşk öyküsü olduğundan bahsediyordu..anladığım kadarıyla tarihe şimdilik araveriyor... bencede doğrusunu yapıyor..kendisini bu sefer farklı kulvarlarda gösterme vakti geldi geçiyor bile..ama ben yine güzel birşeyler çıkartacağından umutluyum.. yarım yamalak türkçesiyle hayli sevimli bir adam olan Mounier 'de Öztan gibi her geçen gün dahada ileriye gidiyor.. Öztan'nın bütün filmlerinde ve hatta dizilerinde bile görüntü yönetmenliğini elinde bulunduran Mounier Abdülhamit Düşerken'de çok çok başarılı..özellikle istanbul gibi bir mekanda tarihi bir film çekmenin üstesinden görüntüleriyle çok çok iyi gelmiş... plato dışı çekimlerde kameraları alttan kullanarak iyi görüntüler yakalamış.. heleki filmde benim kafama kazınan iki sahne varki?!? Mükemmel ötesi olmuş bu çekimler.. birincisi gazeteci Hasan Fehmi'nin gecenin karanlığında köprünün üstünde uğradığı silahlı saldırıda öldürülmesi.. ikincisi Binbaşı Şefik'in faytonla Harekat Ordusuna konuşmak için gittiği sahne..Mehmet Kurtuluş'un donuk bakışlarla etrafa bakarak faytonun ilerlemesi gerçekten enfes bir sahneydi..haa..birde filmin finalindeki Meltem Cumbul'un gemiyle İstanbul'dan ayrılırken son kez bakması..bu sahnede çok hoştu...
Nuri Sırrı Örik'in romanından (birçok eleştirmene göre tük edebiyat tarihinin en iyi romanlarından biridir)senaryolaştırılan film geçtiğimiz senelerde piyasaya çıkan Ahmet Altan'nın İSYAN GÜNLERİNDE AŞK adlı romanıylada pek çok benzerlik göstermekte.. ikiside aynı paralelde ilerlesede tamamen farklı öyküler.. ama ikiside enfes doğrusu.. kısacası etrafta yapılan onca olumsuz eleştiriye rağmen Abdülhamit Düşerken gerçekten çok hoş bir film olmuş...seyretmeyenlerin bence kaçırmaması lazım... hem tarihimizde belirli bir dönem hakkında fikir sahibi olmak için hemde güzel bir hikaye için kesinlikle görülmesi gerek diye düşünüyorum...seyretmeyenler bıraksınlar sağda solda yazılan eleştirileri..gidip seyretsinler..kendi kararlarını kendileri versinler..ama verilen bilet parasının boşa gitmiyeceğine kesinlikle emin olabilirsiniz...hepinize iyi seyirler...
I Love Denizzz / İstanbul

bence flimin ismi bu olmamalıydı. çünkü bu flimde abdülhamidin bir rolü yoktu ve gerçekleri ayrıntısına kadar anlatan bir sahnede göremedim ve zaten trt yapımı olduğunu gördüğüm zaman bunu anlamalıydım. flimde bir kadının nasıl kocasını hakimiyet altına aldığını iktidar için herşeyi yapabileceği anlatıyordu . ama abdülhamid din düşmesi ile ilgili bir fli değil izlerken çok sıkıldım doğrusu

arkadaşlar yapmayın lütfen Türk sinemasını bataklıktan çıkaracağız diye aka kara diyecek halimiz yok ya!!! bence önce neden türk sineması bataklıkta kim düşürmüş ona bakmak lazım kötü filme kötü diyen izleyicilerin Türk sinemasını bataklığa sürüklediğine inanmıyorum bu işin sorumlusu varsa o da sinema yapımcılarıdır. yıllardır sanat yapacaz diye ilk 10 dakikasını seyrettikten sonra uykumuz gelen filmleri önümüze sürdüler. tamam o filmlerin de kendine özgü yanları olabilir ama bence filmler eleştirmenler için değil seyirci için yapılmalıdır. haniderler ya sanat sanat için midir halk için mi biz hep sanat için sanat yaptık divan edebiyatıyla başladı bu bakın şimdi karacaoğlan efsane oldu sonuç olarak Baki değil. bu film bir tarih filmi olabilir ama bunu izlenebilir hale getirmek ayrı bir konudur. herkese izlenebilir filmler dilerim...