Sonuçta ortada binbir zorlukla çekildigi belli bir Türk filmi var, çok agir elestirmek istemiyorum ama arkadas biraz zeka lütfen ya. Çok degil, ama "biraz" olsun yeter bak.
Sen belgesel çeker gibi film çekersen, daha da kötüsü aklina ilk geleni filme çekmeye karar verirsen ortaya da böyle kötü bir film çikar.
Serkan Ercanin oyunculugu hariç sinifta kalmis bir film.
Düşük puanı hak etmiyor kalbin zamanı.. temposu zaman zaman ağır ve sıkıcı olmasına rağmen karakter geçişleri ve oyuncu performansları çok başarılı özellikle hülya avşar ve onun gençliğini oynayan dolunay soysert çok iyi rollerinde.. 7/10
film daha bugün vizyona girdi.ve ben bu msj ı yazdığım saatlerde daha ilk seansı oynuyor.. Ama gelin görün ki burada ki sinema alimleri 66 mesaja ulaşmış , filmi seyretmeden yerden yere vurmuş , dahiyane yorumlar getirmiş ve bunlar yetmemiş olsa gerek filmin ortalama notunu 3 olarak kayıtlara geçmesini sağlamışlar.. Helal olsun gerçekten.. Ben buggün 14.15 seansına gidiyorum.. Ve en azından iyi mi kötü mü o zaman karar vericem.. Ve gerçek görüşlere,fikirlere saygısı olan arkadaşlar için buraya görüşlerimi yazıcam.. Birazcık büyüyelim lütfen.Çok bilmişliğimizi,komplekslerimizi yenelim lütfen.Bu söylediklerim ortaya. Zaten kendi üstüne almasını bilenler hemen alacaktır.. (sevgili beyaz perde yönetimi. biliyorum bu tarz yazılara izin vermiyorsunuz hatta kimi zaman hızınızı alamayıp önünüze gelen yazıları siliyorsunuz ama sizlerden ricam , ibreti alem olması için bu yazıyı ve bundan sonra yazılacak yazıları silmeyin.. )
wivona ryder, angelina jolie, christina ricci, dre4w barrymore ve daha niceleri. hepsinin ayrı ayrı mazisi var ve hepsi de hala medyatikler. işlerini iyi yapmıyorlar değil mi? çünkü ha bire medyadalar. bağnazlık bu yaptığınız.
biz hep böyle kaybettik. elin amerikalısı "road trip" diye bir film çeker. berbattır. ama öyle bir pazarlarlar ki onu taaaaa türkiyede gösterime girip bir sürü izleyici ile buluşturur. kabul edelim biz hep köstek olduk.
Gora’ya gittiniz 4 milyon yaptınız hani nerde türk sineması gelişti? yönetmen başka bir film yerine gora2 yi yapmaya karar verdi. Sonra gora3 gora 4 bunun sonu nereye kadar gider acaba? Ama kalbin zamanını 1 milyon kişi izleseydi yönetmen o karla daha farklı bir senaryo ve castla yeni bir film yapacaktı. Aradaki farkı artık size birakıyorum. Tamam filme gitmeyin ama kötü demeye hiçbir şekilde kimsenin hakkı yok, yemin ediyorum şu sitede 1 kere bile gora’nın sayfasına gitmedim neden gideyim ki filmi izlemedim izlemekte istemiyorum ama sayfasına gidip 1 tane kelime yazmış adam değilim. Artık bazı şeyleri öğrensinler bu insanlar. Bunlar saman alevi gibi parlar sönerler sadece bu filme yönelik değil bu sözler...
bence son derece güzel bir film olmuş.izlerken büyük bir haz duydum yanlız hülya avşar ağlama sahnelerini hiç beceremiyordu o ayrı...konu olarak da hoş bir filmdi ve gerçekten romantik polisye filminde olası gereken tüm unsurları taşıyordu;aşk, duygusallık, cinayet, merak, ihtiras..bilmem hülya avşarın oynadığı her film böyle güzel olmak zorunda mu(hababam sınıfı askerde hariç)
ben filmi beğendim gerçekten etkileyiciydi oktay kaynarcanın öldürülüşü ilginçti ne zamandan beri böyle dramatik bir türk filmi izlememiştim.filmdeki insan sevmeyince ölür felsefesi çok hoşuma gitti konu sürükleyiciydi ben bu arada ben filmi sinemada izlememe rağmen beğendim ama filmde bazı hatalar vardı. örneğin/arkadaşların da dediği gibi otobüs geçiyor 2000 model taksi geçiyor 2000 model sözde 80 li yıllar. ayrıca tam filme konsantre olmaya başladığınız zaman herşey açığa çıkmadan film bitiveriyor mesela benim kafama birçok soru takıldı diyebilirim. neyse yinede bir göz atın herşeye rağmen konusundan dolayı güzel bir film.ayrıca şuna da söylemeden geçemiycem işte bir hata daha 50 lili yıllarda ve 80 li yıllarda geçerken filmin kıyafetleri yepyeni 2000 lerin kıyafetleri ama sözde 80 lerin ve 50 lilerin kıyafetleri diye insana yutturmaya çalışmışlar.. saygılar
Çok geçte olsa mantıklı ve sağduyusuyla yorum yazan arkadaşların olduğunu görmek güzel. Bu filmde herkesin belirttiği gibi mantık hataları var işte 2000 model arabaların gözükmesi, İstanbulun o dönemin havasını yansıtmaması gibi. Bunları kabul ediyorum. ( Filmi izlemememe rağmen duyduklarım). Ama hepimizin bildiği gibi yüzlerce milyon dolarlık amerikan filmlerinde de daha sonradan bir sürü hataları internet sitelerinde yayınlanıyor, ama bu o filmlerin değerini düşürmüyor. Tamam bu film kar etmesin, çok para kazanmasın ama en azından maliyetini çıkarsın ki daha sonra yönetmeni hatalarından ders alarak yeni bir film çekebilsin. Bu kadar pahalıya mal olan bir film sadece 60 bin kişi tarafından izlendi Türkiyede, bu gerçekten kendi adımıza çok büyük bir ayıp. Şimdi size kıyas için birkaç film sayıcam. Komşu kızı gibi basit bir film 65 bin kişice izlendi, çok basit konulu amerikan pastası serileri 300-400 bin kişiye oynadıç. T.V. filmi gibi duran Anaconda 70 bin kişi izledi. Aklıma gelenler bunlar. Bunları çoğaltmak mümkün, bu film bunları haketmeyecek kadar güzel bir film. Tamam çok iyi olmayabilir ve Gora gibi 4 milyon kişi izlemeyebilir (kaldı ki Gora bence kötü bir film ama izlenmesine sevindim) ama yinede en azından 300-400 bin kişi izlemeli ki yapımcı bir daha ki sefere de sinemaya yatırım yapsın. Ama bu gidişle bizler yine senede 6-7 filmin çevrildiği döneme döneceğiz.
ömür gedik hanfendinin hürriyetteki yazısını aynen bende okudum baştan sona kadar.gerçekten iyi yazı olmuş.bu arada bana kalırsa aşağıdaki bazı yorumlara hem katılabiliriz hemde katılamayız.çünkü bazıları burası hülya avşara kin kusma sayfasının olmadığını söylemişler...bizde öyle yapmıyoruz ki zaten belki hülya vaşarın oyunculuğu gerçektende iyi ama kendisinin yarattığı olumsuz mesaj bana kalırsa hem imajını hemde oyunculuğunu olumsuz yönde etkiliyo...ki salkım hanımın taneleri vede bildiğimiz sahnesiyle hatırlansada berlin in berlin filmi hülya avşarın iyi oyunculuk sergilediği filmlerden.ama dediğim gibi hülya avşarın durup durup amaçsız ropörtajlar yapması ona buna laf atması bana kalırsa kendisini bitiriyor...oyunculuğuda size kalmış....
Arkadaşımın ısrarı yüzünden filme gittim.Üç haftada Toplam seyirci sayısı 17,000..Tahminimce vizyonda kaldığı sürece 25,000 seyirciyi geçmeyecek bir yapım.İlk Fragmanını izledigim zaman 100,000 seyirciyi gecmez diye bir tahminde bulunmuştum.Çok iyi niyetliymişim.Film çekiliyo ama , ya bilmiyorum,tabiki böyle filmler şart sinemamızda ama vallahi yeter billahi yeter..İçimiz dışımız Dram oldu..
Eger bu filme ben para verseydim,verdigim paraya acırdım.Yapımcıların amacını anlamış değilim.Türk sineması geriye doğru gitmeye başladı.Dizilerdeki Dram yetmiyormu,Dram türü filmleri sinemaya daha ne kadar taşıyacaksınız.Biz sinema sever insanlar olarak bu filmlere gitmiyoruz.Anlayın artık..
Bence çok fazla önyargılı olmamak gerek bu Hülya Avşar olsa bile, kişilik olarak benimde çok fazla beğendiğim söylenemez ama belkide ekip olarak fena bir iş çıkarmamış olabilirler.Sonuç olarak hiç değilse elinde imkanları olan birileri Türk sineması adına birşeyler yapmaya çalışıyor. Duyarlı izleyiciler olarak bize düşense filmi gördükten sonra yapıcı eleştirilerde bulunmak ve eğer mümkünse bu eleştirileri yerine ulaştırmaktır diye düşünüyorum.
sakın izleyeyim demeyin! bu "şey"e sanat filmi diyen gidip tarkovskinin filmlerini izlesin önce. bu "şey" bırakın sanatı "film" değil. böyle emeğe, saygı-maygı duyulmaz. yazıklar olsun. böyle "şey"ler yapacaklarsa hiç türk filmi yapmasınlar daha iyi...
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki filme kötü yorum yazan arkadaşlar bu filmin yavaş minimalist sizin deyiminizle "sanat" filmi olduğu belli madem beğenmiyorsunuz bu tarz filmleri gitmeyin arkadaş kimse size zorlan bu filmleri izlettirmiyor.Filme gelirsek yönetmen Zeki Demirkubuzun Yazgı filminden Varoluşçuluktan Albert Camusun Yabancı kitabından Yusuf Atılgandan,zebercetten,aylak adamdan fazlaca etkilenmiş bence bu etkelineme özellikle bazı sahnelerde adeta taklite kadar çıkmış.Özellikle filme gerçeküstücülük katıyım derken birazda saçmalamış desem yeridir.Bence bireyin yalnızlığını ve babaya olan öfkesini daha sade daha gerçekçi bir zeminde anlatsa daha başarılı olabilirdi bunca defosuna rağmen gene de ilk film olması ve Serkan Ercanın olağanüstü performansı ayrıca kısa rolüne rağmen Nadir Sarıbacakın filme olan katkısıyla izlenmeye değer 7/10.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.