Hesabım
    Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı

    Aşkın Dansı

    Yazar: Ali Ercivan

    Kürşat Kızbaz'a, Mevlana ile ilgili bir kısa filminin gördüğü ilgi üzerine bu uzun metrajı yapmanın yolu açılmış. Düşünürün hayatını ve eserlerinin günümüze dek ulaşan etkilerini konu alan Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı, canlandırmalarla desteklenmiş bir dokümanter olmayı amaçlıyor.

    Filmin ilk yarısı Mevlana'nın hayatını anlatırken, ikinci yarısı eserlerinin özü ve gücü hakkında. Bizde sinemaya yönelik büyük belgesellerin seçtiği yol nedense hep canlandırmalarla dramatik bir anlatım oluşturmaya çalışmak. Seyirciyi çekmek için iyi bir yol şüphesiz. Kürşat Kızbaz'ın filminde, oyunculara diyaloglu roller verilmemiş. Anlatıcı ve müziğin altında, filmi izlenebilir kılacak mizansenler ve mimikler sunuyorlar sadece. Bu bir sorun olmazdı tabii; eğer birkaç anlamlı bakıştan fazlasını ve biraz da mizansen içerselerdi.

    Mevlana'yla ilgili bir film yapmak için erken olduğunu düşünmüşümdür hep. Çünkü hayatının bazı aşamalarıyla ilgili farklı yorumlar olan biri ve kimseyi kızdırmak istemiyorsanız, elinizde sadece onu ilahlaştıran, romantik bir film yapma seçeneği kalıyor. Kızbaz'ın filmi de etliye sütlüye karışmadan romantik sözlerle Mevlana'yı yüceltip, sinema için gerçekçi bir dokümanter yaratmaktan ziyade Kültür Bakanlığı için hazırlanmış bir promosyon filmi olarak kalıyor.

    Filmin ilk yarısı resmî ve yüzeysel bir Mevlana kronolojisi sunarken iyi kötü bir hikaye anlatıyor tabii. İkinci yarıda ise üstüste aynı şairane lafları dinleyip duruyoruz. Her biri ne kadar doğru olsa ve bu görüşleri almak için dünya çapında kaç öğretim görevlisi, kaç araştırmacıyla röportajlar yapılmışsa da, film sadece birbirinin aynı övgü dolu açıklamaları yaklaşık 40-45 dakika boyunca tekrarlayıp duruyor. Dolayısıyla da (1) karşımızdakinin çok zayıf bir sinema belgeseli olduğuna hükmediyoruz; (2) benim filmi izlediğim salonda olduğu gibi, seyircinin önemli kısmının ikinci yarıda filmi terk ettiğine şahit oluyoruz.

    Aşkın Dansı, daha ziyade televizyon için yapılmış bir belgesel düzeyinde. Hakkında temel bilgiler verdiği Mevlana'nın dünya çapında daha da ilgi çekmesi, insanların onun eserlerini okumaya yönelmesi için bir araç olarak kısmen işe yarayabilir. Ama Mevlana'yı gerçekten tanımamızı, anlamamızı sağladığını; bu tür bir belgeselin yapması gerektiğini düşündüğüm gibi, ele aldığı insanı ete kemiğe büründürmeyi başardığını söylemek zor.

    Verdiği bilgilerin bazı noktalarda yorumlara açık olduğunu, her şeyden önce Şems ile ilişkisine dair gayet somut kaynaklara da dayandırılan farklı bakış açıları bulunduğunu dile bile getirmiyor. Röportaj yapılan bir iki kişinin aslında bunlara değindiğini tahmin etsek ve canlandırmalarda bu yönde imalar sezsek bile.

    Son dönemde çok popüler bir isme dönüşen Mevlana hakkındaki bu filmi izleyebilirsiniz. Ama siz yine de bu çok önemli düşünce ve sanat insanıyla ilgili kendi araştırmanızı da yapın derim.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top