Hesabım
    İşkence Odası
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    İşkence Odası

    Aslı Dururken…

    Yazar: Ali Ercivan

    Yönetmen Goetz Kardeşler’in sinemanın ünlü birader eşleşmelerinden biri olmadığı açık. Diriliş (The Revenant) filminin senaryosunda Alejandro Gonzalez Inarritu’ya yardım eden Mark L. Smith’in de güçlü bir yazar olarak dikkat çektiğini söyleyemiyorum. 2008 yapımı ve ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapmış aynı adlı Kanada filminin bu Amerikan işi yeniden çevrimi de karakterden yoksun, basmakalıp bir gerilim filmine dönüşmüş. İşin özeti bu.

    Lucie çocukluğunda kaçırılmış ve yaşadığı işkencenin etkisinden seneler sonra bile kurtulamamış bir genç kadın. Anna ise yetimhane yıllarından beri ona destek olmuş arkadaşı. Ama Lucie’nin hayalini görmeye devam ettiği canavarların, aslından sadece onun bozuk psikolojisinin bir eseri olduğunu düşünüyor içten içe. Lucie, vakti zamanında kendisini kaçırıp işkence edenleri bulduğuna inanıp koca bir aileyi katlettiğinde bile onu korumaya çalışıyor. Lucie’nin haklılığını ve büyük bir şebekeyle / tarikat-vari bir oluşumla karşı karşıya olduklarını anlaması ise öykünün nihayet ilerlemesini sağlıyor. Yaklaşık kırk beşinci dakikada olsa bile…

    Hepi topu seksen dakikalık bir filmden bahsediyoruz zaten. Kalan süre, Anne’in Lucie gibi bir intikam meleğine dönüşmesine ayrılıyor. Tarikatın Lucie’yle ilgili inandıkları, hikayeyi de daha dinsel ve mitolojik bir noktaya doğru taşımaya çalışıyor. Ama film bu dinsel damarı da sadece ezbere bildiğimiz bazı görsel referanslarla desteklenmiş klişe bir sos gibi değerlendiriyor. Fanatik dindar manyaklar küçük kızlara işkence ediyorlar. Daha fazlası değil.

    Bu yeniden çevrime imza atanların, filmin orijinaline kıyasla ellerini oldukça korkak alıştırdıklarını söyleyebiliriz. Atmosferin, şiddetin, kanın her aşamada yumuşatılmış bir versiyonunu izliyoruz. Goetz kardeşler bu tür Hollywood yapımlarında hep olduğu gibi ellerindeki projeyi daha büyük işlere sıçrama tahtası olarak görüyorlar muhakkak. Şık, stilize, çarpıcı bir iş çıkarmaya çalışıyorlar. Halbuki bu tür bir projede daha çiğ, daha ham bir estetik daha sarsıcı olabilir. Senaryonun birçok soruya cevap vermemesi de “ne kadar az açıklama olursa korku efekti o kadar güçlü olur”dan ziyade, öykünün bir yere oturamaması, izlediklerimizin mesnetsiz kalmasıyla sonuçlanıyor. Orijinal filmi seversiniz sevmezsiniz, bu yeniden çevrimin her halükarda sunduğu yeni ve heyecan verici hiçbir şey yok.

    Twitter: aliercivan

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top