Hesabım
    Suç Ortağı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Suç Ortağı

    Nicolas Cage'e ne oldu?

    Yazar: Orkan Şancı

    Stolen: Nicolas Cage’den yeni aksiyon bombası! Stolen: The Expendables 2’nin yönetmeninden dolu dizgin bir macera! Stolen: “Safe House”un senaristinden akılları zorlayan yenilikçi bir film! ..ve Stolen: izlerseniz, hayatınızdan eksilmesine en üzüleceğiniz 96 dakika!

    Sonuncusu doğru, maalesef. 

    Nicolas Cage ile başlayalım. Sahi; o Oscar alan adama ne oldu? ABD’de “Nic Cage B-filmlere devam ediyor” yazmışlar. B-filmi mi? (bu konuya döneceğiz)

    Bir zamanlar “öyle bir rol verin ki ona ruhumu vereyim” diyen Cage, şimdi bataklıktan çıkmaya çalıştıkça daha derine saplanan, kariyerinin başlarındaki ruhunu çoktan kaybetmiş bir aktör.

    Eski karısı Lisa Marie Presley’in, çocukluğundan beri biriktirdiği o devasa çizgiroman arşivini yakmasından sonra psikolojisi mi bozuldu acaba? “City of Angels”da bizi melek olduğuna inandıran adam, şimdi ancak Jason Statham’ın reddettiği rolleri alabiliyor.

    Simon West. Hatırlar mısınız, İngiliz yönetmen sinemada “aks çizgisi” diye bir şey olduğunu hiçe sayıp “Tomb Raider”da ortalığı karman çorman hale getirmişti. Sadece o filmi izlediği için gözü bozulmuş seyirciler olabilir. West daha kötüsünü yapabileceğini önceki işi, John Travolta’lı vasat mı vasat “General’s Daughter”la göstermişti, sağolsun. Üstelik ilk uzun metrajı “Con Air”de (yine Cage oynuyordu) beğeneni bile olmuştu. Simon West ve Nicolas Cage ne mutlu bize ki, tam 15 yıl sonra yine birlikte.

    David Guggenheim. Doğrusu ‘Stolen”ı izleyince insan “Safe House”un değerini daha iyi anlıyor. Denzel Washington’lı filmde zeka pırıltıları gösteren bir iş yapmış olan Guggenheim’ın, bu denli ilginçlikten uzak, yapmacık, heyecansız bir metne imza atmış olması enteresan.

    Filmde Nicolas Cage’in karakteri, arkadaşının attığı kazık nedeniyle yakalanıp 8 yıl hapis yatan usta bir banka soyguncusu. 8 yıl sonra özgürlüğüne kavuştuğunda kızının kaçırıldığını öğreniyor. Üstelik kaçıran da, eski mesai arkadaşlarından biri. Arkadaşı, yakalanırken yanında olan 10 milyon dolardan pay istiyor. Ama Cage’in karakterinin parası yok, acil bir soygun yapması lazım.

    Aslında her şey o kadar da kötü başlamıyor. Nicolas Cage’in karakterini filmin hemen başında, arkadaşlarıyla iş üstünde görüyoruz. Biraz “National Treasure”da oynadığı dahi karaktere benzeyen performansıyla Cage, FBI ajanlarını aptal yerine koyarcasına bir soyguna girişiyor. Üstelik olayın FBI tarafında Danny Huston gibi kalburüstü bir aktörün karakteri var. (Tüm bu x’in karakteri olayına takılmayın. Ortada herhangi bir karakter olmadığı için filmdeki isimlerini yazmadım)

    Sevgili Cage’in karakteri 8 yıl yatıp çıktıktan sonra Simon West tam anlamıyla devreye giriyor. Filmin bırakın olmayan ritmini, olay örgüsü o kadar inandırıcılıktan uzak ki, herhangi bir anında ciddiye almanız için bir sebep yok. Yine kayda değer bir aktör olan Josh Lucas’ın karakteri, 8 yıl sonra uyuzluk yapıp Cage’in kızını kaçırıyor. Cage’in karakterinin 12 saat içinde 10 milyon dolar bulması gerekiyor.

    Nicolas Cage artık 49 yaşında. Arabaların kaportaları üzerinde zıplayarak dolaşması, caddeler boyunca koşması gibi “üst seviye” aksiyon sahneleri mevcut. (Statham olsa ne yapardı acaba) Kızının kaçırıldığını öğrendikten sonra, son bir soygun için bir başka arkadaşını iknaya çalıştığı sahnede gözlerine iyi bakın. İkna için “ama o benim küçük kızım” dediği anda karşınızda “bir aktörün gerçekten ama gerçekten çöküşü” konulu bir müsamere seyrettiğinize inanabilirsiniz.

    Filmin sözüm ona çatışma örgüsünün merkezini teşkil eden küçük kız mesela. Umurunuzda bile olmayan bir adamın hiç de umurunuzda olmayan kızını kurtarma macerasını seyretmek zorundasınız. Senarist-yönetmen ikilisi “küçük” kızı hikayeye öylesine ani dahil ediyor ki, birden başka bir film seyretmeye başladığınızı sanabilirsiniz.

    Gelelim B-filmi meselesine. Nedir B-filmi? Yıldız kategorisinde oyuncu bulunmaması, kısıtlı bütçe ve mekan kullanımı gibi olaylara hiç girmeyeceğim. Gerçekten, nedir bir B-filmi? Albeni, cazibe, çocuksuluk, naiflik..  Stolen yeterince basit ve ilkel ama çekici değil. Samimiyet, çocuksuluk yok. 

    Kendini iyi film sanma hali var.

    “The Sixth Sense”in ölü olduğunu bilmeyen insanları gibi..  I see bad movie..

    twitter: orkansanci

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top