Hesabım
    Memleket Meselesi
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Memleket Meselesi

    Memleket Meselesi

    Yazar: Murat Özer

    İyi bir motivasyonla yola çıkıp, sonrasında derdini anlatamayıp iki seksen uzanan filmlerden bıktık gerçekten de. Özellikle birkaç yıldır bu tanıma uyan birçok film izledik ve içlerinden birkaçını çıkardığımızda tam bir 'film çöplüğü'yle karşı karşıya kaldığımızı gördük. Bunun nedenleri üzerine uzun ve iddialı cümleler kurmak değil amacımız, ama böylesi bir 'resim'den çıkıp da nasıl 'oturmuş' bir Türkiye sinemasından bahsedebileceğiz, işte bizim derdimiz bu. Bir 'çıkış noktası' bulmanın yeterli olduğunu sanarak girişilen projelerin çoğu, özellikle senaryo yetersizliği ve yönetmenlik bakışının eksikliğiyle çuvallamaktan kurtulamıyor ne yazık ki. Projelerin 'iyi niyetli' olduğu konusunda hiçbir kuşkumuz yok, ama iyi niyet de bir yere kadar götürebiliyor filmleri, sonrasında 'beceri' arıyor insan, akıl arıyor.

    Her neyse... Bu yazının konusu bu değil, Memleket Meselesi üzerine birkaç cümle kurmadan önce vurgulamak istediğimiz bir nokta sadece. Anladığınız gibi, ele aldığımız film de ilk paragraftaki yetersizliklerden nasibini fazlasıyla almış bir çalışma. Keşke öyle olmasaydı demek istiyoruz, ama her 'umutlu' arayışımızın düş kırıklığıyla sonuçlanması 'gelenek' haline geldi artık.

    Memleket Meselesi ne anlatıyor? Emekliliği yaklaşmış bir ilkokul öğretmeni olan Adil Hoca, günün birinde genç bir polisten tokat yiyor. Ardından da hak arayışına başlıyor. Çalmadığı kapı kalmıyor, en sonunda başbakana kadar ulaşmayı başarıyor... Bu hikaye, rahmetli Zeki Ökten'in elinde toplumsal güldürünün has örneklerinden birine dönüşebilirdi. Üstat, karakterle seyirci arasında öylesine sağlam bir kurardı ki, Adil Hoca'nın hak arayışı, izleyen bizler için kendi hakkımızı aramamıza dönüşürdü. Ama işler 'keşke'yle ya da 'eğer'le yürümediğinden karşımızda ne varsa ona yöneltelim ilgimizi ve "Memleket Meselesi"nin baştan sona defolarla dolu seyrine bir bakalım.

    Öncelikle elinde Ahmet Uğurlu gibi bu tür toplumsal güldürüler için biçilmiş kaftan bir oyuncu varken, onu olabilecek en kötü şekliyle kullanmak affedilir gibi değil. Uğurlu, hem tip olarak hem de oyunculuk yetenekleriyle bu hikayenin adamı aslında. Ama senaryonun özensizliği ve yönetmen ikilinin bu senaryodan bir şey çıkmayacağını anlamadan giriştiği 'garip' hamleler, Uğurlu'nun varlığını da anlamsızlaştırıyor, aktörü tam anlamıyla harcıyor. Bir geleneğin takipçisi olması gerekirken (ki aslında seçilen karakterler bunu düşündüğünü gösteriyor), hiçbir tipi karakter haline dönüştüremeyen film, dağınıklığı tescillenebilecek bir hikaye kurgusunu dayatmaya çalışıyor bizlere. Ana karakterin hak arayışına ortak olan yan karakterler, sadece 'komiklik' malzemesi kimliğiyle var gibi duruyorlar, filmin hiçbir anında kendilerine bir alan açmayı başaramıyorlar. Doğru bir yaklaşımla onlara yan hikayeler yazan senarist İsa Yıldız, bu hikayeleri bir yere bağlamadığında bu çaba da anlamsızlaşıyor.

    Örneğin, Adil Hoca'nın oğlunun hikayesi tam anlamıyla bir felaket, neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Çocuk, filmin sonlarında 'aşk acısı' yaşayıp karalar bağlıyor ama... Aması var işte, öylece kalıyor o hikayecik, havada asılı kaldığı yerden aşağı inemiyor bir türlü. Diğer karakterler için de benzer saptamalar yapmak mümkün, her birini ana hikayeden farklı bir noktada duran kendi dünyaları içinde görüyoruz, ama bu dünyanın içi 'boşluk'la doldurulmuş ne yazık ki.

    "Memleket Meselesi"nin en temel eksikliğinin senaryo ve yönetim olduğunu söylemiştik. Zaten bunlarda zaaf varsa o filmin 'iyi' görünme olasılığı 'sıfır'dır; bu film de aynı kaderi paylaşıyor, her anıyla sıfıra yakın bir sinemanın ürünü olduğunu hissettiriyor.

    Peki, bir derdi yok muydu bu filmin? Evet var, ama bu dert de sinema olmayınca izleyiciye yansımıyor, üzerine konuşmak da gereksizleşiyor. Oysa, 'halkın hakkını araması' gibi derinlere inip seyircinin duygularını tetikleyebilecek bir 'memleket meselesi' üzerinden hareketle neler söylenebilirdi, neler!

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top