Hesabım
    Savaşın Çiçekleri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Savaşın Çiçekleri

    Katliamın ortasında açan fedakârlık çiçekleri

    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    Savaş, hele hele başka bir ülkeyi işgal ve katliam, masumlara yönelik suçlar nedeniyle asla kabul edilemez! Savaşlarda, kadınlar ve çocuklar kirletilip yok edildikçe, insanlık denilen o büyük muamma, daha içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Düşünün ki, kendi karısı ve çocukları olan bir asker, başka bir ülkenin kadınları ve çocuklarına tecavüz edebilmekte, onları vahşi yöntemlerle öldürebilmektedir. Bu çılgın histeri, bu toplu vahşileşme hali neredeyse gerçeküstü gibi görünse de, insan binlerce yıldır aynı insandır: Güçlü hissettiği an, zayıf olan avını işkenceyle öldürme tutkusu açığa çıkan, vahşi bir tür!

    1958 doğumlu Çinli kadın yazar Yan Geling, "Savaşın Çiçekleri" romanında, savaş mağdurlarının, en ağır koşullarda ve umutsuz bir ortamda bile insan olmanın mucizelerini yaratabildiklerini, yüreklerinden gelen sevgi ve cesaretle fedakârlıkta bulunabileceklerini, trajik biçimde anlatmış.

    Olaylar, Japon İmparatorluk Kara Kuvvetleri'nin Çin'i işgali sırasında, başkent Nanking'in yıkıma uğratıldığı süreç sonunda, 13 Aralık 1937 günü düşürülmesiyle başlıyor... Rahip kılığında ama aslında bir tahnitçi ve sevimli bir yalancı olan John Miller (Christian Bale), bombalanmaması uluslararası teminat altına alınmış büyük kiliseye geldiğinde burada sadece bir Çinli erkek öğrencinin kaldığını görür. Kısa süre sonra, ergenlik çağına yeni girmiş kız öğrenciler ile genç seks işçisi kadınlar da buraya sığınır.

    Japon askerlerin acımasız saldırganlığı ile kaçma planları arasında sıkışan bu bir grup kadın ve kız çocuğu için özgürlüğe kavuşmak hayal midir, yoksa birilerinin fedakârlığı diğerlerinin kurtuluşu mu olacaktır?

    Öncelikle, kadın yüreğinin özveride bulunma gücü, korkusuzluğu, cesareti ve içine sızılmasına kolayca izin vermediği ruhunun zerafeti üzerine bir hikâye bu. Aynı zamanda, giderek gözü kara biçimde çocuklarla kadınlara yardımcı olan John ve kanının gerçekten son damlasına kadar savaşan genç Çinli asker gibi erkek karakterler üzerinden altı çizilen, insan olmanın onuruna dair bir eser.

    Cesaret, şeref, özveri gibi temaları, "Kahraman (Ying Xiong)" gibi, Parlayan Hançerler (House of Flying Daggers) gibi, iki binli yıllarda çektiği gösterişli filmlerde de işleyen, Çin'in belki de en etkili yönetmeni Zhang Yimou, Savaşın Çiçekleri (The Flowers of War) filminde, hem dramatik hem de üslupsal anlamda yüksek düzeyi yakalamış.

    Yönetmen, altı hafta süren işgal süresince Japonların öldürdüğü sivil ve silahsız asker sayısının iki yüz bini aştığı, hatta Çin resmi kayıtlarına göre üç yüz bini bulduğu, tarihin gündemine pek getirilmeyen bu büyük katliamı olabildiğince sert yansıtıyor. On binlerce kadının da tecavüze uğradığı Nanking Katliamı'ndan verdiği vahşi örnekler ve gerçekliği aynen yakalamış sert çatışma sahneleri, öyküdeki erdemlerin tam zıddı olduğu oranda, bu erdemleri ve iyiliği yoğunlaştırıyor.

    "Her şey zıddı ile kaimdir" diye düşünürsek, kadınların ve kızların her manadaki güzellikleri, bu inanılmaz kötülüğün olduğu ortamda en ulvi ifadesine ulaşıyor. Bir de, ilginç biçimde, ilk başta kiliseye sığınan kız öğrencilerin de, seks işçilerinin de sayısı aynı: Her iki grup da on dörder kişi! On dört, bilindiği gibi güzellikle bağlantılı. Kızlar zaten masum birer çocuk... Erkeklere çok eski çağlardan bu yana hizmet veren mesleğin emekçileri, toplumsal bakış açısının aksine içlerindeki çocuğu hiç kaybetmemiş ve kızlara baktıkça kendi çocukluklarını gören fahişeler ise insan hissetmenin meslekle bağlantısı olmadığını ispatlıyorlar.

    Evet, güzellik, çok geniş anlamda "Savaşın Çiçekleri"nin temalarından biri, bana göre ana teması.

    Bu güzelliğe değerli katkılarda bulunan, başta Ni Ni (Mo Yu) ve küçük Xinyi Zhang (Shu rolünde) olmak üzere kadın oyuncuların tümünün performanslarını seyretmek gerek. Ayrıca, kendini kurtarma şansı varken vicdanının çağrısını reddedemeyen, vahşetin yakın tanığı John rolündeki 'bukalemun oyuncu' Christian Bale'in de, filme önemli katkıda bulunduğunun notunu düşelim.

    ali.ulvi.uyanik@gmail.com

    twitter: @aliulviuyanik

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top