Hesabım
    Gergedan Mevsimi
    Ortalama puan
    2,7
    53 Puanlama
    Gergedan Mevsimi hakkında görüşlerin ?

    4 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    sinema
    1 ziyaretçi
    2,0
    8 Nisan 2022 tarihinde eklendi
    Yılmaz Erdoğan'ın Kin filminden sonra izlediğim en kötü filmi. Başrolü kendimizi hiçbir şekilde ilişkilendiremedim. Tamamen bir karmaşa hakim filme sırf bir emek var diye diye iki puan verebiliyorum.
    Pınar Güner
    Pınar Güner

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    23 Eylül 2013 tarihinde eklendi
    Özellikle 2011 Oscar ödül törende Yönetmen Asgar Farhadi’nin Bir Ayrılık filmi parlayınca tüm gözler İran sinemasına çevrilmişti. Sarhoş Atlar Zamanı, Kaplumbağalar da Uçar filmlerinden hatırladığımız İranlı yönetmen Bahman Ghobadi'nin yeni filmi Gergedan Mevsimi.

    Şahın devrilmesiyle işkencelere maruz kaldığı 30 yıllık mahkumiyet hayatından sonra, İstanbul'a yerleşen karısının, aşkının peşinden giden İranlı şair Sahel Farzan’i 90’ı aşkın filmde çalıştıktan sonra devrim öncesi Amerika’ya kaçmak zorunda kalarak oyunculuğa otuz yıldan fazla ‘ara’ vermiş Behrouz Vossoughi, onun öldüğünü sanan güzel karısını Monica Belluci, aralarında Arabesk filmindeki (Ertem Eğilmez, 1989) Necati Bilgiç misali dolanan kara kediyi Yılmaz Erdoğan başarıyla canlandırıyor. Ruj sahnesinde Yılmaz Erdoğan’ın oyunculuğu özellikle dikkat çekici.

    Dizi Yönetmen’in, sinema filmi Yönetmen ve Oyuncu’nun, tiyatro ise yalnızca Oyuncu’nundur, derler. Dizilerdeki oyunculuğuna bir diyecek yokken, olamazken, sinema filmlerinde kendisine nazar değdiğini düşündüğümüz Beren Saat’in 124 filmindeki gibi neden Gergedan Mevsimi’nde de bu kadar tutuk olduğunu anlayamadık. Filmde Beren Saat’in ekürisi Belçim Bilgin’in canlı oyunculuğu, Beren Saat’le karşılaştırınca fazlaca atak kalıyor.

    Monica Belluci’nin, komedi esintisi de içeren ve anlatım diliyle beğeni toplayan Malena (2000) filminde başına gelenler bir tarafa, Paris metrosunun altında uğradığı inanılmaz gerçekçi ve izleyen her kadının yüreğinde kendisinin de tecavüze uğruyor hissi yaratan olay film Dönüş Yok (Irreversible, 2002)’tan sonra şimdi bir de Yılmaz Erdoğan tarafından gözleri bağlı, bağsız tecavüze uğraması bıkkınlık yaratıyor.

    Akışı olmayan, yavaş bir sanat filmi ile Yeşilçam filmi arasında hayret verici bir biçim ve hızda gidip gelmesiyle kararsız film, seyircide kafa ve ruh karışıklığı yaratıyor. Ghobadi’nin şairin olaylar karşısındaki ruh halini Terrence Malick’in Hayat Ağacı’ndaki zamanın geçişi bölümlerinde kullandığı tekniği anımsatan şiirsel sahnelerle görsel anlatımı bildikse de sanatsal. Öte yandan, olay örgüsünün kimi zaman mantıksızlığa, mübalağa kaçması, su altı sahnelerinin fazlalığı rahatsız ediyor.

    Yine de dikkat çekici oyuncu kadrosuyla, Kürt kimliğiyle öne çıkan İranlı bir yönetmen tarafından ülkemizde çekilmiş olması, Monica Belluci’nin varlığı, Yılmaz Erdoğan’ın oyunculuğu ve güçle paranın kolayca el değiştirebileceğini anlatışındaki güzellik için seyredilebilir.
    Sönmez I.
    Sönmez I.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    11 Ağustos 2013 tarihinde eklendi
    20 yıl önce ve 20 yıl sonrasını anlatan 2 zamanlı bir İran-Kürt yapımı film… Baş rollerde Yılmaz Erdoğan Monica Bellucci bir de Caner Cindoruk var. Belçim Bilgin le Beren Saat de filmde rol almış. Bayağı seyretmeye değer düşündüm. Açtım filmi; haydaaa Türkçe değil ya kürtçe ya arapça anlamadım. E alt yazı da yok, olsun bi kitapta vücut dili her şeyi % 70 anlatır demişti yazar. O zaman patlat olum şu mısırları dedim. Film başladı, abi nasıl zorlanıyorum filmi anlamak için anlatamam. Bölük pörçük bitirdim filmi bi bok anlamadım. Film boyunca davudi bir kadın sesi Kürtçe yada Arapça şiir okuyor, en çok o okunanları merak ettim. Yok olmaz bir de alt yazılı seyredecem bu filmi… Buldum internetten başladım seyretmeye. En saçması kişilikler olmuş Yılmaz Erdoğan filmin kötü adamı, 20 yıl önce saçlar fönlü yana taranmış saç sakal bir; 20 yıl sonra saç fönsüz saç sakal gene bir… Monica’ ya aşık (filmdeki adı mina) Minanın şoförlüğünü yaparken arabada rujunu görüyor aşık ya garibim, ruju önce kokluyor sonra tadıyor sonra da dudağına bildiğin sürüyor. Mina 20 yıl önce siyah saçlı afet, 20 yıl sonra gri saçlı gene afet. Mina Şairin karısı rolunde, Şair 20 yıl önce bildiğimiz Caner Cindoruk, abi 20 yıl sonra adam olmuş Behrouz Vassoughi… İranlı aktör. Alt yazısız izlerken filmde yaşlı adamın kim olduğunu anlamak için yemin olsun göbeğim çatladı gene anlamadım. Film alt yazılardan anlaşıldığı üzere kötü adam minaya aşık oluyor, aşık olduğunu minaya söylüyor mina da bunu bi güzel askerlere dövdürüyor (asker nerden çıktı diye hele bi sor) kötü adam da intikam uğruna tam İran İslam Devrimi olurken hem minayı hem de şairi haksız yere hapse attırıyor. Abi arka fondan gelen ses müthiş ama anlamları yorumsuz. Hemen örnek verelim; “Bir örümcek ki boyu örümcek kadar”. Neyse bir sahne akvaryumda iki sevgili sevişiyor, kötü adam da seyrediyor (kim şimdi bunlar). Belçim Bilgin bu kadar mı kötü oyuncudur arkadaş. Deneme çekimlerinde hiç mi fark etmediniz, yemin olsun nenem onu 5 e katlar. Abi belçim hakkında yorum yok tek kelimeyle facia. Bi şekilde şairin arabasına giriyor belçimle beren ikisi de fahişe rolünde. Ana, arabada giderlerken bizim amcanın rüzgar şarkısı çalıyor (sebep??). Bence filmin en vurucu sahnesi hapisteyken kafada çuvallarla karı-kocanın buluşması, sevişmesi sonrasında kötü adamın devreye girerek şairi saf dışı bırakması ve minaya sanki kocasıymış gibi tecavüz etmesi… Ve doğan 2 çocuk biri beren diğeri de erkek (kim belli değil) sahne değişir, dışarda ılık kış havası lapa lapa kar yağıyor, şairin ağzı bantlı (ama eller boşta ağzını açmayı akıl edememiş garibim), ses yok arkada gene davudi ses şiirler okuyor bi süre sonra cup cup sesler, abi bi baktım gökten kaplumbağa yağıyor avuç büyüklüğünde lan ne alaka… bizim şair kaplumbağayla odasında, ters çeviriyor kaplumbağayı anında da nefesini tutuyor kaplumbağa kendi çabasıyla düzleştiriyor kendini şair de nefessiz kalmaktan kurtuluyor (sahnelerden biri işte??) neyse ilerde şairin yaşlı haliyle beren i aynı yatakta görüyoruz (sevişiyorlar) o sırada hoop sahne değişir şair arabada direksiyon koltuğunda yan pencereden de daan diye bir at kafasını sokuyor içeriye, atla burun buruna yemin ediyorum ses yok bişey yok tam 1dk boyunca atla birbirlerine bakıyorlar. Ve daha bir sürü saçmalık… Eleştirileri görseniz ödül bile almış film. Hayatımdan 3 saati aldın Yılmaz Erdoğan yazıklar olsun.
    Murat D
    Murat D

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    26 Ekim 2022 tarihinde eklendi
    Filmi izlemeden önce gerçek hikayeden uyarlama olduğundan karakter araştırması yaptım ve ona göre izledim. Bu araştırmada İran devriminden mahkumiyete oradan sürgüne ve dağılan bir şairin ( özeliikle de kürt bir şairin) hayatının konu alacağını bilmem beni heyecanlandırmıştı. özellikle yönetmenin kendini kanıtlamış biri olması, oyuncu kadrosu vs beklentim ve heyecanım oldukça artmıştı. Ama filmi izleyince biraz hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Bunu, en çok filmin olay kurgusundaki yavaşlık ve konu bütünlüğünün yeterince sağlanamamasında kaynaklanmasıydı. Bu kadar acı dolu bir hikaye ve usta oyuncu kadrosu ile bir film anca bu kadar sıradanlaştırılabilirdi.
    Yönetmenin bir söyleşisinde filmden önce Nuri Bilge ceylan ile kaldığını söylemesi filmin işleyişinin az çok kimden etkilendiği gösteriyor bize. NBC çok sevdiğim ve beğendiğim bir yönetmen o ayrı bir konu. Ama filmin kurgu ve işleyişi orta derece bir NBC filmi gibi olmuş.
    Sonuç olarak; konusunun İran Devrimi ve özellikle bir şair olması filmin skalasını yükseltiyor. Yönetmenin ve oyuncu kadrosunun da bu kadar usta olması ayrıca bu seviyeyi yükseltiyor.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top