Hesabım
    Yedinci Hayat
    Ortalama puan
    4,0
    194 Puanlama
    Yedinci Hayat hakkında görüşlerin ?

    27 Kullanıcı yorumları

    5
    13 Eleştiri
    4
    7 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Selçuk Özdemir
    Selçuk Özdemir

    Takipçi 29 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    13 Mayıs 2023 tarihinde eklendi
    İTTİRME BİR FİLM!

    Filmi şu duruma benzetmek gerekiyor. Bir arabada tepeye doğru çıkıyor ve orada kalıyor. Ardından bir takım insanlar ise onu ittirip yukarı çıkarmaya çalışıyor. Film tamamen ittirme bir yapım. Zorlama sahneler ile , biraz daha beyin çalıştırmak yerine salalım gitsin tarzında bir şey olmuş. İlk başta büyükbaba figürünün yaptığı güzel bir şey ile 7 tane kardeşin saklanmasına kadar olan sürede geçenler gerçekten çok iyidi. Kendimi bir yandan tutulabilecek mantıklı bir bilim-kurgu filminde hissettim. Sonrasında iş aşk ve aksiyona döndü.

    Filme bir sürü alternatif şeyler yazılabilirdi diye düşünüyorum. Mesela büyükbabamızın eski bir istihbarat görevlisi olması ve kızlarını çok iyi bir şekilde yetiştirdiğini görmek güzel olurdu. O zaman bu kızların nasıl bu kadar uzmanca hayatta kaldığıyla alakalı soru işaretleri giderilirdi. Onun dışında filmin sonlarını daha da açığa kavuşturmak amacıyla çocuk sahibi olma kanununu zıttını savunan biri konulup kardeşlerin onla irtibata geçmesi sağlanabilirmiş. Zaetn bu yasayı bulan kişi hükümet görevlisi olmadığı halde yasa nasıl yürürlülüğe giriyor anlamadık? Arkaya dönen şeyleri hükümetin bilmemesi cidden garip bir durum. Filmde sık sık bu nasıl oldu denilen sahneler var. Yılın 2073 olduğunu biliyoruz. Evet teknoloji gelişmiş ama film bunu daha çok "karıştırma , öyle yaptık" şeklinde yedirmiş. Mantığımıza hitap etmek yerine , arka tarafta mutfak işlerini halletmemizi ya da bir arkadaşla sohbet ederken arkada açık durmasını tercih etmiş olabilirler.

    Monday kaybolduktan sonra yaşananlar biraz beni yükseltmişti aslında. İki kardeşin üst üste öldüğünü düşünmek filmin sıradışı olacağını gösterir diye düşündüm. Büyük bir yanılgıya düştüğümü sonradan fark ettim. Film bütün bu olanları güzel bir şekilde işleyemedikleri aşk sekansına bağlamış. Aşık olan karakterimiz bütün bunları o yüzden yapmış. Tamam bunu yedik. Hükümette görevli kişi 7 kişiden olan Monday'e aşıktır evine gelir ve Monday yoktur onun yerine diğer kardeş ile eve gider. Burada "teknoloji çok gelişti ha haberiniz olsun" şeklinde izleyici aptal yerine konuluyor. Kola takılan bileklikler ile birlikte hükümet yasasından olduğunu bildiğimiz yer hemen gözetlenebiliyor. Tabi böyle filmler de nasıl hacker olduğunu bilmediğimiz ve klavye tuşlarına hızlıca basan birine şu efsane soru sorulur ; "görüntülere erişebilir misin" onun cevabı ise; "sanırım yapabilirim" ve boom. Birkaç hızlı klavye darbesi ardından "enter" ve ekranda canlı kayıtlar. Oda ne "Monday" ölmemiş. Doğru!

    Filmin 40.dakikasından sonra gelişen eve baskın sahnesinde sadece 3 kişinin bunu yapmasının akıl ve mantıkla açıklanabileceğini sanmıyorum. Ayrıca kızların o saldırıdan kaçabileceğini basit bir takım şeylerle anlatmaları hiç hoş değil. Zeka yerine böyle bilim-kurgu filmini aksiyona vurmaları çok garip. 2073 yılındayız ama hala yerdeki ele ilk gelen şeyle savaşıyoruz, çok garip. Ardından çarşamba karakterinin polisleri ardı ardına peşine takıp yüzlerce hükümet yetklisinden kurtulmasınında mantıkla ilgisi yok. Film bizi tekrardan aptal yerine koyuyor. Aksiyon sahnelerinde yükselemiyoruz çünkü bu kızların iyi bir şekilde yetiştirildiklerini hissedemiyoruz. Dediğim gibi filmin başında bunlar gösterilse daha iyi olurdu. Tabii ki bu kızın kaçış sahnelerinde evdeki kızın birkaç hacker şeyleri yapmasını söylemiyorum. O bileklik ile bir sürü şey yapılabiliyor. Film ısrarla "teknoloji işte ya" demeye devam ediyor. Bileklik dışında ise hiçbir teknolojik unsur yok.

    Filmi izlemeyi önermiyorum. Bundan çok daha iyi bilim-kurgu yapımları var. Kendi içerisinde tutarlı olmayan ve "aman işte izleyici yer" şeklinde bir yapım. Gidin regular show'dan bir bölüm açıp izleyin , bugünlük size yeter.

    Müşerref Selçuk ÖZDEMİR
    Akdeniz Karadeniz
    Akdeniz Karadeniz

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    28 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
    5 yıldız bile az ***************❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️ muhteşem izlemeye değer.ilk defa dün akşam Star'da izledim mest oldum diyebilirim.
    Yeliz Odabaş
    Yeliz Odabaş

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    11 Nisan 2022 tarihinde eklendi
    Harika bir film mutlaka izleyinnn benim en sevdigim ilk 10 film arasina girer..izleyecek olanlara iyi seyirler,,,,
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.883 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    17 Haziran 2021 tarihinde eklendi
    Kanada, Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya, Polonya, Slovakya, Macaristan ve Japonya gibi ülkelerde “Seven Sisters” olarak da bilinen “What Happened to Monday / Pazartesi'ye Ne Oldu”, senaryosu Max Botkin ve Kerry Williamson tarafından yazılan ve Tommy Wirkola tarafından yönetilen distopik tarzda bir bilim – kurgu aksiyon filmi…

    Prömiyeri, 6 Ağustos 2017’de Locarno Film Festivalinde yapılan ve 18 Ağustos 2017 tarihinde ABD, İngiltere ve Latin Amerika’da Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 6.9/10 (111.198 oy) ve 3.6/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.8/10 (37 yorum) ve 47/100 (12 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, vasat bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

    Yine de isterseniz, bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…

    Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Norveçli yönetmen Tommy Wirkola’nın haftanın eksiksiz bütün günlerini kendilerine isim edinmiş yedi(z) kız kardeşi birden canlandıran Noomi Rapace’i ön plana çıkartarak "ergenvari" bir aksiyonun dibine vurduğu ilgi çekici bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Aslına bakarsanız, aksiyon meraklısı belirli bir izleyici kitlesi düşünülerek, bilim – kurgu soslu “kuru aksiyon” olarak kurgulanmış olan bu tür filmler tarzımız değil…

    Zaten o nedenle de filmi dört yıllık bir gecikme ile izledik…

    Peki, pişman olduk mu?

    Sağlıklı yaşamak (ve yaşlanabilmek) için bütün endüstriyel abur cuburları yıllardır hayatından çıkartmış olan birisinin, kızarmış patates ve höpürdetilerek pipetle içilen buz gibi büyük bir boy meşrubat da içeren kocaman bir hamburger menüsünü bir oturuşta iç ettikten sonra geğirirken (ve tartılırken) hissettiği pişmanlık kadar…

    Elbette bir kereliğine yapılan böyle bir hovardalık kimseyi çok fazla üzmeyeceği gibi zarar da vermez…

    Yeter ki bu hovardalıklar, obezite ile sonuçlanacak yolda sıkça tekerrür eden gereksiz bir alışkanlığa dönüşmesin…

    Nihayetinde o “kocaman hamburger menüsü” gibi bu filmin, Noomi Rapace ,Willem Dafoe, Glenn Close, Marwan Kenzari, Christian Rubeck, Pål Sverre Hagen, Tomiwa Edun ve Cassie Clare gibi isimlerden oluşan ve insana, “Gel, gel” yapan bol yıldızlı ambalajı da oldukça göz alıcıydı…

    Hatta hiç sıkılmadan izlediğimiz 123 dakikalık süresi tamamlandığında, seveni için “aksiyon” ve Pazartesi karakterine ne olduğunu öğrendiğimiz sürpriz bir finale de sahip olan filmin, “gizem” porsiyonlarının da yeterince doyurucu olduğunu fark ettik…

    Filmin hikâyesi için de ilk günden bu yana söylenen bir sürü şey var…

    Örneğin, Max Botkin tarafından yazılan ilk halinin 2010 yılında Kara Listeye alındığı daha sonra Kerry Williamson tarafından baştan yazıldığı fakat işin içine Tommy Wirkola’nın sihirli elleri ile Noomi Rapace dâhil olmasaydı pek de fazla bir şeyin değişmeyeceği gibi…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi tarz edinmiş sinemasever dostlara, “Bu türden hafif atıştırmalıklar aracılığı ile yapılacak küçük kaçamakların duruş bozmak anlamına gelmediğini bir kez daha hatırlatmış olalım” diye seslenerek kullanmak isteriz…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu aksiyonu ve entrikası bol film için önerimiz de, eğer türün meraklısıysanız ve aradan geçen bunca zamana rağmen halen izlemediyseniz hiç düşünmeden “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 427 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Haziran 2020 tarihinde eklendi
    İnanılmaz bi film. Harikaydı diyebilirim. İşte böyle değişik konular aksiyonlar istiyoruz biz. 7 kız kardeşin tek bir kişi gibi yaşaması konusu takdire şayan. Her birinin durumu olayı farklı. Sonunu tahmin edemiyorsunuz. Fazlasıyla cinsellik içeren tek bi sahnesi yüzünden aile ile birlikte izleyemiyorsunuz. Ama olsun süper bi film izleyin.
    Fadime G
    Fadime G

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    7 Ekim 2019 tarihinde eklendi
    asla sıkılmadan izledim efsane bir filmdii instagramda anasayfada karşıma çıktı can sıkıntısına izliyim dedim ama izlenmeye baya değer .
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.257 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Son yıllarda gördüğüm en iyi ve en özgün senaryoya sahip film. Başroldeki oyuncunun 7 kişiyi birden oynadığını ve çok fazla teknik kullanıldığını duymak da sizi şaşırtabilir.
    Yasemen S
    Yasemen S

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    17 Ağustos 2018 tarihinde eklendi
    Senaryo ve oyunculuk harikaydı. Tahmin edilebilir bir akışla karşılaşmadım. Son sahneye kadar baymadan izlettirdi.
    yasin k.
    yasin k.

    Takipçi 4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    16 Haziran 2018 tarihinde eklendi
    Film yıllardır insanlığın kandırıldığı bir yalana dayanıyor. "dünyanın nüfusu kontrolsüz bir biçimde artıyor" yalanı. bu yalanın temelinde kapitalizmin şu ana vurgusu var: " evrende kaynaklar sınırlı insan ihtiyaçları ise sınırsızdır." Oysaki Adam Smith'in kapitalizmi kurarken vurguladığı bu cümle koca bir yalan. evrenin kaynakları sınırsızdır ve insanın ihtiyaçları ise sınırlıdır. Örneğin 2 gömlek insana yeter. biri yıkanırken diğerini giyebilir. kapitalizm ihtiyaç beklentilerini satarak ve her şeyi metaya dönüştürerek satar.
    Dolayısıyla bu yalanı kimin ortaya yattığını bilmek lazım. Masonik güçler yıllardır açık ya da gizli şekillerde dünya nüfusunu sınırlamak istemektedirler. Bunun iki temel sebebi var.
    1- Yahudi ve masonik güçlerin karşısında durabilecek bütün toplum ve kitlelere yönelik kısırlaştırma ve yok etme politikasını uygulayabilecekler. Bunu da "nüfusun kalabalıklaştığı tehlikesi" bahanesiyle yapacaklar.
    2- Dünyada az insan olursa ve filmdeki gibi bileklikler, mikroçipler vesaire aracılığı ile dünyayı kontrol etmek daha kolay olur. Bu kurulmak istenen "yeni dünya düzeni" olarak doların üstünde yazılı olan masonik dünya düzenini hakim kılmak ve bize göre Deccal olan, nnlara göre dünyayı kurtaracak mehdi'nin ya da satanistlere göre satan'ın yani şeytanın dünya hakimiyetine yardımcı olmak. yayılmacı yahudiler ve siyonist hristiyanlar özellikle evanjelist hristiyanlar bu görüştedir. Bunların ne kadar yaygın olduğu ile ilgili kaba bir internet araması yeterlidir.
    Bu tür filmler müzikler ve kitaplar aracılığıyla zihinler manipüle ediliyor. Bugün Batı toplumunda herhangi birine sorsanız Dünya nüfusunun kontrolsüz şekilde arttığını ve doğum kontrolünün ve nüfus kontrolünün bir gereklilik olduğunu savunurlar. Oysa ki dünyadaki kıtlığın sebebi kapitalizmdir ve kapitalizmin kaynakların insanlar arasında eşit şekilde dağıtılmasına engel olan bir sistem olmasıdır. Kapitalizmi de yöneten emperyalist ve siyonist küresel güçlerdir. Dolayısı ile daha müreffeh ve rahat bir dünyada yaşamak için emperyalizmin siyonizmin yok edilmesi gerekir.
    Bir başka bilimsel gerçek de şudur. dünya şu anda mevcut insan sayısının 200 katını rahatlıkla barındırabilecek kadar geniştir. Belli bölgelerde nüfusun kalabalık olmasının sebebi endüstriyel kapitalizmin tarım ve hayvancılığı ve kırsal yaşam alanlarını yok etmesidir. Bunun sonucunda bu bölgelerdeki insanlar iş bulmak, aç kalmamak ve filmler, müzikler ve kitaplar aracılığı ile kendilerine kabul ettirilen "modern/lüks yaşama" kavuşmak için metropollere hücum etmektedirler. Dolayısıyla her konuda olduğu gibi bu konunun çözümü de İslam'ın İnanç ve medeniyet değerlerine dayalı yeni bir dünyanın kurulmasıdır. İslam ekonomik sisteminde kaynakların bir elde ya da bir grubun elinde toplanması (buna Kapitalizm diyorlar ) Kur'an ayeti gereği haramdır. Yani huzur İslam'da. :)
    Bu sözü de "Müslümanlar huzurlu olur ama bakın Müslümanlar huzursuz" diyerek manipüle ediyorlar Oysaki Huzur İslam'da demek İslam'ın hakim olduğu bir kişide, toplumda ve devlette insanların daha huzurlu yaşayacağı anlamına gelir.
    Yorum ya da eleştiri yazacak arkadaşlar lütfen 8. sınıf yorumlar yazmayın. Dini herşeye karıştırma,komplocu vs. gibi. Çünkü bu tür yorumları yapanlar genelde hiç kitap okumayan, ya da romandan başka bir şey okumayan,haberleri sosyal medyadan okuyan, bir görüşü olmayan ya da görüşünü amigo gibi savunan tipler oluyor.Kusura bakmayın. Selam ile.
    pembeoje
    pembeoje

    Takipçi 330 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    30 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    harika bir film.. değişikti.. sıkılmadan izlenebilecek bir film.. naomi çok başarılıydı.............
    Muhammed Emin Ç.
    Muhammed Emin Ç.

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    15 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    sonunu anlamadım pek ama filmin konusu çok iyi pazartesi ve diğer bi günün kavga ettiği esnada hangisinin karen olup olmadığını anlayamaıştım acaba gerçekten 2070 deki durum böylemi olucak
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    8 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    Filmin konusu; yakın bir gelecekte dünya nüfusu kontrol edilemez boyutlara ulaştığında, kaynaklar tükendiğinde devlet tarafından acımasız bir çözüm üretiliyor. Bu açıdan sistemi düşündüren ve sorgulatan bir filmdi. Aslında senaryoya baktığımızda çok da gerçek dışı bir konusu yok. Çünkü günümüzde de yıllardır devam eden bir nüfus artışı var, insanların eliyle yok ettikleri bir doğa ve buna bağlı olarak yaşam için gereken kaynakların hızlı bir tükenişi söz konusu. Bu sebeple hikayenin konusu gerçeklikle bağdaşıyor. Filmde günümüzden yola çıkarak, mesaj içerikli önemli bir konuya değiniyor ve daha ileriye geleceğe taşıyor olayı. Tabi ki film, bu konuya kurguda katarak dikkat çekmeye çalışıyor. Hem konu olarak, hem kurgu olarak bence çok güzel bir bilimkurgu filmi olmuş. Noomi Rapace yedi farklı kişiliğe hayat vermiş. Ve iyi bir oyunculuk çıkarmış. Ben çok beğendim. Birbirine tıpatıp benzeyen ama karakterleri farklı olan yedi kardeşin hayatta kalma mücadelesine değiniliyor. Çocukluk dönemlerine de yetişkinlik dönemlerine de filmde yer verilmiş. Ayrıca sisteme karşı nasıl hazırlandıklarını da anlatarak önemli olan bir detayda filmde işlenmiş. Filmde gizemin başlamasıyla beraber aksiyon ve gerilim de kendini göstermeye başladı. Sürükleyici bir filmdi. Temposu hiç düşmedi. Merak ederek izledim. Sonu ise bana sürpriz oldu. Dramatik bir finali vardı. Sağlam oyuncu kadrosuyla, başarılı performanslarla ve dikkat çekici hikayesiyle kaliteli bir yapım olmuş. Tavsiye ederim. iyi seyirler
    Bozkurtbey T.
    Bozkurtbey T.

    1 değerlendirme Takip Et!

    3,5
    5 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    Puanım normalde 6 olurdu ancak Noomi Rapace'nin oyunculuğu kanaat kullanmama sebep oldu bu yüzden 7/10 diyorum.
    Ben açıkçası hiç beklentim olmadan ama sinemada fragmanını gördükten sonra ilgimi çeken bir film olarak oturdum karşısına... Hikayenin ilginç yanlarını bu kadar derinleştireceğini pek sanmazken karşımda nispeten gizemli bir hikaye görünce mutlu oldum. Ben daha çok bir noktadan sonra tamamen aksiyon ağırlıklı gidişat bekliyordum. Aslında film tümden hareketli ve aksiyon sahneleri ile dolu fakat hikaye kendini son ana kadar kısmen de olsa açık etmiyor. Filmin orijinal adı "What Happened to Monday?" yani "Pazartesiye ne oldu" ama biz Pazartesiye ne olduğunu çabuk öğreniyoruz filmin yarısında da gizemli son kendini açık ediyor ama dediğim gibi tamamen değil bir ufak ayrıntı var ki son için oldukça vurucu ve insanı manevi olarak yakalamayı ve duygulandırmayı başarıyor açıkçası... Filmin son yarım saatine kadar çok olumlu düşünmesem de son bölüm ve bittikten sonra film hakkında en az iki puan ekledim diyebilirim. Film benim için ortalama bir filmken sonlara doğru ortalama üstü hale geldi. Ki Noomi Rapace'nin oyunculuğu kanaat kullanmama sebep oldu. Zira karşımızda aynı kişi tarafından canlandırılan 7 farklı karakter var ki bu karakterlerden illa ki bağlandığınız veya favori seçtiğiniz bir tanesi oluyor, işte film bu noktada da sizi yakalıyor karakterlerin başına gelmeye başlayan olaylar neticesinde ki burada dediğim gibi işin çoğunluğu oyuncunun başarısından kaynaklı. Müthiş bir gizem son anda ters köşe müthiş aksiyon falan yok bu filmde, hatta senaryo kısa tutulduğu için çok fazla mantık hatası buluyorsunuz. Ama dramatik öğeleri oldukça iyi kullanıyor ve alt metinde verdiği gelecekte olabileceklerle ilgili mesajları insanı gerçekten etkiliyor. Kesinlikle izlenmeyecek bir film değil şans verebilirsiniz. Hem uzun değil hem de film yağ gibi akıyor hiç sıkılmıyorsunuz zira heyecan-aksiyon ve gerilim sürekli mevcut.
    Ryhn Ç.
    Ryhn Ç.

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    4 Ocak 2018 tarihinde eklendi
    Okadar güzel bi filmdiki bitmesini hiç istemedim kesinlikle tavsiye ederim 10 üzerinden 10 o derece harika ❤️
    Fulya Betül Ö.
    Fulya Betül Ö.

    Takipçi 11 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    23 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    İzlediğim en iyi filmler arasındaydı . Senaryosu oyunculuğu harikaydı. İzlerken heyecanlandırdı . Kaliteli bir fillmdi . İzlenebilir.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top