Hesabım
    Jack Irish: Bad Debts
    Ortalama puan
    2,9
    1 Puanlama
    Jack Irish: Bad Debts hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.890 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    20 Haziran 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Güney Afrikalı yazar Peter Temple'ın dört kitaplık roman serisinin aynı isimli ilkinden (1996) uyarlayarak Andrew Knight'ın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da Jeffrey Walker'ın oturmakta olduğu “Jack Irish: Bad Debts”; Avustralya televizyonlarında yayınlanmak üzere çekilerek, gizemini sonuna kadar koruyan bir suç draması olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, yine yönetmenliklerini Jeffrey Walker'ın üstlenmekte olduğu "Jack Irish: Black Tide" (2012) ve "Jack Irish: Dead Point" (2014) öncesinde; izleyicisiyle buluşturulan...

    Kazandığı beğeni sebebiyle de...

    Farklı yönetmenler aracılığıyla...

    2016, 2018 ve 2021 yıllarında TV dizilerine de dönüştürülen, bu ilk Jack Irish ana karakterli TV filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    İki ortak Drew Greer (Damien Richardson) ile Jack Irish'in (Guy Pearce), 1989 yılında kurdukları "Greer - Irish Ceza Avukatlığı Bürosu"na Jack; karısı Isabel Irish (Emma Booth) ile birlikte gelirken kendilerini, elindeki imzalatacağı belge ile sekreteri (Debra Lawrance) karşılar...

    Tam içeriye geçen karı koca, Jack'in makam odasında fingirdeşmeye başladıkları sırada da...

    Alt kattan yükselmekte olan bağrışma sesleri üzerine, yeniden aşağıya inerler...

    ***

    Gelen...

    İçeriye girmesini, ortağı Drew'un da engelleyemediği; Jack'in hizmetinden memnun kalmamış olan, eski müşterilerinden Wayne Waylon Milovich'ten (Fletcher Humphrys) başkası değildir ...

    Ve...

    Bu Milovich, intikam amacıyla Jack'in karısı Isabel'i öldürürken; ardından da, namlusunu ağzına sokarak ateşlediği tabancası aracılığıyla intihar ediverir de...

    ***

    Yaşanan bu elim olay sonrasında...

    Avukatlığı bırakarak özel dedektiflik ve borç tahsilatçılığına başlamış olan Melbourne kentinin Fitzroy varoşlarında yaşayan Jack...

    Günün at yarışı haberlerini dinlediği otomobiliyle, Eddie Dollery'nin (Michael Carman) evinin kapısının önündedir...

    ***

    Kapıyı çaldığında da Jack'i; bir elinde çöreği, diğerinde de kendisine doğrulttuğu 2. Dünya Savaşı'ndan kalma silahı ile Eddie içeriye alır...

    Aslında bu...

    Beklenmedik bir durumdur...

    ***

    Neyse...

    Bir yolunu bulup, etkisiz hale getirdiği Eddie'yi bir odaya kilitleyen Jack...

    Telefonuyla aradığı...

    Bu işi kendisine veren Harry Strang'i (Roy Billing), anında bilgilendirir...

    ***

    Sonrasında da...

    Eddie'nin dolandırdığı insanlardan çarptığı paraları, aramaya başlar...

    Ki bunlardan...

    Naylon torbaya yerleştirilmiş vaziyetteki 10 bin dolar, bulaşık makinasının içinden çıkarken; 70 bin dolar da duvardaki havalandırma boşluğundadır...

    ***

    Kalan meblağ için de Jack...

    Tıktığı odanın kapısının altından uzattığı bir senedi, Eddie'ye imzalatır...

    ***

    Derken...

    Gecenin karanlığı çöktüğünde...

    Jack'i telefonla, "Ben Danny... Otoparktayım, dostum... Geliyor musun?" diyen Danny McKillop (Simon Russell) aramaktadır...

    ***

    Ertesi gün...

    Sydney'e yaptığı seyahati tamamlayarak, sırtındaki çantasıyla evine dönüp...

    Pikaba plağını koyup, kendine bir bardak viski de dolduran Jack; telefonuna bırakılan dört mesajı sırasıyla dinlemeye başlar...

    ***

    Onlardan ilki...

    Eddie Dollery vakasında yaşanan karışıklık nedeniyle özürlerini iletip, kendisinden yeni bir istekte bulunmakta olan Harry Strang'tendir...

    ***

    İkincisi...

    10 yıl önceki otomobille yapılmış bir vur kaç olayına karışmış olan Danny McKillop'tandır ve "Bak, şimdi dışarıdayım ama bir anlaşmazlık yaşıyorum... Bu yüzden, beni arayabilir misin?" deyip telefon numarasını vermektedir...

    ***

    Üçüncüsü...

    "Jack, yine ben Danny, dostum... Beni aramadın... Dinle, dostum, başım büyük belada... Sanırım beni izliyorlar... Benimle bu gece saat 19:00'da buluşabilir misin? Brunswick'taki Hero of Trafalgar'ın otoparkında olacağım..." şeklindedir...

    ***

    Sonuncusu ise...

    "Jack, ben Danny... Otoparktayım... Geliyor musun? Tanrım bana yardım et..." diye başlayıp "Tanrıya şükür... Şimdi aracının lambalarının yanıp söndüğünü görebiliyorum..." diye devam edendir...

    Halbuki Jack, o gün Sydney'de olduğu için Melbourne'deki o otoparka hiç gitmemiştir...

    ***

    Böyle olunca da, iyice meraklanan Jack...

    Danny McKillop'un dosyasına göz atmak gayesiyle, ceza avukatlığı mesleğini sürdüren eski ortağı Drew Greer'in ziyaretine gider ve söz konusu dosyayı bulur da...

    Yazıldığına göre...

    Kusurlu araba sürmek sonucu ölüme sebep olmaktan mahkum olan Daniel Patrick McKillop, 18 Haziran 2001'de Richmond Ardenne Caddesi'nde Anne Elspeth Jeppeson'ı çarparak öldürmüştür...

    ***

    Jack'in avukatlığı bırakma aşamasında olduğu günlerden kalan bu dosyayı hemencecik anımsayan Drew'da...

    Ölen kadının bir aktivist, yığınla sabıkası bulunan bir keş olan ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılan müvekkilleri Danny'nin de; kaza esnasında zil zurna sarhoş olduğunu belirtecektir...

    ***

    Jack'in şimdi aklına takılan soru...

    Cumartesi gecesi, bir otelin otoparkından; Danny'nin kendisini niye aradığıdır...

    ***

    Danny'nin dosyası ile dosyasının bulunduğu kutudaki VHS kaseti, Drew'dan ödünç alan Jack; VHS kaset oynatıcısı olan ve genellikle Eric Tanner (Terry Norris), Norm (Ronald Falk) ve Wilbur (John Flaus) adındaki yaşlı insanların takılarak...

    Eski model CRT bir televizyondan, 1960'lı yılların futbol maçlarının kasetlerini izledikleri bir bara gidererek...

    Barın işletmecisi Stan'den (Damien Garvey), Danny'nin kasetini oynatmasını rica eder...

    Dakika 15...

    Yukarıda sözünü ettiğimiz tüm Jack Irish film ve TV dizilerindeki Jack Irish karakterini canlandırmasının yanı sıra "L.A. Confidential" (1997) ve "Memento" (2000) gibi iki nitelikli filmden de tanıdığımız Guy Pearce'ın performansının damgasını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; ilgiyle seyredeceklerini tahmin ettiğimiz, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Yeter ki...

    Çok da büyük beklentilere girmiş olmayın...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top