Hesabım
    Kod Adı: Olympus
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Kod Adı: Olympus

    Amerika'nın imajına güncel bakım...

    Yazar: Serdar Kökçeoğlu

    Training Day, Tears of the Sun ve Shooter gibi filmleriyle aksiyon sinemasının 'az zeka, bol patlama' formülünden uzak durmaya çalışan hızlı yönetmen Antoine Fuqua, Kod Adı: Olympus ile bugüne kadar uzak durmayı başardığı aksiyon tuzaklarına arka arkaya düşüvermiş. İnsani yönü ortaya çıkarılırken kahramanlaştırılan bir Amerikan Başkanı, başarısızlık duygusuyla köşesine çekilen ve ilk fırsatta güçlerini ortaya koyan insan üstü bir kahraman ve tabii ki çılgınlığı öne çıkarılırken kartonlaştırılan teröristler.

    Hollywood aslında eski bir hikayeyi tekrar etmekten çekinmiyor burada. Tekrara düşme, aşinalık yaratma kaygısı yok. Amerika'nın eski gücüne yeniden kavuşabilmek için saldırgan ve 'özgürlükçü' tavrını korumak istediğini biliyor ve bunu sağlamak için Kuzey Kore'nin tekinsizliğinden yararlanıyor. Hikaye bu ya; Güney Kore heyeti içinde Beyaz Saray'a sızan Kuzey Kore'liler, dışarıdan  da destek alarak Amerikan Başkanı'nı tutsak alıyorlar. Talep ettkikleri bazı şeyler gayet anlaşılır ama masa başında Morgan Freeman'ın Sözcü Trumbull karakteri ve sarayın içinde başkanın koruması Mike Banning olunca bu çılgın hayaller suya dökülüyor.

    Kod Adı: Olympus, Amerika için kıyamet kabul edilecek bir durumu anlatıyor aslında. Düşman bir ülkeden gelebilecek (mesela Kuzey Kore) olası bir saldırının Amerika'nın en güvenli yerini tehdit etmesi durumunda bu saldırının amacına ulaşamayacağını da cümle aleme gösteriyor. Şüphesiz filmlere böyle stratejik bir misyon yüklemek doğru değil ama bunların misyonsuz olduğunu söylemek de yanlış olur.

    Fakat ilginç olan, bu senaryolarda beklenen kurtarıcılar insan üstü güçleriyle tehlikeyi bertaraf ederken koruyuculuk yapması gereken güçler herhangi bir zeka veya cesaret örneği göstermiyor. Bizde en ufak bir gösteride bile polis göstericilerden önce alanda yerini alırken, burada Beyaz Saray'ın önüne çatışma başladıktan sonra geliyor kanun adamları. 11 Eylül gerçekleşirken, 'süper güçlere sahip kahramanlar nerede kaldı?' diye soran başka bir ülke var mı? Ülke yüz küsür yıldır olayların üstün güçlerle çözüldüğünü izliyor.

    Antoine Fuqua, Kod Adı: Olympus ile 'ne anlattığıma değil nasıl anlattığıma bakarım' diyen klasik aksiyon yönetmenleri arasına katılıyor. Baskın ve şaşırtmacalı helikopter sahneleri gayet iyi çekilmiş, buna şüphe yok. Ama bugünün dünyasına ve politik ilişkilerine daha zekice, daha sağlıklı bakan Bourne serisi gibi yapımlara çevirebilirmiş yüzünü yönetmen. Amerika'nın içerideki ve dışarıdaki politikalarını sorgulayan, dünyanın geri kalanına ise en azından doğru bir şekilde bakmaya çabalayan aksiyon filmleri olduğunu biliyoruz.

    Bu haliyle Fuqua Amerikan imajına güncel bakım yapıyor. İmaj tazeleyici başka filmler de izleyeceğimize hiç şüphe yok gelecekte. Bu durumun ne kadar sevimsiz olduğunu bildiklerini sanmıyoruz; öyle olsaydı, 'Beyaz Saray'a saldırı oldu ve ortadoğuda halklar bayram yapıyor' şeklindeki bir cümle senaryoda yerini almazdı diye düşünüyoruz. Güney Kore'nin kalbi kırılmasın diye türlü taklalar atılırken ortadoğuya 'siz busunuz' mesajı gönderilmesi ilginç. Güçler dengesi...

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top