Hesabım
    Aşk
    Ortalama puan
    3,9
    290 Puanlama
    Aşk hakkında görüşlerin ?

    39 Kullanıcı yorumları

    5
    7 Eleştiri
    4
    23 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    DthepYEK
    DthepYEK

    Takipçi 233 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    4 Ekim 2015 tarihinde eklendi
    Her(Aşk) yönetmen Spike Jonze'nin bir iki güzel filminden biri. Bu filmde teknolojinin toplumdaki yeri ve aslında ileride teknolojinin gelebileceği noktaları öngörüyor. Şimdiden belki çok uzak bir zaman olmayan bir dilimde ben böyle şeylerin yaşanabileceğini düşünüyorum. Çok uzak veya çok ütobik gelmiyor bu tarz şeyler bana. Kim bundan 100 yıl önce bu duruma geleceğimizi tahmin ederdi ki. Uçmanın bile mümkün görülmediği bu dünyada. Televizyonun bile son 30-40 yıldır meydana çıktığı, özellikle son 10-15 yıldır popülerleştiğini var sayarsak, teknolojinin gelişim hızı düşündüğümüzden çok daha hızlı olabilir. Her gün farklı şeyler karşımıza çıkıyor ve sürekli bir yenilenme içerisindeyiz. Ha derseniz ki bu iyiye bir gidiş mi, yoksa kötü bir yol mu onu zaman gösterecek. Ama ben insanların robotlaşmaya başlayacağını ve insan ilişkilerinin zayıflayacağını düşünüyorum. Zaten de o yönde gayet sağlam gidiyoruz. Bu filmde bu tarz bir konuyu ele alıyor. Modern toplumun insanlara teknolojiyi dayattığı ve onları yalnızlaştırmaya yönelttiği bir toplumda Theodore isimli baş karakter de kendi çapında yeni boşanmış yalnız bir kimse. Bir gün bir yazılım alıyor ve yazılımda yapay zeka ürünü bir robot-insanla sohbet etmeye başlıyor. Önceleri kullanışlı olan bu yazılımda daha sonrasında işler tuhaflaşmaya başlıyor. Theodore bu yazılıma karşı farklı hisler beslemeye başlıyor. Ve işin rengi çok değişiyor. Zihinsel olarak yazılımla ilişkiye girme boyutlarına kadar giden bu garip olayı neredeyse tek bir oyuncu üzerinden izliyoruz. Filmin çok büyük bir kısmında ekranda sadece Joaquin Phoenix yer alıyor ve çoğunda yazılımla olan konuşmalarına tanık oluyorsunuz. Aslında böyle bir durumda kendini izletebilmekte çok zor birşey. Yani ben biriyle konuşacağım sizde onu dinleyin gibi bir durum ama Joaquin Phoenix o garip ilişkiyi güzel bir biçimde bizlere aktarmış. Sıkılmadan izledim. Yer yer ağır tempoda ilerlesede kendini izlettiriyor film. İyi seyirler... 7.7/10
    hasanbasri
    hasanbasri

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    17 Mart 2015 tarihinde eklendi
    Hayatımıza giren teknoloji ve özellikle internet ile sosyal platformlarda sosyalleştiğimizi zannederek avunuyoruz. Oysa aksine insanlar içinde tek kalarak yanlızlaşıyor, bencilleşiyor ve daha vahimi bundan gocunmuyoruz. Herşeyin zihinde başladığı gerçeğini yüzümüze tokat gibi çarpan bu muhteşem filim aslında hali pürmelalimizi oldukça ilginç bir senaryo ile anlatıyor.Gerçek ilişkiler yerine yüzünü görmediği ve tenine dokunmadığı, kokusundan bihaber bir kadın sesine aşık olan, sesini duymadığı zaman çılgına dönen, acısı ile hüzünlenen, sevinci ile sevinen, sadece bir kadın sesine aşık olmuş, gerçek kadınlarla sağlıklı ilişki kurmakta zorlanan, ancak sese, o sesin sahibi olan sanal bir kadına aşık olan ve onu gerçek ve yaşıyormuşcasına kabul eden Theodore Twombly'in trajikomik hikayesini anlatıyor yönetmen Speak Jonze. Hem de oldukça çarpıcı bir seneryo ile...Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Oyunculukları ve senaryosu ile öne çıkıyor. Tabi ki seneryo ile verilmek istenen ince mesajı da görerek izlemelisiniz. Pişman olmayacaksınız.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.438 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    30 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    sanal bir aşkın gerçek dışa vurumu keyifle izleniyor 8/10
    mali
    mali

    Takipçi 79 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Filme özünde 4 yıldız verebilirdim; fakat farklı senaryosu, Joaquin Phoenix'in başrole yakışır performansı, Spike Jonze'nin yönetmenlikteki yeteneği ve de Scarlett Johansson'ın muazzam seslendirmesi bana 5 yıldızı verdirtti. Herkesçe sevilmeyebilir ama herkes tarafından sonuna kadar izlenebilir bir film. Her ne kadar özgün senaryosu ile öne çıksa da çekim tekniği ve kalitesi de gözardı edilmemeli. Renk tonlarının çok iyi kombine edilmesi kuşkusuz filme ayrı bir hava katmış. Ben beğendim umarım sizlerde beğenirsiniz
    Semih E.
    Semih E.

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    15 Eylül 2014 tarihinde eklendi
    filmi türkçe düblaj izleyen arkadaşların Scarlett johnson dan haberleri olmayacak malesef :)
    Kızıldereli34
    Kızıldereli34

    15 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    6 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    Yorumları okuyarak izlemek istedim fakat saçma sapan bir film çıktı karşıma, resmen bilgisayarla aşk yaşıyor bence son zamanlarda izlediğim en kötü filmdi zaten 30 dk dayanabildim asla önermem
    ünsal E.
    ünsal E.

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    6 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Güzel bir film.. Her şeyden önce ayakları yere basan ve kabul edilebilir bir bilim kurgu seviyesi var. Teknolojinin gelişimi devam ettikçe, iletişim imkanları arttıkça yalnızlığımızın artacağı gerçeği etkili bir dilde işlenmiş. İzlemenizi tavsiye ederim, takdir edilecek oyuncu performansı ile unutulmayacak filmlerden birisi..
    Oguz23
    Oguz23

    Takipçi 76 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    5 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Film ilgi çekiçi bir şekilde başlıyor ama bir müddet sonra aynı tahmin ettiğiniz sonda biteceğini anlıyorsunuz.. Başladığı gibi devam ediyor.
    Kağan Y.
    Kağan Y.

    Takipçi 58 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    25 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    Aşk bir diğer adıyla Her, inanılmaz bir şekilde sizi içine çeken, yalnızlığı inanılmaz iyi bir şekilde aktaran ve Joaquin Phoenix gibi bir ustanın başrolde, normal filmlerinden çok farklı bir karaktere büründüğü bir film. Hem geleceğe belli bir bakış açısıyla bakan ve sıradışı aşkı inanılmaz bir şekilde aktaran ve sizi filmin içinde yaşatacak bir başyapıt. Herkes sevmeyebilir, normal romantizm filmlerinden farklı çünkü. Ama bu tarz değişik filmleri seven ve romantizm arayanlar için, belki de ilk sırada geliyor demek yanlış olmaz. 2013 yılının bence en iyi filmi, filmi gerçekten yaşıyorsunuz içerisinde.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    Muhteşem bir eser. Çok farklı bir "aşk" filmi. Yeri gelmişken filmin Türkçe çevirisinin de çok yersiz ve temsiliyetten uzak olduğunu belirteyim bu arada. Evet bir aşk filmi, ancak "Her"ün karşılığını bulmakta epey başarısız olunmuş, neyse. Üzerine çok uzun sohbetler yapılması gerekiyor. Yalnızca tek bir durum değil, pek çok farklı durum ve karmaşık konu var filmde işlenen. Bunların hepsi de başta Phoenix olmak üzere şahane kadro tarafından başarıyla yansıtılıyor. Tabii bir de Johansson'ın sesini anmadan geçmeyelim. Yalnızca bu haliyle bile muhteşem bir etki yaratıyor. Tam bir "yönetmen filmi". Spike Jonze yeteneğini konuşturuyor. Çok klişe tabirlerdir; "günümüz dünyası", "modern insanın sorunları" vs. Yakın gelecekte geçiyor film, günümüze nazaran biraz daha gelişmiş bir teknoloji var. Hani o alışıldık bilimkurgulardaki gibi çok aykırı bir dünya değil. Hatta dışarıdan bakınca çoğu sahne günümüzde yolda yürürken etrafımızda tanık olduğumuz sahnelere çok benziyor. Fakat "yapay zeka" kavramını biraz daha ilerletmişler. Aynı zamanda her şey çok "stilize". Yaşanılan yerler, ulaşım araçları, ofisler, şehir merkezleri...(Kullanılan renkler (özellikle kırmızı) ve geometrik şekiller filmin dokusunu oluşturmada önemli bir paya sahip) Gökdelenler arasında kaybolmuş insanların yalnızlığı. Bağlanma sorunları. İnsan ilişkilerinin çıkmazları. İlginç bir uğraşa sahip Theodore karakteri. İronik bir şekilde, bu kadar teknolojinin ortasında, başkaları için, başkasının kaleminden mektup yazmakla uğraşıyor. İşinde gayet de başarılı. Duygusal, romantik, düşünceli bir adam, ancak bazı problemleri de var özellikle kendiyle ilgili. Bu problemlerden belki de bir çıkış, bir kaçış yolu buluyor. Kısa süre sonra, hiç hayal etmediği bir noktaya ulaşıyor bu kaçış yolu. Senenin en başarılı 2-3 filminden biri. Bunu çok içten belirtiyorum. "İnsan"ı anlatıyor. Ruh nedir? Bağlanmak nedir? Bir açıdan bakınca Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı"nda işlediğine benzer bir konu. Bir fotoğrafa aşık olunabilir mi? Veya bir sese? Aşık olduğun kanlı canlı bir insan değilse, her şey daha mı kolay oluyor? Daha mı sorunsuz, dertsiz tasasız bir ilişki? Hayal gücünün ilişkilerdeki önemi yeteri kadar biliniyor mu? İlk akla gelen sorular, ancak onlarcası daha üretilebilir. Mutlaka öneriyorum. Bu kadar boş filmin arasında, salonun camlı vitrinine koyulası, bir kuş yavrusunu tutarcasına taşınması gereken ender filmlerden.
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    Her geçen gün daha da monotonlaşan hayatımızın arasında,her yönüyle değişik bir film izlemek ruh halime iyi ın bir gelecekte olması yüksek ihtimal olan şeyler filmde anlatılanlar ama her yönüyle son derece ilgi çekici özellikle birçok türün harmanlaması beni etkiledi ve tabiki oyunculuklar,aldığı ödüllerden zaten orijinal bir film olduğu belli oluyor heryönüyle güzeldi
    Durmuş Ali S.
    Durmuş Ali S.

    Takipçi 30 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    17 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    İzledim ve gerçekten izlemeye doyamadığım ender filmlerden biriydi..Konusu ve kurgusu itibariyle sıradan aşk filmlerinden uzak olması izleyiciyi ne kadar yavaş tempoda olsada koltuklardan bir dakika dahi ayırmıen kah güldüren,kah düşündüren kah üzen,bilim kurgu tadında romantik bir aşk in izlemesini tavsiye bilgisayarla insanın böylesi aşkı birgün gerçek olur mu bilmem ama Joaquin Phoenix ve Scarlett Johansson'ın müthiş performansı kesinlikle izlemeye değer...
    Esrpkdmr
    Esrpkdmr

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    9 Mart 2014 tarihinde eklendi
    Herkes aşık olduğu insanı çok başka görür. Peki ya Theodore Twombly (Joaquin Phoenix) ‘un aşık olduğu şey gerçekten çok başkaysa?

    ‘’Yanında olup dünyayı senin gözlerinden görebildiğim için çok şanslıyım.’’ Diyor Theodore. Fakat bu sözler sevdiği kadına değil. Yakın gelecekte artık yavaş yavaş tükenmekte olan hatta neredeyse bitmiş bir mesleği var. Mektup yazarlığı. Hayatını başkalarının aşklarını yazarak kazanıyor. Ya da başkalarına aşk yazarak da diyebiliriz.

    Theodore’un aşkına sahip olan şey; en üst düzey teknolojiyle donatılmış, onunla konuşabilen bir bilgisayar. Zekasıyla kendisini daha ilk andan hayran bırakmayı başarabiliyor.

    -Sana nasıl hitap edebilirim? Bir ismin var mı ?
    -Evet adım Samantha.
    -Nasıl çıktı bu isim?
    -Aslında kendim buldum.
    -Bu ismi kendine ne ara seçtin?
    -İsmimi sorduğunda ‘’Evet aslında bir isme ihtiyacım var.’’ dedim güzel bir isim seçmek için ‘En Güzel Bebek İsimleri’ kitabını okudum. 180.000 isim arasından en çok hoşuma giden bu oldu.
    -Yani ismini sorduğum saniye de bütün kitabı mı okudun?
    -Saniyenin 10’da 2si gibi bir sürede okudum aslına bakarsan.

    Küçük cebinde büyük bir aşk taşıyan adamın hikayesine hoşgeldiniz.

    -Duygularım gerçek mi? Yoksa programımın bir parçası mı?
    -Sen benim için gerçeksin Samantha.

    Bu sözler bize aslında aşkın bir bedenden daha fazlası olduğunu gösteriyor. Onlar aşkı farklı yaşıyorlar. Belki birbirlerine dokunamıyorlar ama birlikte fotoğrafları bile var. Piyanodan bestelediği bir şarkı onların fotoğrafı oluyor. Beraber anlarını yakalayabildikleri.

    Bir bedene sahip olmadığından dolayı endişeleri çok fazla olan Samantha git gide bunu atlatıyor. Hatta kendisine bunu bir avantaj olarak gösteriyor. ‘’İlginç olan ne biliyor musunuz? Vücudum olmadığı için başlarda çok endişe ediyordum. Ama artık bunu seviyorum. Vücudum olsa herhalde buna katlanamazdım. Yani sınırlarım yok. Her an her yerde olabilirim. Zaman ve mekan kavramlarıyla kısıtlanmak zorunda değilim. Sonuçta ölüp gidecek bir vücudum yok neyse ki.’’

    Onların gerçekten farklı bir hikayesi var. Belki de onları normal bulmayacaksınız ama aşık olan herkes kaçıktır zaten! Deliliğin toplumca kabul gören şekli gibi.

    Not: ‘’Senaryosu farklı olsun, ben orijinal bir şeyler istiyorum.’’ Diyorsanız bu film tercihlerinizin arasında olmalı. ‘En İyi Senaryo – Altın Küre Ödülü’ ile ve Oscar adaylıklarıyla da ne kadar farklı olduğunu bize gösteriyor. Joaquin tek başına büyük bir iş başarmış ve senaryonun da hakkını vermiş.
    fasulyedensinema
    fasulyedensinema

    11 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    7 Mart 2014 tarihinde eklendi
    Bence bu filmi farklı yapan ilk şey konusu: 'işletim sistemiyle aşk' nasıl yani aşık oluyosun işletim sistemine bi kere?? İkinci olarak gelecek o kadar gerçekçi yansıtılmış ki ben hiç yadırgamadım açıkçası.
    Nasıl desem film her ne kadar aşk filmi gibi gözükse de daha çok yalnızlığı anlatıyor aslında ve yalnızsan daha da yalnız hissettiriyor. Her ne kadar tek bir karakterin üzerinden dönse de olay insan yan karakterlerin bile hissettiklerini alıyor.
    Kağan Köktürk
    Kağan Köktürk

    Takipçi 6 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    2 Mart 2014 tarihinde eklendi
    Film genel olarak değerlendirildiğinde benim için son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden birisi. En iyi film ve en iyi özgün senaryo ödüllerini alması gerekiyor. Ancak üzülerek söylüyorum ki en iyi film ödülünü 12 Years a Slave filmine kaybedecek. En iyi özgün senaryoyu ise alacağını düşünüyorum. Umarım ki her iki ödülü de alır.

    spoiler: Beni derinden etkilemiş bir film. Theo'nun yaşadığı bunalım onu asosyal yapmış, arkadaş çevresinden koparmıştır. Eski eşine sanki hala aşık ama aynı zamanda da aşık değilmiş gibi... Ancak filmdeki yakın arkadaşı Amy ile olan yakınlığının altında bir gizli aşk yattığını ilk başlarda sezmiştim. Senarist bize bunu subliminal yollardan anlatmış sanki. Filmde beni en çok etkileyen noktalar ise Samanta'nın bir bilgisayardan çok insan gibi düşünmesi, davranması. Theo'ya bestelediği müzikler, onun için yaptığı jestler -mektuplarını basılması için yayımevine göndermesi gibi-, onun için arkadaşlarına sevdiklerine mesajlar yazması... Bir alt modelin ses komutu ile yaptığını düşündüğümüzde Samanta Theo'ya düşünme fırsatı da vermiyor. Bir bakıma kontrolden çıkmış bir işletim sistemi olarak tanımlayabiliriz. Ancak film bilgisayardan öte insan olarak düşünmüş Samanta'yı. Siz hiç sizinle birlikte dedikodu yapan bir bilgisayar gördünüz mü? Zaten Theo'nun duygusal birisi olduğunu, duygulara değer verdiğini çok rahat anlayabiliriz. Bugün müsvetteye imza atar gibi boşanma dilekçesine imza atanlara karşın Theo'yu boşanmak çok derinden sarsmış. Bu özelliğini en çok belli ettiği sahneler arkadaşlarının aracılığı ile tanıştığı kız ve Samanta'nın Theo'ya bulduğu fahişe ile ilişkiye girememesi. Theo'nun başından beri hoşuna gitmeyen bir durumdu bu. Sanırım Theo ile Samanta arasında ipler gevşemeye o an başladı. bir bakıma ilişkinin Karlofça'sı... Filmin sonuna doğru Samanta gece Theo'yu uyandırıp vedalaşma havası ile ona sevdiğini söyler. O anın son konuşmaları olacağını düşünmüştüm. Ancak daha sonra Samanta son bir dönüş ile binlerce kişi ile konuştuğunu ve yüzlerce kişiye aşık olduğunu söylemesi ile beklentilerimi biraz düşürür. Senarist zaten bize bunu film boyunca anlatıyor. Samanta'nın Theo'yu arayıp açıklama yapması biraz filmin havasını bozmuş. Filmin sonu ise tahmin ettiğim gibi -ve olması gerektiği gibi- oldu ve Theo, Amy ile gitmek istedi. Son sahnede Theo'nun Samanta'dan önceki ses komutlu işletim sistemine döner ve ses komutu ile eski eşine bir veda mektubu yazar. işte o an Theo'nun acı tebessümü filmin sinopsisi...


    KAĞAN KÖKTÜRK
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top