Hesabım
    Düş ve Gerçek
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Düş ve Gerçek

    Ruh acısı...

    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    1948: Kansas,Topeka'daki Veteran Hastanesi'nde, şiddetli baş ağrıları, ani - geçici görme ve duyma kayıpları nedeniyle tedavi altına alınmış, Karaayak halkından gelen Jimmy P.(Picard) ile tedavisi için özel olarak New York'tan getirtilen etnolojist ve psikoanalist George Devereux'nun (1908-1985) gerçek öyküsü.  

    Yapılan tetkikler sonucunda fiziksel hiç bir sorunu saptanamayan 2.Dünya Savaşı gazisi bu Kızılderili, gerçekte neden bu denli huzursuzdur ve acı çekmektedir? Onunla yalın ve dürüst bir diyalog süreci başlatan Devereux, problemi ilk seanslarda tespit etmeye yaklaşır...

    Fransız Arnaud Desplechin kalburüstü yönetmenlerden.Bundan önce, yedi kurmaca ve kendi ailesine dair bir belgesel çekti. "Düş ve Gerçek: Jimmy P."(Jimmy P: Psychotherapy of a Plains Indian), onun olgun sinemasının bir örneği. Desplechin, ilk bakışta spesifik içeriği itibariyle bir tür psişik çözümleme dersi gibi algılanabilecek hikayeyi, bambaşka bir tonda anlatıyor. Perdede görerek ilerlediğiniz hikayenin / karakterlerin, göremediğiniz ama bir şekilde bildiğiniz geçmişe uzanan kökleriyle birlikte, aslında büyük bir insanlık dramının içinde olduğunuzu tüm hücrelerinizle hissediyorsunuz.

    Bu hem Jimmy'nin ve hem de Devereux'un ve de onlar gibi insanların yoksunluk hikayesi: Gezegenin 'en başarılı' soykırımına uğramış atalarının acılarını, annesinden başlayarak kadınların baskınlığı karşısında ezilen yüreğinin yalnızlığını ve hiç can almasa da savaşın ağırlığını artık kaldıramayan Jimmy, vicdanen rahatsızdır. Onun sanrılarla gerçek arasında bocalamasını sağaltmaya çalışan Devereux ise, annesiyle ilişkileri zorluklarla yürüyen bir Yahudi ailenin oğlu. Rockefeller bursuyla geldiği  ABD'de yerlileri incelemiş, belli ki ruhu üşümüş, şimdi onu kısa süreliğine ziyaret eden yasak aşkı, evli bir kadın olan Madeleine (Gina McKee) ile ilişkisi hüzün yüklüdür.

    Sinemanın gücü ve güzelliği "Jimmy P." gibi filmlerde iyice belirginleşiyor. Farklı ülkelerden, farklı kökenlerden, çok farklı iki adamın buluştuğu bir hastane odasında, ikisinin sevgi mahrumluğu perdeden bizlerin geçmişine, anılarına, dramlarına dokunuyor. Karakterler ve seyirci aynı bütünün parçaları oluyoruz.

    "Jimmy P.", klas bir film. Devereux, Jimmy'ye diyor ki, "seninki ruh acısı". Ne insancıl bir tanımlama! Dünyanın neresine gidersek gidelim, ruh acısına karşı korunmasız varlıklarız.

    Peki oyuncular? En küçük role kadar çok ama çok iyi. Tabii ki ağırlık iki oyuncuda:İri  gövdeli, vakur hassas kalpli adamı oynayan Benicio Del Toro (Jimmy)...Ve belli ki mesleğiyle olan parasal ilişkisini çoktan geride bırakmış (ya da hiç bu tür bir ilişki kurmamış), insan odaklı, güler yüzlü, sevecen ama bu görüntüsünün arkasındaki kırılganlığını gizleyemeyen Mathieu Amalric (Devereux).

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top