Hesabım
    Ya Aşksa
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Ya Aşksa

    Ya elmanın diğer yarısıysa?

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Harry Potter kariyerini 3 sene öncesinde bıraksa da her yeni filminin lansmanında 10 senelik etiketiyle anılmaktan kurtulamayan Daniel Radcliffe’in yakın zamanda yer aldığı son projelerden biri olan Ya Aşksa (What If…) pek çok ülkeyi gezdiği yaz vizyonunun ardından memleket sinemalarımıza da bu hafta uğruyor.

    Radcliffe’in, başrolü sevimli sarışın Zoe Kazan ile paylaştığı film, konusu itibariyle post- modern zamanların genç çiftlerinin ilişkiler karmaşasına odaklanıyor. Uzun vadeli ilişkilerde olağanlaşan sevgiler/sevgililer, ilişkileri anne ve babasının bir kuşak önceki beraberliklerine benzemeye başlayan sevgililer, aldatmalar/aldatılmalar, affedememeler ama bir yandan da, psikolojinin “patetik”, halk ağzının “ezik” olarak nitelendirdiği biçimde unutamamalar/silememeler… “Bir kadın ve bir erkek sonunda cinselliği hesaba katmadan sadece arkadaş olabilir mi, beraber çok iyi vakit geçiren dostların başka bir alternatifi olamaz mı?” Herhalde bizim kuşağın fikir birliği kurmakta en zorladığı ilişki sorularından biri. Aynı zamanda filmin Elan Mastai tarafından bir tiyatro oyunundan uyarlanan senaryosunun da temel kolonlardan biri.

    Filmin kurduğu bir diğer alt metin ise iki erkek arasında kalan bir kadının kendisini ister istemez karşılaştırma ve bir seçim yapma halinde bulması: “Eskinin” alışkanlığı ve huzurunun yanında “yeninin” yaşattığı farklılık ve heyecan… Cevabı zor verilen artılar ve eksiler; “ya oysa?” sorusunun kafa karıştırıcı muğlaklığı ve belki de gerçekliliği... Film, muhtemelen bu samimi hissiyattan dolayı dünya prömiyerinin yapıldığı 2013 Toronto Film Festivali sonrası eleştirmenlerin gözüne girmeyi başarmıştı.

    Kimi yazarlar tarafından Aşkın (500) Günü  filminin Kanada versiyonu olarak yorumlanan yapımın yukarıda özetlemeye çalıştığımız malzemesi elle tutulur olsa da, filmin kimi eksileri de yok değil. Misal Kazan’ın canlandırdığı Chantry için daha fazla medcezir içeren olan bir şablon çizilebilirdi. Ne de olsa “kafaların karışmasında” onun payı daha büyük. Radcliffe’in ilk romantik dram-komedi filminde canlandırdığı Wallace karakteri tek başına işi iyi götürürken, nedense Chantry karşısında kimyasının iyi tutmadığı anlar oluyor. Bu da Chantry’nin melankolisi ağır yanından kaynaklanıyor zannımca. Filmin beni az da olsa rahatsız eden bir yönü de, diyaloglardaki zayıf esprilerdi. İnsan boşaltım sistemine dair onca lafın Kanadalıların mizah anlayışından dolayı uzatıldığını sanıyorum.

    Öte yandan Allan (Adam Driver) ve Nicole (Mackenzie Davis) yan karakterlerinin bir yap-bozun parçası misali uyumlu biçimde ana çiftimize eklemlendiğini, hatta senaryo icabı da olsa onların daha çok keyif verdiğini eklemek gerek! Bu noktada gerek sevgili Ben (Rafe Spall) karakteri olsun ya da kız kardeş Dalia (Megan Park) yan öykülerin dengeli kurulduğunu  belirtmeden geçmeyelim.

    Kanadalı yönetmen Michael Dowse imzalı filmin en göz boyayan yanlarından biri de Chantry karakterinin ruh haline uyumlu biçimde değişen animasyon kullanımı. Büyük çaplı bir ajansta animasyon uzmanı olarak çalışan Chantry’nin kendi çizimini, bir melek misali film boyunca izlemek oldukça keyifliydi. Hatta bu ince ve emek isteyen işin final jeneriğine taşındığını da ekleyelim.

    Sonuç olarak karşımızda, “elmanın diğer yarısı o mu?” sorusunu sıkmadan işleyen, vasatın üstüne çıkabilmiş bir “aşk-komedi” filmi var. Bu hafta sonu sinemaya gidecek yalnızlara tavsiye olunur, kim bilir ruh eşiniz belki de iki sıra önünüzde oturuyordur?

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top