Hesabım
    Otel Transilvanya 2
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Otel Transilvanya 2

    İlk filmin tekrarından öteye gidemeyen bir devam filmi...

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    İlk filmde olduğu gibi Otel Transilvanya 2’nin tek vitesden ilerleyen esprisi, Drakula, Frankenstein’ın canavarı, Mumya gibi eski usül Universal Stüdyosu canavarlarını şirin ve renkli bir animasyon şablonuna oturttuktan sonra bu yaratıkların günümüz teknolojisine ve daha açık fikirli yaşam biçimine nasıl ayak uydurabileceklerine odaklanıyor. Bu çoğunlukla orjinallikten yoksun formül, ikinci filme yenilik katmadan, hatta elle tutulur konu veya hikaye yerine çabuk fiziksel esprilere ağırlık basarak devam ediyor. Otel Transilvanya 2, sinema salonlarında izlenmeye değecek, kendi ayakları üstünde duran uzun metrajlı bir film yerine, sanki ilk filmden uyarlanan bir Cumartesi sabahı televizyon dizisi yaratılmış, bu dizinin rastgele üç bölümünü peş peşe izliyormuşuz izlenimi yaratıyor.

    Otel Transilvanya 2, sırf resmi olarak uzun metraj film kategorisine girebilsin diye ilk filmin temaları olduğu gibi taklit ediliyor. İlk filmde canavarlara servis yapan Otel Transilvanya’nın patronu Drakula (Adam Sandler), vampir kızı Mavis’in (Selena Gomez) hiperaktif ve korkak bir insan olan Jonathan (Andy Samberg) ile oluşan ilişkisine alışmaya uğraşıyordu. Canavarların diğer canavarlarla evlenmesi gerektiğine inanan Dracula’nın, Mavis ve Jonathan’ın aşkına alışmasını betimleyen ilk filmin aile sevgisinin törelerden daha önemli olduğunu gösteren basit mesajı, serinin asıl amacı olan, yer yer akıllı ama çoğunlukla bayat fiziksel esprileri bir araya sıkıştırıp minikleri 1.5 saat eğlendirecek bir animasyon yaratıyordu.

    İkinci film ise aynı formülü olduğu gibi tekrarlıyor. Dracula, Otel Transilvanya 2’nin başında evlenen Mavis ve Jonathan’ın ilişkisine alışmış, fakat bu ikiliden doğan torunu Dennis’in bir vampir yerine normal bir insan olmasından korkuyor. Eğer dört yaşındaki şirin ve arkadaşcıl Dennis’in vampir dişleri yakında çıkmazsa, Dracula’nın binlerce yıllık vampir soyu sona erebilir. Dracula, Mavis ve Jonathan’ın tatile gitmesini fırsat bilerek Dennis’i canavar kampına yollamak ve ona canavar olmanın eğlencesini tattırmak ister. Bu yolculuk boyunca Dracula, ilk filmde olduğu gibi aile bireylerini bütün kusurlarıyla kabul etmenin önemini bir daha öğrenecektir.

    İlk Otel Transilvanya’nın teması bu şekilde tekrarlanıp hikaye yapısı daha yalapşap bir halde yaratılıyor. Hikayenin ana çelişkisi olması gereken Dracula ve babası Vlad (Mel Brooks) arasındaki kavga, senaryonun başlarında oluşmak yerine üçüncü perdenin ortalarına atılıyor ki skeç komedi tarzı epizodik esprilerden oluşan filme daha sinematik bir final oturturulsun. Durum böyle olunca safi filmin esprilerine dayanmak zorunda kalıyor seyirci. Filmin ana hedefi olan çocuk seyirci, Dracula’nın sivri tırnakarıyla iPhone kullanamaması gibi esprilerden ve parlak renk cümbüşünden yeterince eğlenebilir, fakat Otel Transilvanya 2’dan Pixar tarzı, bütün aileyi etkileyebilecek ve eğlendirecek kalitede bir animasyon beklenmemeli.

    Buna rağmen bu devam filminin bir diğer Adam Sandler prodüksiyonu olduğunu akılda tutarsak, safi karşılaştırma olarak Sandler’ın son yıllardaki işlerine kıyasla bir kalite dopingi olarak bakabiliriz Otel Transilvanya 2’ye. Bütün problemlerine ve yavanlığına rağmen Pixels  gibi bir rezaletin yanında pek de fena durmuyor aslında Otel Transilvanya 2.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top