Aşk ve Savaş eleştirileri

Bu akşam sırada bir Emir Kusturica filmi olan “On the Milky Road” var…

Filmografisinde; kendisine Cannes’da iki kez "Altın Palmiye" kazandıran “Otac na sluzbenom putu / When Father Was Away on Business” (1985) ve “Underground” (1995) gibi filmlerin yanı sıra yine Cannes’da "En İyi Yönetmen" ödülünü kazandıran “Dom za vesanje / Time of the Gypsies” (1988) gibi önemli filmler de bulunan Kusturica, her zaman olduğu gibi “On the Milky Road” un senaryosunu da yine kendisi yazmış…

Başrolünü, geçen yıllara rağmen güzelliğinden hiçbir şey yitirmeyen İtalyan sinema yıldızı Monica Bellucci ile paylaşan Emir Kusturica’nın bu filmine ilişkin %57 ve %37 olan Rotten Tomatoes olumlu yorum ve 3,5/5 üzeri izleyici puanı ortalaması tam bir felaket…

Özel Kusturica fanlarının yorumları dışında, aslında durum IMDB’de de çok farklı değil…

Her zaman söylediğimiz gibi IMDB ve Rotten Tomatoes yorum ve puanları, çoğu kez yanıltıcı da olabiliyor olsa da maalesef bu kez kendileriyle tamamen hemfikiriz…

***

Kısaca; savaş nedeniyle ülkesindeki herkes gibi ciddi psikolojik travmalar yaşayan sütçü Kosta’nın yaşamının savaş, aşk ve keşişlik olarak özetlenebilecek üç döneminin fantastik bir dille anlatıldığı bu drama da bizim en beğendiğimiz şeyler, oğul Stribor Kusturica’nın müzikleri ile Martin Sec ve Goran Volarevic’in kameralarına takılan nefis doğa manzaraları oldu…

Onun dışında Emir Kusturica, aynı Balkan hikâyelerini yine o bilindik kara mizah diliyle anlatmaya devam etmiş…

Ama işin doğrusu; izlerken zaman zaman sıkıldığımız bu filmi, biz pek fazla sevemedim…

Kusturica’nın artık plağı değiştirmesi gerekiyor,

Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinal hali, 22 Haziran 2018 tarihinde bir başka mecrada yayınlanmıştır...

Sizi sürükleyen aynı zamanda merak ettiren bir film. 7.6/10

Farkında olmasa da "Beşinci Kol Faaliyetleri"ne hizmet eden bir film. Sanat adına hiç durmadan çekilen ve şehevanî duyguları tasvir eden bu filmler, AHLAKIN GÜNÜMÜZDE NE DERECE SÜKÛT ETTİĞİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖSTERMEKTEDİR. "Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan/ Giy o tâcı emîn ol her belâdan." der şair. Tavsiyem EDEB TÂCInı giyip BU TÜRLÜ BELALARdan uzak durmanızdır.
Kadın/erkek fitnesi, pek çok geçmiş milletlerin çöküşüne sebep olmuştur. Evet, geçmişte yaşamış pekçok topluluk ve milletler kadın/erkek fitnesi yüzünden mahv u perişan olmuştur. Roma ve Bizans şehvet ve şehevanî duygular altında kalarak ezildi. O güzelim Endülüs de öyle..