filmi izledim. beklentim nedendir bilmem basit, sıradan, vasat bir film izlemekti fakat çok yanıldım. bazı sahnelerde duygulanmamak, ağlamamak mümkün değil. filmi önyargıyla gidip izleyenleri bıraktım da izlemeden önyargıyla yorum yapanları anlayamıyorum bi türlü. dakardaki hikaye (beyaz adamlar kötüdür) beni daha çok etkiledi nedense...mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
Filme sinemasal anlamda bir önyargı ve minumum bir beklentiyle gitsemde, beni şaşırtan bir izlenimle ayrıldım. Bir başyapıt değil elbette fakat kötü de değil. Afganistan hikayesinde Zehra karakteri oyunculukta sınıfda kalıyor ayrıca bu bölüm en zayıf halka filmdeki, yinede filmden sonra insanın Afganistana infakta bulunası geliyor :D Türk filmlerinde hikaye ne zaman yurt dışında geçse macera filmide olsa drama da olsa komik sahneler olur, sinema tarihimiz bu beceriksizliğimizin örnekleri ile doludur. İlk kez bir Türk filminde Yurtdışı sahneleri bu kadar başarılı cekildiğine şait oluyorum. Bu filmi; dünyadaki ilk siyasi, propaganda içerikli, ideolojik bir yapıt zanneden ve Negatif yorum yapan arkadaşlar, dünyadan bi-haber bir kitlenin var olduğu gerceği yüzleştirdi beni. Daha gecen günlerde ARGO filmi oscar töreni vardı. Her film patlamış mısır ve cola ile geciştirelecek hikayeler barındırmaz. Bazı filmlerin birşeyler anlatma derdi vardır. Tüm dünyada bu böyledir sinema tarihine adını yazdırmış siyasi, ideolojik filmler vardır. Birde son olarak bir filmi izlemeden oturup yorum yazanlar üstelik bazılarının ilk beyazperde yorumu olması bu insanlardaki kin nefret haset duygularının bu kadar baskın olması, bu ve bunun gibi filmlere güzel ülkemde ne kadar da ihtiyaç olduğunu bana bir kez daha gösterdi.
Basit insanları, inançlarını kullanan ve sanattan ziyade amacı belirli kişi / kuruluşlara para toplamak olan film gerçekten KÖTÜ bir film. Herhangi bir sinema önünde filme giren veya çıkanlara bakmanız bile içeride ne döndüğü hakkında size kolayca bilgi verecektir. Fazla meraklı olmanın düşünce sistemine zarar verdiği ve yorum okumadan sinemaya gitmemek gerektiğinin harika bir örneğidir...
Babam ve Oğlum'dan sonra ilk defa ağladığım filmdi. Film bitince bir süre yerimden kalkamadığımı hatırlıyorum. Özellikle siyah-beyaz meselesi çok güzel işlenmiş. Adem öğretmen, boğulmadan önce öğrencisine dediği "Sen köprü ol, ırmak olma" sözüyle bamteline dokunmuş... Yunus Emre Yıldırımer (Harun Öğretmen) en başarılı oyuncuydu bence. Filmi en güçlü yönü, seneryonun kurgu değil, genel olarak gerçek olaylardan ilham alınarak hazırlanmış olmasıydı. Dünyadaki savaşlara, cinayetlere rağmen bir yerlerde iyi insanların iyi şeyler yapıyor olduğunu bilmek güzel birşey...
baştan sona fedakarlık, insanlık sevdalısı bir "idealin" anlatıldığı bir filmi yorumlarken veya eleştirirken, ne kadar "idealistsiniz" ve ilkeleriniz nelerdir? dünyayı, olayları, hele filmde konu edilen ülke ve insanlarını ne kadar tanıdığınıza bakmak lazım. Tanımadığınız bir dünya için yapacağınız eleştiri, sadece sallama olacaktır. Biraz insaflı olmak lazım. Olaylar,ülkeler ve kahramanların gayet tabii davrandıklarını düşünüyorum.
Pek çok insanın yapamayacağını yapmış onlar. Koşmuşlar hemde arkalarına bakmadan. Film çok güzel. etkileyici sahneler var. Ağlamadan durmak ise imkansız.
İlkokul öğrencilerine din kültürü dersinde belki gösterilebilir. İlköğretim düzeyinde sanattan ve estetikten yoksun, vermek istediği mesajları ilköğretim düzeyinde izleyicilere yarım yamalak aktarabilen başarısız bir film olmuş. Bu oyuncuların emeklerine yazık.
Burası film sitesi kimse Fetullah Gülen in okulları doğuda var mı filme kim sponsor olmuş gibi konuları merak etmiyor. Merak edenler de face den twitter dan cıksınlar biraz dışarıda memleketin durumuna insanların rağbetine baksınlar. Selam türkiye deki ilk mesaj kaygılı film değil. Gidin biraz da kininizi mesaj kaygılı dönem filmlerine kusun Kimse beğenmediği ideolojiye burada saldırmasın lütfen...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.