Keşke Burada Olsam eleştirileri

Birkaç hafta önce İstinyePark Cinemaximumlarda vizyondaydı ve bir arkadaşım ile izledim. salonda seansta sadece 2erkek 2 bayan var idi. Film çok basit bir hayat kesidini çok güzelce ele almış. Hani içten samimi. Yalnız durağan bir film. Fakat gercekten iyiki gitmişte izlemişim. Yönetmenliktede oyunculuktada başarılı. Kadroda sağla, süpriz isimler var. Bundan önceki filmide Garden State imiş henüz izlemedim. İMDB puanının yüksek olmasını hakediyor. Dediğim gibi aksiyon severler uzak dursun. Ama bence bir şans tanıyıp izleyin. Bu arada evin büyük kızının saç sengi sebebli izleyen sinemadaki 2 kızıda kınıyorum dedim festival filmini nerden duydunuz kızın biri demezmi ben afişteki kzıın saç renginden ..... blablablaaaa ....By by deyip uzaklaştım

işsiz sinema oyuncussu baba, ölüm döşeğinde büyükbaba.. Bir aile draması.. Bence amacı olmayan alalade bir drama. Sık sık bayıyor yani sürükleyicilik de zayıf.. Kadro oyunculuk üst seviyede başarılı.. Ama Bana hitap eden bir film olmamış. 10 / 6,5

gerçekten insanı düşündüren bir film hayatın anlamını ve nasıl ebeveyn olunmalı hakkında güzel bir ders veriyor film bize.

Film tek kelimeyle berbat, boşuna para verip gitmenizi istemem,çok saçma bir konusu var ,ayrıca aralarda yahudi propogandaları geçiyor, yahudi bir ailenin hikayesi .. şu dönemde böyle bir filme para verip gittiğim için pişman oldum.

Bazı filmler vardır. Hangi türe girdiğini bulmak zordur. Hatta bunları belli bir türe sokmaya da uğraşmak istemezsiniz. Bunların böyle "türünü bulmak zor olan, bulmaya da gerek olunmayan filmler" şeklinde bir tür ile anılması gerektiğini düşünürsünüz. İşte "Keşke Burada Olsam (Wish I Was Here)" da bu filmlerden. Filmi birine izlemesi için anlatmaya çalışsam en fazla "sıcak film" diyebilirdim sanırım.

Filmin hem yönetmeni, hem yazarı, hem de başrolü olan Zach Braff'ı bir çok insan "Scrubs" dizisindeki J.D. rolüyle tanıyacaktır. "Wish I Was Here" Zach'in, "Garden State" isimli (yine bu tarzda olan muhteşem) filmden sonra yönettiği 2. sinema filmi. Çok naif bir insan olduğunu filmlerinden ve filmlerindeki oyunculuklarından çok rahat anlayabiliyorsunuz. Onun filmlerinin bir diğer özel yanı da müzik albümüdür. "Garden State'in" albümü misal. O albüm; "Garden State'in albümü" diye dinlenmenin ötesine aşarak, tek başına, güzel, dolu-dolu bir albüm diyerek dinlenebiliyor rahatça. Defalarca dinlediğim için onun yeri ayrı fakat, "Wish I Was Here'in" albümü de (her ne kadar filmi izlerken, yani ilk seferinde) "bir Garden State albümü değil" dedirtse de, şu anda bu yazıyı yazarken arka planda dinlememden de mütevellit, "dinledikçe güzelleşen" albümlerden oldu gözümde. The Shins, Gary Jules, Radical Face, Coldplay, Paul Simon gibi kimler yok ki...

"Sıcak filmler" diyebileceğim bu filmlerin ağır basan ana özelliği; insan hayatının, yaşamın getirdiği ağırlığı hafifletmesi ve/veya hafifletmeyi öğretmesidir diyebilirim. Bunu yaparken de filmin müziklerini, kendi hayatınızın arka-plan müziği olarak kullanabiliyorsunuz ister istemez. Türe (daha doğrusu bu kümeye diyeyim) rahatça ekleyebileceğim diğer başarılı örnek filmleri de sayarak bu yazıyı bitireyim. Juno (2007 - Ellen Page...), Little Miss Sunshine (2006), into The Wild (2007) ve Garden State (2004) gibi...