Hesabım
    Ruhlar Bölgesi: Bölüm 3
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Ruhlar Bölgesi: Bölüm 3

    'Uzaklar'da bir yerlerde, bir seri sonlanıyor...

    Yazar: Fırat Ataç

    Testere ile başlayan yazım­-yönetim iş bölümünü Dead Silence ve iki adet Ruhlar Bölgesi filminde sürdüren Leigh Whannell­-James Wan ikilisi, sektörün kaymağını yapımcı olarak da yemeye başlayalı çok uzun zaman oldu. Saw'un sayısını unuttuğumuz devam filmleriyle ceplerini dolduran ortaklardan Wan'ın yönetmenlik kabiliyetleriyle sivrilip '2000 sonrası Amerikan korku geleneği'ni tek başına sırtlamasında kuşkusuz ki Whannell'in payı büyük.

    Wan'ın yeni Insidious'un yönetmenlik koltuğuna oturmayacağını öğrendikten sonra bitmesi gerektiğini düşündüğüm serinin tek olası umudu diğer ebeveynin koltuğu devralması olabilirdi. İlk yönetmenlik tecrübesini yaşayan Leigh Whannell'ın kendi yarattığı mitolojiye ne gibi dokunuşlar yapacağı, hepimiz için ­çok olmasa da­ merak konusuydu.

    İlk iki filmin öncesine giden Ruhlar Bölgesi: Bölüm 3, 'Lambert Vakası'ndan bir kaç yıl önce' yazısıyla açılıyor. Medyum Elise'nin kapısı çalınıyor ve ölen annesiyle iletişime geçmek isteyen Quinn'le tanışıyoruz. Lambertlerin yerini Brennerların alacağı bu ön bölüm, Quinn'in arayışlarının başına musallat ettiği 'nefes alamayan adam' ve Elise'in emekliliğini rafa kaldırtacak 'öznel hesaplaşmalarıyla' örülüyor.

    Elise'in Specs ve Tucker'la kurduğu takımın tanışma süreci ve baba Lambert'i terörize eden yaşlı kadının nereden geldiği gibi zayıf eklemelerle seriyi zenginleştirme düşüncesinde olan Whannell'in 'yeni materyal üretmek' konsunda sınıfta kaldığı açık. Yaratılan dünyayla ilgili tüm olumlu getirilerin ilk iki filmde harcanması, Bölüm 3'ü Ruhlar Bölgesi'ne öykünmüş bir seri üretim mahsülü gibi gösteriyor. Buna ek olarak merkeze alınan aileler arasındaki nitelik farkı fazlasıyla göze çarpıyor. Problemin 'anne figürü eksikliğine' dayanan temeli, 'yardımcı olan iyi ruh' fikriyle kapatılmaya çalışılıyor.

    Quinn'i tıpkı ilk filmdeki Dalton gibi yatağa mahkum ederek 'gelebilecek tehlikelere karşı' savunmasız bırakan Whannell, bir yandan kendini tekrarlarken bir yandan da James Wan'ın güvenli bölgesinde dolaşıyor. Wan'ın takdir edilesi görsel zekasıyla oluşturduğu korku sekanslarının yerine sıçratma üzerine kurulu korku anlayışı benimsenirken, sürdürülebilir gerilim kaf dağının ardına kaçıyor. Tabii ki bu bir tercih meselesi ve koltuğundan ortalama 10­-12 cm. zıplamayı sevenler için Bölüm 3 biçilmiş kaftan.

    Serinin belli belirsiz çekiciliğinin en önemli ayırt edici unsuru olan 'uzaklar' tasviri, maalesef bu sefer hedefi tutturamıyor. Öteki taraftakilerin akılda kalıcı renkli tasarımlarıyla bizi kendine bağlayan serinin, upuzun koridorlar ve kapılar ardında pespaye 'arada kalanlara' eğilen hali tek kelimeyle 'şatafatsız' görünüyor. Ruhlar Bölgesi özelinde bu tanım kaçınılmaz olmalıydı.

    Ön bölüm olmak için gereken zenginliği barındırmayan ancak 'bilinmez' diyebileceğimiz şeyler konusunda da son bir çabayla sıfırı tüketen Ruhlar Bölgesi: Bölüm 3, kötünün iyisi olarak hafızalardaki yerini alıyor. Yarın unutmak şartıyla...

    firat_atac@hotmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top