Brooklyn eleştirileri

Sıradan bir genç kızın hayat hikayesini anlatan bir film. 3 dalda Oscar adayı olduğunu filmi izledikten sonra gördüm ve anlam veremedim. Film içerisinde Oscar adayı olabilecek bir konu ya da oyunculuk maalesef yok. Havası hoş olsa da akan bir film değildi doğrusu. İrlanda milliyetçiliğinin de yer aldığı ortalama bir film.

Bu mudur?

Filmi izledikten sonra sorduğum ilk soru bu oldu. BAFTA ödüllerinde yılın en iyi İngiliz filmi seçilen, Oscar da yılın en iyi filmine aday gösterilen 8 filmin arasına giren bir filmden çok daha başka şeyler beklerdim. Beklentimin çok altında bir yapım oldu. The Hateful Eight gibi kalite akan bir film aday olamazken bunun aday olması bile büyük haksızlıktır bence.

The Big Short dışında Oscar'a aday gösterilen filmlerin hepsini izledim. Bu film bunlar arasındaki en zayıf halka oldu benim için. Ayrıca en iyi uyarlama senaryo dalında da aday olmuş. Akademi bu sene pek film bulamadı herhalde. Gayet basit bir senaryosu var. Benzerlerinden pek bir artısı olmayan sade ve gösterişten çok uzak bir film. Keyifli vakit geçirebilir, size huzur verebilir film. Ama pek bir beklenti içinde olmayın. Bir aşk hikayesinin, vatana olan özlemle birleştirilerek oluşturulan ortalama bir film. Kostümler, mekanlar ve ortamın havası çok güzel ama dediğim gibi senaryo olarak pek bir artısı yok.

Saoirse Ronan, gayet başarılı bir oyunculuk çıkarmış. Saf ve narin yüzüyle kendini izlettiriyor. Joy filmini izlemedim. Jennifer'ın performansı bilmiyorum ama Brie Larson ve Cate Blanchett'tan sonra geliyor şu anda benim sıralamama göre. Flmin en büyük artılarından birisi de kendisi zaten. İyi seyirler... 6.4/10

Güzel bir dönem filmi olmuş. Kitabını okumadım. Finalin ardından geriye dönüp baktığınızda hikayenin yeni hiçbir şey söylemediğini, karakterlerin ve olayların klişe çizgisinde ilerlediğini görüyorsunuz. Ancak yine de merakla izletiyor kendini "Brooklyn" ve tarih olarak günümüzde geçmese de, aslında günümüz gençliğinin farklı parametrelerin de dahil olduğu pek çok hissine tercüman oluyor. Bu konuda başarılı diyebilirim. Eilis özelinde, evini (hatta ülkesini) çalışmak ve yeni bir hayat umuduyla terk eden, orada ayakta kalmaya çalışan, yeni insanlar ile tanışıp yeni ortamlara giren, aşık olan, kısacası "büyüyen" gençler aklıma geldi sıkça, filmi izlerken. Tabii ki vurguladığım gibi günümüzde, yani filmin döneminden yaklaşık 50-60 yıl kadar sonra daha farklı şekillerde yaşanıyor bu durumlar. Ancak temelinde hissedilenler hep aynı. Özellikle İrlanda'ya kısa süreli dönüşünün ardından ikilemde kalan Eilis'in hislerini bize aktarmayı başarmış genç oyuncu Ronan. Hem İrlanda, hem Brooklyn atmosferi ile başarılı bir dönem filmi. Bir başka bakış açısından bir "aşk" filmi olarak da okunabilir. Veya benim de daha yakın olduğum bakış açısı, yani "ev" ve "aidiyet", klasik tabiriyle "büyümek" kavramlarını sorgulayarak da izleyebilirsiniz filmi. Akademi Ödüllerinde önemli adaylıkları var. Daha güçlü adaylar dururken heykelciğe ulaşacağını sanmıyorum. Ancak senenin rahatlıkla tercih edilebilir yapımlarından biri.

Bir bayanın iki ülke ve iki erkek arasında ki tercihi hikaye edilmiş, aynı zamanda bir dönemi anlatıyor, zaman zaman çok klişe ve sıkıcı sahneler yer alırken bazen çok orijinal etkileyici olabiliyor film ancak benim fikrim maalesef beşin yarısı iki buçuk