Hesabım
    iBoy
    Ortalama puan
    2,9
    16 Puanlama
    iBoy hakkında görüşlerin ?

    4 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 427 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    29 Aralık 2023 tarihinde eklendi
    Konusu güzel olmakla beraber işlenişi kötü ve sıkıcıydı bitmek bilmedi sonda bi hareketlilik oldu ama kurtarmaya yetmedi. Potansiyelini kullanamayan bi çocuk ve yönetmen var karşımızda ikisi de elindeki gücü kullanamamış yazık olmuş filme.
    Ahmet Büke
    Ahmet Büke

    Takipçi 935 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    3 Ağustos 2022 tarihinde eklendi
    bir kaza sonucu beynine telefon parçaları giren dekikanlının hikayesi. Konu çok orijinal. Senaryo harika yani. Sürükleyicilik de başlarda iyi. Film sonlara doğru çok monotonlaştı. Oyunculuklarda vasat ve vasatın altı. Bu konu ile harika bir film çıkabilirdi. genede düşük bütçeyle fena denmeyecek bir ingiltere yapımı netfix filmi çıkmış ortaya 10 / 7
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.873 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    16 Ekim 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosu, Joe Barton, Mark Denton ve Jonny Stockwood tarafından Kevin Brooks’un aynı isimli romanından (2010) uyarlanarak yazılan “iBoy”, yönetmen koltuğunda Adam Randall’ın oturduğu bir drama…

    27 Ocak 2017 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 6.0/10 (18.089 oy) ve 3.1/5 (759 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (13 yorum) ve 50/100 (5 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan sayılarının düşük olması nedeniyle doğru fikir vermekten oldukça uzak…

    O nedenle bizde başrol karakteri “İBoy / Tom”un, “Superman”, “Batman”, “Spider – Man” yahut da Marvel evrenin kötülerle savaşan diğer kahramanlarının, hoplayan zıplayan değil ama teknoloji ile donatılmış Londralı bir kenar mahalle ergeni biçiminde resmedildiği bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

    Bunun için de, paranın büyük bir kısmını götürdüğünü düşündüğümüz Outpost VFX ve tabii teknisyenleri tarafından sağlanan başarılı görsel efektlerine karşın oldukça mütevazı bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, hele ki türün de meraklısıysanız, mevsim meyvelerinden oluşan atıştırmalıklar ile çay ve kahve eşliğinde sizin için keyifle izlenebilecek hafta sonu filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Fakat ne yazık ki tespitimizdeki bu öneriyi, içerdiği bol miktardaki okkalı küfrün yanı sıra marihuana kullanımı ve mastürbasyon da bulunduran sahneler nedeniyle “ailecek birlikte izlenebilir” olarak genişletemiyoruz…

    Elbette büyük oranda bu durum, Kevin Brooks’un sınıfsal bir bakış açısına da sahip olan aynı isimli çok satan romanından uyarlanan filmin hikâyesinden kaynaklanıyor…

    Zira söz konusu hikâyenin odağındaki insanlar yaşamlarını, Londra’nın göbeğinde “para ezerek” değil uyuşturucu çetelerinin hâkimiyet kurduğu semtlerdeki toplu konutlar bölgesinde “ayakta kalmaya çalışarak” sürdürüyor ve o yüzden de sofralarını kent merkezindeki lüks restoranlar yerine, muhteşem Londra manzaralı gökdelenlerin çatısındaki “Gökyüzü Sofralarında”, Orhan Veli’nin o ölümsüz şiirindeki gibi “Bedava” kurmayı tercih ediyorlar…

    Aslında ne de güzel betimlemiş büyük ozan, sadece çok küçük bir azınlığın mutlu olduğu bu sefil hayatı şu sözlerle:

    Bedava yaşıyoruz, bedava;
    Hava bedava, bulut bedava;
    Dere tepe bedava;
    Yağmur çamur bedava;
    Otomobillerin dışı,
    Sinemaların kapısı,
    Camekanlar bedava;
    Peynir ekmek değil ama
    Acı su bedava;
    Kelle fiyatına hürriyet,
    Esirlik bedava;
    Bedava yaşıyoruz, bedava.

    Kimi sahneleri iyice sertleşen şiddet ve mücadele de dolu olan bu bol koşuşturmacalı filmin oyuncu kadrosuna bakınca:

    Sinema olarak sürekli bir yükseliş trendi içine girmiş olan baş rollerdeki Bill Milner ve Miranda Richardson’ın performansları bize göre yeterince iyiydi…

    Ki, aynı çerçeveden bakılarak değerlendirildiğinde, yan karakterlerdeki Miranda Richardson, Rory Kinnear, Jordan Bolger, Charley Palmer Rothwell, Armin Karima, McKell David ve Aymen Hamdouchi gibi isimlerinde kötü oynadıkları söylenilemez…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; aksiyon ve maceranın büyük bütçeli Hollywood prodüksiyonlarından ibaret olmadığını bilen sinemasever dostlara, “İzleme listelerinizde, bu türden bağımsız filmlere de yer vermeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 13 Ocak 2020 günü saat 21.43’de yazılarak paylaşılmıştır...
    Emre Uyar
    Emre Uyar

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    24 Aralık 2023 tarihinde eklendi
    Konu olarak iyi fakat film berbat boşa zaman kaybı 1ergenin saçmalıkları resmen daha aksiyonu düzgün olabilirdi film sonunda biz ne izledik şimdi dememek için izlemeyin zaman kaybı resmen
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top