Hesabım
    Öldürmenin 3 Yolu
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Öldürmenin 3 Yolu

    Kanguru diyarından serüven filmi

    Yazar: Atlantisten Gelen Adam

    İddialı argümanlarla piyasaya çıkan filmler, vaadettiklerini seyirciye sunmaktan çok uzağa düşebiliyor. Kill Me 3 Times, Öldürmenin 3 Yolu da, öyle cafcaflı bir dil ile sesleniyordu ki tanıtımlarda; sanırsınız ortaya egzotik bir neo-noir denemesi, tatlı Avustralya aksanlı bir Cohen Brothers tadı ya da yetmişli yılların saygıdeğer kara-komedilerinden, bir Clint Eastwood & Jeff Bridges şahaseri “Thunderbolt and Lightfoot” esintisi çıkacak; heyhat! Adı geçen ekollerin esamesi bile okunmamaktadır.

    Neden? Zira Avustralyalı yönetmen Kriv Stender’ın işlediği Öldürmenin 3 Yolu; “Aşk, ihanet ve cinayetin iç içe geçtiği, kara komedi türünün, zengin aksiyon trendleri ile buluştuğu eğlenceli bir gerilim filmi!” mottosuyla pazara sunulurken, içeriğinde ve konuyu ele alış biçimleri olarak aşk kavramına yüzeyden bile bir bakış atmaya tenezzül etmiyor; ihanet konusunda şüphesiz ki bonkör –herkesin herkese ihaneti vaka-i adiyeden- ve en az bir Rambo filmi kadar bloody / kansever bir yapım olarak beklenenleri karşılamaktan uzak kalıyor. Film, elbette ki yer yer absürd-komedi sularında kulaç atıyor ve evet, pure-şiddetli, soğukkanlı katilli ve dolayısıyla cina-i şebeke konusunda ve özellikle avantür filmlere meraklı seyirci bazında işgörür lakin genel çerçevede “kara komedi” janrı denildiğinde anca “emekleme safhası” diyebileceğimiz bir kulvar için adı geçecek bir yapım. Üstelik Amerikanvari aksiyon bakış açısının, araba patlamalı sekansların eksik olmadığı bu film için “gerilim” nitelendirmesini yapmak da kelimenin en hafif tabiriyle biraz ayıp kaçacaktır çünkü bu filmde bir gerilim elementi, en düşük dozda bile olsa bulunmamaktadır.

    Kurnaz ve gözüpek bir suikastçi olan Charlie Wolfe rolünde, daha önce  Mob City, Absolutely Anything, Hector and the Search for Happiness gibi kalburüstü filmlerden aşina olduğumuz usta aktör Simon Pegg izlemeye değer bir performans gösteriyor. Yine, doğal güzelliği ve çekici Avustralya aksanıyla histerik sarışın güzel Lucy’yi canlandıran Teresa Palmer ve “hacıyatmaz”, “ölümbilmez” Alice Taylor rolünde Alice Braga oynadıkları rollerin hakkını veriyorlar. Ancak Luke Hemsworth’u ayrıca bir tebrik etmek gerektiğini belirtmeden geçemeyeceğim: Bir oyuncu her sekansta aynı yüz ifadesini hiç sıkılmadan nasıl kullanabilir? Bu konuda ülkemizin en “yetenekli” oyuncusu Necati Şaşmaz’a Avustralya cenahından sıkı bir rakip olarak gördüğüm ve külyutmaz aşık Dylan Smith rolünde izlediğimiz 33 yaşındaki Avustralyalı oyuncu Hemsworth film boyunca her perdeye yansıdığında beni filmden kopardı ve aklıma Polat Alemdar’ı getirdi ve dolayısıyla filmin ritminin içine etti!

    Kill Me 3 Times, Öldürmenin 3 Yolu üst seviyede bir kara komediden çok, Amerikanvari temelinde, kanguru diyarından, izlemesi kolay, bol kanlı, hafif bir serüven filmi olarak haftanın orta-siklet aksiyon filmlerinden.

    Twitter: @atlantisliadam

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top