Asasız Musa eleştirileri

Kürt aydınları iki şekilde ölür. Örgüt propagandası yaparlar, devlet Jitem yada farklı gayri resmi birimlerle infaz eder. Veya, Kürt halkını, Türkiye Cumhuriyeti ile birleştirmeye çalışırlar, bu kez de örgüt öldürür. Musa Anter, Kürtlerin sevgisini kazanmış bir adamdı. Kimin öldürdüğ hakkında yıllarca efsaneler dolaştı. Şu bir gerçek; Ölmeden önce örgüt militanları tarafından ihanete uğradı. Bunları anlamak için film izlemeye gerek yok. Farklı ideolojileri olan iki gruptan, herhangi birini rahatsız etmeden iş yapmak mümkün değildir. Bir insanla kan bağınızın bulunması, onu ailenizden biri yapmaz. Evine, okuluna, yaptığın işe zarar veren kimdir? Düşüncelerini söylemek yerine silaha sarılanlar, aciz insanlardır. Onlardan kimseye fayda gelmez. Kan bağınız olsa bile... sonuç olarak sadece bilgi sahibi olmak için filmi izleyebilirsiniz ama aşırı atatürkçü ve milliyetçi bir insansanız filmden uzak durmanız sinirleriniz için iyi gelebilir evde dvd de izlemek doğru çözüm olabilir...

Metafor anlatılmak istenenin başka kavramlar, semboller veya ifadeler yoluyla anlatılmasıdır. Afişteki "metaforik, çarpıcı bir film" cümlesinde geçen "metafor" böylesi bir anlama sahip değil. Deneysel denebilecek bir takım çekimlerin arka arkaya sıralanması ile ortaya çıkan "şeyi" bir ücret karşılığında sinema salonlarında gösterime sunmak, bir filmden kendince beklentileri olan seyirciye haksızlıktan başka bir şey değildir. Ayılıp bayılan varsa yönetmenin fantezi denemelerine gitsin izlesin. Sinema ister metaforlarla, ister dolaylamadan nasıl istersen nasıl becerebiliyorsan işte, göstermek işidir. Seyirciyi kabız etmek değil. Ayrıca Musa Anter'in böylesi bir deneysel çalışma sinemaya aktarılmış olması da üzücü. Film kategorisinde değerlendirilmemeli.

Daha önce tiyatroda ‘Araf’ oyunu ile Musa Anter’i anlatan Aydın Orak, şimdide Türkiye’de faili meçhul (derin devlet cinayeti desek daha doğru olur) cinayete kurban giden bu önemli aydını ‘Asasız Musa’ filmi ile sinemaya aktardı. Dile kolay, sahnelerde 6 yıldır süren tiyatro yolculuğu neredeyse dünyanın tüm ülkelerini gezdi. Türkiye’nin karanlık suikastları 1990’lı yıllarında öylesine çoğalmıştı ki; düşünen, üreten, eleştiren, hayata soldan bakan hemen herkes büyük tehlike altında yaşamını sürdüyordu. Gözaltında hayatını kaybeden Metin Göktepe, bir bomba ile yaşama veda eden Onat Kutlar ve Uğur Mumcu, eli silahlı kişiler tarafından uluorta katledilen Musa Anter 90’larda yaşanan en büyük karanlık olaylardır. Aslında o kadar çok cinayet var ki, buraya yazmakla bitiremeyiz. Sabahattin Ali’den günümüze kadar öldürülen yazar-çizer-aydın insanlar bu ülkenin geleceğini köreltmek isteyen kirli eller tarafından yok edildi; ama bu insanlar sanatın gücü sayesinde toplumun hafızasından asla silinmeyecek.

Emeğe saygımız sonsuz ama hayatımda ilk defa bi filme gittiğim için pişman oldum verdiğim paraya üzüldüm. simgesel anlatımla anlatılamayan sıkan geren üzen ömürden çalan gereksiz bir film. Dil ve Uslüp sizi itiyor sıkıyor geriyor. Filmi terketmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz. Kendinize bi iyilik yapın ve bu filmi izlemeyin hayat kısa kuşlar uçuyor.