Hesabım
    Geliş
     Geliş
    11 Kasım 2016 Sinemada | 1s 56dk | Bilim Kurgu
    Yönetmen Denis Villeneuve
    |
    Senarist Eric Heisserer
    Oyuncular: Amy Adams, Jeremy Renner, Forest Whitaker
    Orijinal adı Arrival
    Basın
    4,1 6 Eleştiri
    Üyeler
    3,9 372 Puanlama, 52 Eleştiri
    Beyazperde
    5,0
    Puanım :
    0.5
    1
    1.5
    2
    2.5
    3
    3.5
    4
    4.5
    5
    İzlemek İstiyorum

    Özet

    Film, ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks'in hikayesini anlatıyor. Birden çok uzay gemisi dünyaya iniş yapınca dünya adeta sarsılır. Amaçlarının ne olduğu bilinmeyen uzaylılarla iletişim kurmanın yolları aranmaya başlar. Uzaylılarla iletişim kurması için ordu dilbilimcisi Dr. Louise Banks çağrılır. Doktora yardımcı olması için de fizikçi Ian Donnelly seçilir. İkilinin artık en önemli görevi uzaylıların barışçıl mı yoksa istilacı mı olduğunu belirleyebilmektir. Bu süreçte bir diğer zorluk da ordunun ısrarcı bir şekilde saldırı yanlısı olması olacaktır...

    Başrollerine Superman'in sevgilisi Louis Lane rolünde boy gösteren Amy Adams ve Marvel'ın Hawkeye'ı Jeremy Renner'ı yerleştiren Arrival filminin yönetmen koltuğunda Sicario'nun yönetmeni Denis Villeneuve oturuyor. Filmin senaryosunu ise Elm Sokağında Kabus ve Son Durak 5'in senaryolarına imzasını atan Eric Heisserer yazıyor. Filmin kadrosunda Michael Stuhlbarg, Tzi Ma, Mark O’Brien ve Forest Whitaker da yer alıyor.

    Beyazperde Eleştirisi

    5,0
    Kusursuz!
    Geliş

    Kesinlikle yılın en iyi filmlerinden biri!

    Yazar: Oktay Ege Kozak
    Arrival (Geliş), bir sinematik mucize: Minyatür bütçeli bir bağımsız filmin tutkusuna ve yaratıcılığına sahip yüksek bütçeli, genel seyirciye pazarlanan bir Hollywood filmi. Safi göz boyayan pahalı özel efektler ve gereksiz aksiyon sahneleri yerine insanların evrenle, zamanla, ve kendileriyle olan bağlantısı hakkında zor sorular soran yetişkin bir hikaye. Türün en başarılı örneklerinin yaptığı gibi yüzeyde soğuk ve duygusuz görünen bilim öğelerini bizim zaman ve maddeye olan egzistansiyel bağımızı derinden inceleyen bir sert bilim-kurgu opusu. Yılın en insani filminin uzaylılar hakkında bir yapımdan geleceğini kim tahmin edebilirdi? Eğer Geliş’in fragmanlarını izlediyseniz, uzaylıların dünyaya inişini bir dilbilimcinin bu yaratıklarla iletişim kurmaya çalışması etrafında oluşan bakış açısı ilginizi çekmiş olabilir. Bunun ilginç bir başlangıç noktası olduğu kesin, fakat Geliş, dahiyane pa
    Arrival - Yeni Altyazılı Fragman 2:05
    Arrival - Yeni Altyazılı Fragman
    151.043 gösterim
    Arrival - Son Altyazılı Fragman 1:00
    Geliş Altyazılı Fragman (3) 2:35
    Geliş - Fragman 2:32
    1.876 gösterim
    Geliş Orijinal Fragman (5) 2:25
    13.240 gösterim
    Geliş Orijinal Fragman (6) 1:00
    1.888 gösterim

    Ekstra Videolar

    Arrival - Altyazılı TIFF Röportajı 3:35
    Arrival - Altyazılı TIFF Röportajı
    1.199 gösterim
    Beyazperdede Bu Hafta (11 - 17 Kasım) 3:14
    Beyazperdede Bu Hafta (11 - 17 Kasım)
    1.593 gösterim
    Öneriler

    Son Haberler

    Ocak Ayında beIN CONNECT'te Neler Var?
    Haberler - Gündemdeki Diziler
    5 Ocak 2021 Salı
    En Kötü Film Posterleri
    Haberler - Fotoğraf & Videolar
    Daha önce fark etmediğiniz ayrıntılara göz atıyoruz!
    11 Mart 2019 Pazartesi
    TV’de Hafta Sonu (12-14 Ekim)
    Haberler - TV Özel Dosyalar
    Justice League, Oyuncak Hikayesi 3, Zodiac...
    12 Ekim 2018 Cuma
    TV’de Hafta Sonu (8-10 Haziran)
    Haberler - TV Özel Dosyalar
    Barry Seal: Kaçakçı, Yenilmezler, Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi...
    8 Haziran 2018 Cuma
    “Geliş” ve “Her Şeyin Teorisi” Filmlerinin Bestecisi Johann Johannsson Aramızdan Ayrıldı!
    Haberler - Sanatçılar
    Altın Küre ödüllü İzlandalı besteci hayatını kaybetti.
    11 Şubat 2018 Pazar

    Oyuncular

    Amy Adams
    Rolü : Louise Banks
    Jeremy Renner
    Rolü : Ian Donnelly
    Forest Whitaker
    Rolü : Colonel Weber
    Michael Stuhlbarg
    Rolü : Agent Halpern

    İzleyici eleştirisi: sevdiler

    En iyi ve en faydalı yorumlar
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    7 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Sicario, Prisoners ve Enemy gibi birbirinden farklı ve başarılı filmlerin yönetmeni Denis Villeneuve'nun yeni işi Arrival'ı dün akşam Filmekimi'nde Rexx sinemasında izleme fırsatı buldum. Açıkçası, bu film festivali resmen yıkıp geçti. Ve bu filmin bir özel yanı da Toronto ve Venedik film festivallerinden sonra dünyada 3. kez Rexx'de gösterilecek olmasıydı. Sırf bu yüzden bile bu film için çok ...
    Devamını oku
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    15 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    10 /Üzerinden 10 Kaliteli bilim kurgu filmi izlemek artık çok zorlaştı. Contact, 2001: A Space Odyssey, 12 Monkeys, The Moon… Nerede böyle yapımlar diye soruyorum kendime. Gravity, Interstellar göz kırpar gibi oldu ama yerlerini doldurabileceğini düşünmüyorum. Şimdi de Arrival dediler, Amy Adams dediler, Denis Villeneuve dediler bir göz atalım dedik. Denis, Blade Runner’ın yeni versiyonunu çekeceği haberiyle gündeme ...
    Devamını oku
    Sertuğ T.
    Sertuğ T.

    Takipçi 161 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    3 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    "Eğer hayatın nerde başlayıp nerde biteceğini bilseydin onu şekkilendirirmiydin" Açıkçası yalan yok izlerken beynim yandı diyebilirim Öncellikle cemdemirbolat adlı kullanıcıya teşekür etmek istiyorum . Cidden filmi iyi özetlemiş onun yorumunu okuduktan sonra filmi net anlayabildim. Öncellikle filme dönücek olursak Oyunculuklar çok iyiydi . Senaryo baya dolu doluydu sanki izlediğim 1.50 saatin 3 saat falan olduğunu ...
    Devamını oku
    Alper C.
    Alper C.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    12 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Bu akşam filimden çıktım. Hayatımda ilk defa bir sinema filmi hakkında bir yere bir eleştiri yazmaktayım. Genelde filmler hakkında konuşmayı çok severim ama bir yazı yazmaya her zaman üşenmişimdir. Bazı arkadaşlar film eleştirmenini de eleştirmiş filmi bırakıp ama bence eleştirmenin yazdıklarının bile az olduğu kanısındayım. Bunun sebebinin; filmi izlemeyenlere, kendi fikirlerini empoze edip filmin konusunu ...
    Devamını oku

    Fotoğraflar

    Bunları Biliyor musunuz?

    Detaylar

    Filmin orijinal ismi "Story of Your Life" idi fakat test izleyici grubu ismi beğenmeyince filmin adı "Arrival" olarak değiştirildi.

    Detaylar

    Temel çekimler 7 Haziran 2015'de Montréal, Québec'de başladı.

    Detaylar

    Filmin galası 1 Eylül 2016'da Venedik Uluslararası Film Festivali'nde gerçekleşti.

    Teknik bilgiler

    Ülke ABD
    Dağıtımcı Chantier Films
    Yapım yılı 2016
    Metraj uzun metrajlı film
    İlginç Detaylar 5 başlık
    Bütçe 50 000 000
    Dil İngilizce
    Görüntü formatı -
    Renk Renkli
    Ses formatı -
    Yapım formatı -
    Viza numarası -

    Bu Filmi Beğendiysen, Şunlara da Göz At:

    Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri 2016, En iyi film: Bilim Kurgu, {Genre} türündeki en iyi filmler : 2016.

    Yorumlar

    • Hasan A.
      Açıkcası filmi izlemeden önce çok büyük beklentiye girdim.Belki de bu yüzdendir beklentimi çok karşılamadı.Tabii bunda yıldızlararasından sonra uzay-bilim kurgu filmi izlemenin de etkisi olabilir.Filmin en önemli artılarından birisi gerçekciliği ve sahneleridir.Bu arada bir not:Uzay gemilerinden birinin doğu karadenizin karşısına rusya kıyısana inmesi bizi gururlandırdı:)
    • volkanick
      Bu film en az 15 dakika daha kısa olabilirdi.Sürekli tekrarlanan sahneler,ağır ağır akan bir hikaye, hep bir 'sabredin sonunda sizi şaşırtacağız havası'...Kötü değil belki ama kesinlikle daha iyi olabilirdi bence.
    • UGUR-TAZEG?L
      Kaliteli bilim kurgu filmi izlemek artık çok zorlaştı. Contact, 2001: A Space Odyssey, 12 Monkeys, The Moon… Nerede böyle yapımlar diye soruyorum kendime. Gravity, Interstellar göz kırpar gibi oldu ama yerlerini doldurabileceğini düşünmüyorum. Şimdi de Arrival dediler, Amy Adams dediler, Denis Villeneuve dediler bir göz atalım dedik. Denis, Blade Runner’ın yeni versiyonunu çekeceği haberiyle gündeme gelmişti. Sicario ve Enemy yapımlarını da unutmamak lazım. İddialı yapımımıza şöyle SPOILERSIZ hali ile başlayacağım.Yapayalnız bir kadın. Amerika’nın bir üniversitesinde “Dil” üzerine eğitim veren, hakkında kitaplar yazmış bir öğretmen; Louise Banks (Amy Adams). Filmin ana karakteri, merkezi, her şeyi bu karakterdir. Tüm yükü Amy Adams taşıyor. Ki bu benim gibiler için yeterlidir. Hayranlıkla izledim filmi, Amy sayesinde. Her zamanki gibi dersini vermek üzere üniversiteye gelen Louise, koridorda ufak karmaşalar görür ancak önemsemez. Sınıfa girdiğinde ise bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar öğrenci vardır. Dersine başlamak üzereyken öğrencilere mesajlar, haberler gelmektedir. Televizyonu açtıklarında ise, Dünya’nın 12 yerine 12 tane bilinmeyen cismin indiğini öğrenirler. Dersi iptal etmek zorunda kalır ve evinin yolunu tutar. Ancak herkes panik halindedir. Bu devletin bir tatbikatı mı yoksa uzaylı istilası mı kimse bilmiyordur. Uzaylılardan daha tehlikeli bir şey varsa da o da panik yapmış insanlardır. Trafik kazaları olmakta, neden hala üzerimizdeler diye hükümete saldıranlar sokakta çevreye zarar vermektedir. Louise evinde yalnız başına haberleri izleyerek uyuyakalır ancak alçak uçan F-16’lar rahat bırakmaz. Panik yapmayan tek insan olarak boş üniversiteye gelen Louise Banks’in elinden haberleri izlemekten başka bir şey gelmez. Ancak odası bir albay ve devlet görevlileri tarafından ziyaret edilir ve Louise’in macerası başlar.Birazdan spoiler dahilinde incelememe başlayacağım. Filmi izlemeyenlere sinemada izlemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Gizem ve gerilim dolu bu bilim kurgu harikasını iliklerinizde hissetmeniz için, laptop ekranlarınızdan fazlasına ihtiyacınız var. Şimdiden iyi seyirler.SPOILER !Louise Banks’in tek mutluluğu küçük kızıdır. Onunla oynamak, vakit geçirmek onu hayata tutunduran yegane şeydir. Kocasıyla görüşmemektedir. Bu ikisi için de içten içe sorundur. Birbirlerine yetseler de, sevgiyle dolsalar da hep bir yanları eksiktir. İnişli çıkışlı ilerleyen anne kız ilişkisi, Hannah’nın kansere yakalanmasıyla son bulur. Doğduğunda kucağından alınınca ağlayan kızına “Come back to me.” diyen anne, öldüğünde de çaresizce “Bana geri gel.” diyerek ağlamaktadır. Bu sahneleri Max Richter’ın On the Nature of Daylight parçası eşliğinde izliyoruz. Film başlar başlamaz ağlamamak elde değil.Yapayalnız annenin üniversite sahneleriyle film devam ediyor. Yukarıda anlattığım gibi olaylar devam ediyor. Albay, dil uzmanının önüne bir ses kaydı koyar. İngilizce sorulara, belli belirsiz seslerle cevap veren uzaylıları anlamak imkansızdır. Bunu fırsat bilen Louise, “Orada olmam gerek, başka türlü olmaz.” cevabını verir. Bu cevabı beğenmeyen Albay rest çeker ve bunun imkansız olduğu belirtip gider. Yine evinde haberleri izlerken uyuyakalan öğretmen, yoğun bir ışık, şiddetli bir ses ile uyanır. Helikopter ile gelen Albay’dır. Bu arada Albay’ı Forest Whitaker gibi bir üstad canlandırıyor. Helikoptere binen Louise, ekip arkadaşı Ian Donnelly ile tanışır. Kendi başarılı bir fizikçidir. Louise’in kitaplarını takip ettiğini görüyoruz. Birisi insanlığın en önemli silahının dil olduğunu, diğeri ise bilim olduğunu savunur. İki açıdan düşünen, iki farklı karakter tek bir görev için çağırılmıştır. Uzaylılarla iletişim kurabilir hale gelmek, mümkünse dillerini öğrenip, “Ne amaçla Dünya’ya geldiniz?” sorusunu sorabilmek için yola koyulurlar.Montana’da bulunan bilinmeyen cisme yakın bir askeri üsse gelirler. Buranın prosedürü katıdır. Sağlık kontrolleri yapılır, aşılar enjekte edilir ve her 18 saatte bir açılan kapının saati beklenir. 15 dakika kala bir alarm çalar ve ekip hazırlanır. Ekipte kayıt için askerler, albay, fizikçi ve dilbilimci bulunmaktadır. Kulaklıklar takılır, turuncu radyasyon vb. her şeyden korunmak için kıyafet giyilir, oksijen tüpleri vardır-çünkü uzay aracı atmosfer ortamını uzun süre sağlayamaz- ve yola koyulurlar. Bilinmeyen cisim havada durmaktadır. Dünya’nın yerçekimiyle bir ilişkisi bulunuyor gibi görünmüyordur. Bulunduğu yüksekliğe çıkmak için bir araca binerler ve o seviyeye kaldırılırlar. Fizikçi bilinmeyen cisim ile ilk fiziksel temasını kurduğunda heyecanı iliklerinde hisseder. Evet ben böyle anlatıyorum ancak ortamın gerginliğini yönetmen ve oyuncular kusursuz veriyor. Sanırım filmin en iyi yanı da bu. Dozu ayarlanmış bir gizem ve gerilim.Kapı açıldığında, araç belli bir seviyeye kadar daha yükseltilir. Bu seviye, dünyanın yerçekiminin sona erdiği seviyedir. Burdan sonrası geminin zemini, ekibin yerçekimidir. Dikey halden yataya geçiş, sürekli yapanlar için kolaydır. Ancak bizim ikili bu konuda deneyimsizdir. Bunun yanı sıra bir de korkuyorlardır. Albay yardımıyla çıkan Louise, tökezleyerek sıçrayan Ian… Uzaylılarla aralarında sadece bir ekran bulunmaktadır. Yoğun bir sis görünüyordur sadece. Heptapod’ların gelişiyle Albay, “They arrived.” der ve filmin ismini de zikretmiş olur. Çok severim böyle sahneleri. Yüzüklerin Efendisi ilk filmde, Elrond “Öyle olsun, sizinki Yüzük Kardeşliği olacak!” dediğinde ağlarım ben. Neyse, uzaylılar yani Heptapodlar -hepta latincede 7, pod ise ayak anlamına gelir- geldiğinde Ian ve Louise dağılır. Bunu gözlerinden, ten renklerinden anlayabiliyoruz. Bu yüzden Amy Adams mükemmel seçimdir belki de. Böyle durumda bu kadının gözleri, teni, dudağı, saçları bütünleşiyor resmen sahneyle. İlk karşılaşmadan sonra kendisini kusmamak için zor tutar. Ian için aynısı söylenemez. Tek kelime demeyen Louise, ikinci buluşma için hazırlıklıdır. Bir tahtaya “Human” yazıp kendi türünü tanıtacaktır. Albay, yeni fikirlere çok açık biri değildir. Ancak diğer ülkelerin sabırsızlığı onu her şeye muhtaç bırakacaktır. Dediğim gibi 12 farklı ülkeye indiler. Hepsi görüntülü konuşarak bilgi alışverişi yapmaktadır. Ancak, Çin ve Rusya bu konuda cephe alınca Amerika elini çabuk tutmak zorundadır. Burada bir propoganda var mı bilmiyorum. Umarım yoktur. Amerika, böyle filmlerde kendi ülkesini çok tutar, ancak bunu düşünmek istemiyorum. Bu filmi gölgelemesini istemiyorum.Louise’in planı sonuç verecektir. Human yazısını gören heptapodlar kendi dillerinde karşılık verirler. Bu ise her şeyin anahtarı olacaktır. Çünkü kelimeleri, harfleri, cümle yapıları çok karışık da olsa bir basamak olarak ilk temas kurulmuştur. Kendi ismini yazan “Louise” prosedürleri yıkar ve koruma kıyafetini çıkarıp ekrana yürür. Elini cam ekrana koyar ve ruhsal teması gerçekleştirir. Ian da ona katılır, ismini yazar ve tanışırlar. Heptapodlar da isimlerini ekrana ellerinin içinden çıkan mürekkep gibi bir şey ile yazar ve tanışmış olurlar. Yazıyı anlayamayan ikili birbirine bakar ve Ian onlara isimlerini verir; Abbott ve Costello. Buradan sonrası tamamen kelimeleri, harfleri algoritmalarla, benzerliklerle çözmeye kalmıştır. Uzun bir süreçtir. Ama en çok da Louise için. Halüsinasyonlar, hayaller, kızıyla anılarını görmeye başlar. Bu etki havadan değil, Ian’a olmadı çünkü.Lafı daha fazla uzatmayacağım. Louise seçilmiş kişidir. Uzaylılar, dillerini miras bırakacağı kişi Louise der. Uzaylılara sorulan “Neden buradasınız?” sorusuna “Silah,güç,kullanmak” gibi kelimelerle cevap alınınca Çin ve Rusya savaş açmaya karar verir. Amerikan askerleri de kendi içerisinde saldırı planı yapar ve bilinmeye cisimi patlatmaya kalkarlar. Bu sırada patlamaya Ian ve Louise de kurban gidecektir. Louise’le bağ kuran uzaylılar, onları uyarmaya çalışır ancak başaramayınca, son büyük mesajıyla birlikte bizim ikiliyi bombadan kurtarır. Bu saldırı sonucunda cisimler kendilerini daha yukarı taşır ancak herhangi bir misillemede bulunmazlar. Onlarla son kez konuşmak için harekete geçen Louise, cisime çekilir ve son konuşma yapılır. “Dilimiz size bir hediye. Bizim zamanımız düz bir çizgi değil geçmiş şimdi ve gelecek yok. Sana bir lütuf verildi. Gördüğün şeyler hayal değil. Silah, bir araç.” der ve tüm soruları çözmüş gibi yeni sorular verir. Gizemi mükemmel olan bu filmin analizi çok basit gibi ancak çok derin. Louise geleceği gördüğünün farkındadır artık. Kocası, kızı geleceğindedir. Bu yeteneğiyle dünyayı kurtaracaktır, Çin General’ini saldırıdan vazgeçirecek, kocasını da kendisinden.Evet kabataslak filmimiz böyle. Kusursuz bir yapım. Kusursuz oyunculuk. Yönetmek gelecek vaat ediyor. Bilim kurgu kategorisinden çok fazlası var filmde. Tek tür film tercih etmediğimden bu filmi de beğendim. Bir başka filmde görüşmek üzere.
    • Bur?in Hanife M.
      AYNEN FAYSAL KARDEŞ BENDE SENİN GİBİ SIKI BİR TAKİPÇİYİM VE BAŞTA BEYAZ PERDENİN PUANINA VE YORUMLARA GÖRE GİTTİM. BU FİLM AKLIMA GELDİKÇE MİĞDEM BULANIYOR SÜREKLİ.. HAYATIMDAN 2 SAAAT BOŞA GİTTİ BU KADAR REZİL SAÇMA SAPAN İNSANI SİNEMADAN SOĞUTAN BİR FİLM DAHA GÖRMEDİM... FİLMİN SONUNDA PERDEYE DOĞRU TÜKÜRMEK İSTEDİM AMA YAPAMADIM İÇİMDEN TÜH ALLAH BELANIZI VERSİN DEDİM BU FİLMİ YAPANIN DA OYNATANIN DA TA..... DEDİM :)
    • selim S.
      Bu filmi Interstellar filmini beğenenler beğenecektir. Durağanlığın sonuna kadar devam ettiği yaklaşık iki saatlik filmi seyrederken dikkatin dağılmaması pek olası değil. Çok dikkatli seyretseniz de önde cep telefonuyla oynamaya başlayan kimseler yüzünden dikkatiniz muhakkak dağılacak. Senaryo kesinlikle orjinal değil. Tanımlamak gerekirse orjinal fikirlerin estetik bir kombinasyonu diyelim. Yalnız burada filmin yönetmenine ve seslerine hiç diyeceğim yok. Cast da fena değil. Aldığı yüksek notları da "beklenmedik son" a bağlıyorum lakin bence "zamansal paradoks"a dayandırılmış bu son hiç de ikna edici ve orjinal değil, tıpkı "gelen"lerin görüntüsü gibi.....
    • Alp A.
      Gerçekten çok ucuz bütçeli bir tekrar filmi. Daha da ileriye gideyim. Bu filme 10 üzerinden 4'ten fazla puan ya da 5 yıldız üzerinden 2'den fazla yıldız veren hiçbir yorumcu, eleştirmen, tanıdık veya arkadaşın beğenisi benim için bir referans oluşturmayacaktır. Para önemli değil de filmi izlemek için harcadığım zamana gerçekten acıdım.
    • Bur?in Hanife M.
      Hayatımda izlediğim en iğrenç filmdi yemin ederim zor durdum salonda belki bi hereketlilik birşey olur diye bekledim ama inanın midem bulandı. Böyle iğren bir filmi yapanın da sinemaya koyup oynatanın da ta....
    Back to Top