Hesabım
    Güzel ve Çirkin
    Ortalama puan
    3,7
    127 Puanlama
    Güzel ve Çirkin hakkında görüşlerin ?

    10 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    3 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgutkaldirim
    Turgutkaldirim

    1 değerlendirme Takip Et!

    2,5
    25 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Yüzüklerin efendisi gibi bir seride en çok sevilen bir karakteri oynayan (Gandalf) Lan Mckellen gibi bir aktörün böyle düşük profilde bir filmde yan rolü oynaması gerçekten hayal kırıklığı oldu benim için. Ayrıca hikayesi olsa bile film boyunca sürekli müzikli diyaloglar çok bunaltıcı ve sığ geldi bana. Onun için 5/10 diyebilirim..
    Serkan Çelik
    Serkan Çelik

    25 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    25 Mart 2023 tarihinde eklendi
    Böylesine güzel bir hikayenin bir müzikal tarafından mahvolması üzücü. Kurgu, ekipman ve kurgu çok iyiydi, hikaye akışı da iyiydi ama filmin odağını sürekli bozan müziklerdi. O hikayeden harika bir fantastik film çıkacakken, film müziği onu mahvetti. Müziklerle bozulan filmi ne yazık ki oyuncu kalitesi kurtarmıyor. Bu kadar yüksek bir puanı filmin oyuncularına bağlıyorum. Aksi takdirde film bu kadar abartılı müziklerle izlenmeyecektir. Bu tür filmlerde müzikal bu kadar abartılmamalı. Filmde görsellikten ve akıcılıktan çok müzik var!
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.883 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    17 Haziran 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Disney'in aynı isimli animasyon filminden (1991) uyarlayarak Stephen Chbosky ile Evan Spiliotopoulos'un kaleme aldıkları ve yönetmen koltuğunda da Bill Condon'ın oturduğu “Beauty And The Beast”; romantik bir fantastik müzikal olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, 160 milyon dolarlık bir bütçe ile yeşil perde, görsel efekt ve animasyon teknolojilerinin yanı sıra, zorluk derecesi yüksek sahnelerinde; koordinatörlüklerini Sarah Greensmith ve Nick McKinless'in üstlendikleri dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen ve brüt 1.264 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşıldığı bilgisine ek olarak vizyona girdiği yıl, sinema salonunda ilgiyle izlediğimiz bu filme biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Bir zamanlar, Fransa'nın gizli kalbinde; genç ve yakışıklı bir Prens (Dan Stevens), harika bir şato da yaşarmış...Arzu ettiği her şeye sahip olmasına karşın Prens, düşüncesiz ve bencilmiş...

    Öyle ki; şatosunu, en güzel eşyalarla doldurmak için kasabayı vergiye bağlamış... Düzenlediği, eğlence dozunun sınırsız olduğu partiler de, bölgenin en gözde insanları ile dolu olurmuş...

    **

    Derken...

    Bir gece, o eğlencelerden birinin tertip edilmekte olduğu şatoya, dışarıdaki şiddetli fırtınadan korunmak amacıyla kendine güvenle konaklayabileceği bir mekan arayan, davetsiz bir misafir gelmiş... Hediye olarak da Prens'e, tek bir gül teklif etmiş... Ancak kadının (Hattie Morahan) hırpaniliğinden iğrenen Prens, onu reddetmiş...

    Bu durumda da kadın Prens'e, insanları dış görünüşlerine göre yargılamaması gerektiğini ve güzelliğin içte olduğunu söylemiş...

    Prens onu, bir kez daha geri çevirdiğinde; bir anda yok olup giden yaşlı kadın, güzeller güzeli bir büyücüye (Hattie Morahan) dönüşerek geri dönüvermiş...

    Prens, merhamet dilemiş ama iş işten geçmiştir...

    Zira büyücü çoktan, onun kalbinde hiç sevgi bulunmadığını görmüş...

    Ceza olarak da Prens'i, korkunç bir canavara (beast) dönüştürmüş...

    Yetmemiş...

    Şato'nun kendisi ile Lumière (Ewan McGregor), Cogsworth (Ian McKellen), Bayan Potts (Emma Thompson), Chip (Nathan Mack), Bayan Gardırop (Audra McDonald), Maystro Cadenza (Stanley Tucci) ve Plumetta (Gugu Mbatha-Raw) gibi içinde yaşayan karakterlerin üstünde de, son derece güçlü bir büyü oluşturmuş...

    ***

    Günler yıllara dönüştükçe; Prens ve hizmetkarları, dünya tarafından unutulmuş...

    Çünkü büyücü onları, sevenlerinin zihninden tamamen silivermiş...

    Fakat büyücünün teklif ettiği gül, gerçekten de büyülü bir gülmüş...

    Şayet Prens; bir başkasını sevmeyi öğrenebilir ve şatoya bıraktığı gülün son yaprağı düşmeden evvel o kişinin sevgisini kazanabilirse, büyü bozulacakmış...

    Aksi taktirde, ilelebet bir canavar olarak kalacakmış...

    ***

    Yıllar geçtikçe Prens, tüm ümidini yitirmiş...

    Zaten bir canavarı sevmeyi, kim öğrenebilirmiş ki?

    ***
    Hikayenin buraya kadar olan kısmını, Hattie Morahan'ın anlatımıyla (narrator) dinledik...

    ***

    Neyse...

    "Konuya biraz da, filmin 'güzeli' açısından bakalım" diyerek de devam edelim...

    ***

    Peder Robert'tan (Ray Fearon) ödünç aldığı kitapları okumak suretiyle yaşamakta olduğu Villeneuve isimli küçük taşra kasabasının sıkıcı rutinlerinden kurtulmaya çalışan Belle (Emma Watson); kasabalılarca, tuhaf bulunurken, sağlıksız ve muammalarla dolu olarak da değerlendirilmektedir...

    Bu arada, Fransız Kraliyet Ordusunun Narsistik derecede kendini beğenmiş gazilerinden Gaston'un (Luke Evans), dostu LeFou (Josh Gad) ile yaptığı sohbetlerden; kasabaya bir türlü uyum sağlayamayan Belle'e, kendisiyle evlenecek kadar aşık olduğunu da öğreniyoruz...

    Hatta, her terslenişinde Gaston'un Belle'e, daha da bağlandığını fark ediyoruz...

    ***

    Çok geçmez...

    Artık hayatta olmayan annesi (Zoe Rainey) ile Paris'te evlenmiş olan ressam ve mekanik tamir ustası babası Maurice (Kevin Kline); bir gün sürecek olan pazar alışverişine gitmekteyken, bambaşka bir hayat hayalleri kuran kızı Bell'e, ne istediğini sorar...

    Elbette her seferinde olduğu gibi Bell, yine bir gül ister...

    Kendisi de, kasabanın ortak alanındaki havuzda çamaşır yıkamaya başlar...

    Ama Tom (Jimmy Johnston) tarafından, küçük bir kıza okumayı öğrettiği tespit edilince çamaşırları; kasabalılarca, yerlere saçılır...

    ***

    Uzatmayalım...

    Bir Haziran ayının uzayan akşamındaki, ani bir kar yağışının bastırdığı gecenin karanlığında; atı Philippe'in çektiği arabasıyla ormanda ilerleyen Maurice'in peşine, açlıktan gözleri dönmüş olan bir kurt sürüsü düşer...

    Canlarını güç bela kurtaran Philippe ile Maurice kapağı, Prens'in şatosunun bahçesine attıkları an; şatodaki büyüden haberdar olan kurtlar, takibi bırakırlar...

    ***

    Atını su ve samanın bulunduğu ahıra yerleştiren Maurice, fırtınadan sığınmak gayesiyle bir yer aradığını belirtmek üzere şatonun kapısına doğru yönelir...

    Vardığında kolaylıkla açılan kapıyı ittirip içeri girdiğinde, ortalıkta kimsecikler olmasa da; hem ortamı ısıtan şömine çıtırdayarak yanmakta hem de Maurice'in karnını doyurabileceği yiyecekler, masanın üstünü süslemektedir...

    Yalnız içi çay dolu bir fincan kılığındaki Chip, kendisiyle konuşmaya başlayınca panikleyen Maurice, koşturarak şatonun kapısına yönelir...

    Hatta atına atlayarak yola koyulmaya da kalkışır...

    Ancak kızının kendisinden istediği gülü, henüz temin edemediği gerçeğini anımsayınca da geri döner...

    Döndüğünde ve dikeni elini yaralayarak kanatan bahçedeki güllerden birini kopardığında da; üzerine doğru gelen canavar, evine sürücüsü olmaksızın dönmesine yol açacak kadar ürkütür Philippe'i...

    ***

    Bu duruma fazlasıyla şaşıran ve babası adına telaşlanan Belle; Philippe'in sırtına atladığı gibi soluğu, şatonun içinde alır...

    Ve...

    Gül hırsızlığı sebebiyle, bilindik nobranlığından hiçbir şey yitirmemiş olduğunu gördüğümüz Prens tarafından bir kapının ardına kilitlenerek tutsak alınmış olan babasını bulur ve onunla yer değiştirir...

    Bu arada kollu bir şamdana dönüşmüş olan Lumière ile masa saati görünümündeki Cogsworth aralarında; kilit altından kurtaracakları Belle'in, büyüyü bozacak kız olup olmadığını tartışmaktadırlar...

    Dakika 33...

    Bugüne kadar fırsat bulup da izlememiş olanları, filmin geride kalanın da; söz yazarı Howard Ashman ve besteci Alan Menken'ın müziklerini de beğeneceklerini umduğumuz, 96 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Keyifli seyirler,
    Merve B.
    Merve B.

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    11 Kasım 2017 tarihinde eklendi
    Müzikalden hoşlanmıyorsanız izlememeniz gereken bir film. Açıkcası ben de müzikal sahnelerde sıkıldım. Aslında normal bir film olarak çekilseydi daha da güzel olurdu diyorum. Eşim filmi izlerken uyudu özellikle müzikal sahnelerde sıkıntıdan patladı ve dayanamayıp uyudu:) izlemeseniz de olur tarzı bir film.
    cansu-kar007
    cansu-kar007

    Takipçi 10 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Temmuz 2017 tarihinde eklendi
    Film açıklamasında olduğu gibi tam bir masal filmi. Walt Disney bu işi çok iyi yapıyor. O duyguyu insana aktarıyor. Ancak film mi izledik müzikal mı izledik anlamadım. İkide bir şarkı çengi ama konu ve aktarılış şekli çok iyiydi. Bence izlenir. 10 üzerinden 7-8 puan veririm.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    18 Haziran 2017 tarihinde eklendi
    Beyazperdeye defalarca kez uyarlanan, son dönemde özellikle 90lı yıllardaki animasyon ile akıllarda kalan bir masaldır "Güzel ve Çirkin". Emma Watson ve üst düzey yardımcı oyunculardan oluşan kadro dikkat çekici. Sanat yönetimi ile de başarılı olan bu son versiyon, izlemeye değer. Bu gibi masallara bazen herkesin ihtiyacı vardır.
    ahmet S.
    ahmet S.

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Mart 2017 tarihinde eklendi
    Bu filmi seyredipte 1 puan beren arkadaşlar herçeği yansıtmayan görüşle birlilte sahtekar bakış açısı ve insanları yalnış yönlendirme.şütfen emeğe saygı
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.438 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Mart 2017 tarihinde eklendi
    görsel bir şov Güzel ve Çirkin efsanesine farklı bir yorum farklı bir uyarlama kesinlikle izlenmeli 8/10
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    19 Mart 2017 tarihinde eklendi
    Disney, son yıllarda kendisini iyice geliştirdi. Özellikle de eski kült animasyon filmlerini canlı bir şekilde yeniden çevirme konusunda. Her ne kadar geçen yılki BFG ve Pete's Dragon idare eder olsa da Orman Çocuğu, gerçekten de bütün dikkatleri üzerine çekti. Güzel ve Çirkin de bu sınıfa giriyor.

    Eğer bilmiyorsanız, Güzel ve Çirkin, orijinal animasyonunun tıpatıp aynısı. 2015 yılındaki Cinderella'nın yeniden çevrimi gibi. Şarkı sözlerinden en ufak detaya kadar bu film ile orijinal animasyon arasında neredeyse hiçbir fark yok. Peki öyleyse, bu film gerçekten de izlenmeye değer mi?

    Eğer hikayeyi bilmiyorsanız, Güzel ve Çirkin'in konusu şöyle: "Oldukça akıllı olan Belle, köydeki herkesten farklıdır ve herkesin dikkatini çekiyordur. Özellikle de onunla evlenmek isteyen yakışıklı bencil prens Gaston'un. Ama bir gün Belle'in babası bir şatoda bir canavar tarafından esir düşünce Belle, babasını kurtarmak için onun yerine geçer. Böylece Belle, şatoda canavar ile yaşamaya başlar. Ama canavar, görüldüğü kadar zalim değildir. Belle de bunu gördükçe canavara aşık olmaya başlar fakat köy halkı bundan hiç hoşlanmaz. Bu yüzden Gaston'un önderliğinde herkes canavarı öldürmeye gider. Fakat bu hikayenin arka yüzünde dahası vardır."

    Siz nasıl düşünürsünüz bilmem ama Güzel ve Çirkin, her haliyle iyi bir uyarlama. Orijinal animasyona aşırı bayıldığımı söyleyemem, aynı şey bu film için de geçerli. Her iki filmin taşıdığı sıkıntılar da aynı ama iyi yanları da öyle. Hatta bu filmin iyi yanları, orijinaline göre daha fazla. Bu yüzden Güzel ve Çirkin, orijinal animasyondan daha iyi benim için.

    Peki neleri sevdim? Aklıma gelen ilk şey, prodüksiyon dizaynı ve kostümler. Bunları ne kadar övsem azdır. Kostümler capcanlıydı ve renkliydi, ayrıca şatonun ve köyün dizaynı da aynı animasyonundaki gibiydi. Sadece bu filme daha fazla emek harcanmış. Eğer bu dallarda Güzel ve Çirkin'e bir Oscar verilmezse çok bozulurum. O kadar iyiydi.

    Şarkılar oldukça başarılıydı. Aslında şarkılar orijinal animasyonla birebir aynı, 1-2 eklenen yeni şarkı dışında. Ama genel itibariyle şarkıları dinlemek oldukça keyifliydi ve oyuncuların sesleri çok güzeldi.

    Güzel ve Çirkin'in en iyi yanı, hikayesine daha fazla şey eklemesiydi. Mesela bu filmde Belle ile babası arasındaki ilişkiye daha fazla zaman ayrılmış. Ayrıca Canavar'ın geçmişi hakkında yeni bilgiler öğreniyorsunuz. Bu gibi şeyler gerçekten de karakterleri daha anlaşılır bir hale getirmiş.

    Oyunculuklar oldukça başarılıydı. Bu filmin oyuncu seçimini kim yaptıysa onu alkışlayasım geldi. Emma Watson, Belle rolünde oldukça iyiydi. Performansı hakkında sıra dışı bir şey diyemesem de karakterinin güzelliğini ve canlılığını iyi yansıtmış. The Guest ve şimdiki Legion dizisinden tanıyacağınız Dan Stevens, Canavar rolünde çok başarılıydı. Ewan McGregor ve Ian McKellen da sesleriyle filme renk katmışlar. Kevin Kline, Belle'in babası rolünde harikaydı. Ama bu filmin en iyi oyuncusu, Gaston'u canlandıran Luke Evans'dı. Evans, karakterinin karizmatik ama bencil tarzını çok iyi yansıtmış. Aynı animasyondaki gibi olmuş. Josh Gad de ayrıca LeFou rolüyle iyi bir iş çıkartmış.

    Güzel ve Çirkin'le olan sorunlarım, neredeyse orijinal filmle olan sorunlarımla aynı. Mesela bazı şarkı sahneleri kendisini gereksiz hissettiriyor ve süresi biraz uzayabiliyor. Birkaç sahne de mantıksızdı ayrıca.

    Ama genel anlamda, Güzel ve Çirkin gerçekten de iyi bir uyarlamaydı. Orijinal filmi birebir yansıtıp hikayeyi yeni bir nesile uyarlamış. Canlı müzikleri, başarılı oyunculukları, göz kamaştıran kostümleri ve prodüksiyonuyla Güzel ve Çirkin, görülmeyi kesinlikle hak ediyor. Orman Çocuğu kadar iyi değil belki ama orijinal animasyonla büyüyenler için kesinlikle nostaljik bir deneyim. Kaçırmayın derim.

    Not: Geçen yıl Orman Çocuğu'nda olduğu gibi Güzel ve Çirkin'i de şiddetle IMAX'de izlemenizi tavsiye ediyorum. Disney, bu tarz filmler konusunda IMAX'de gerçekten iyi bir iş çıkartıyor.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Kostümler, prodüksiyon dizaynı.

    + Renkli karakterler ve oyunculuklar.

    + Orijinal hikayeye daha fazlasını eklemesi.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Bazı şarkılar biraz uzayabiliyor.

    - Mantık hataları gibi orijinal animasyon filmdeki sorunların aynısını taşıyor.

    TOPLAM PUAN: 7.6/10
    Yeraltı h.
    Yeraltı h.

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    19 Mart 2017 tarihinde eklendi
    Hayatımda izlediğim en sıkıcı,en dandik film.Verdiğiniz paraya pişman ediyor ve sinir bozucu.Hiç izlemeyin bence.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top