Hesabım
    Buz ve Gökyüzü
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Buz ve Gökyüzü

    Buzulların Sırrını Çözen Adam

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Bundan otuz yıl önce, viski kadehine attığı bir buzul parçasından çıkan hava kabarcıklarıyla, gezegenin geleceğine dair çok önemli bir keşifte bulunan Claude Lorius, Oscar ödüllü yönetmen Luc Jacquet ile birlikte insanlığa bir miras daha bırakıyor: Buz ve Gökyüzü (La Glace et Le Ciel).

    İmparatorun Yolculuğu (2005) isimli belgeseliyle tanınan Luc Jacquet, Buz ve Gökyüzü ile bizi yeniden Antarktika’nın uçsuz bucaksız buzullarına götürüyor. Ancak bu kez yönetmenin çok daha mühim bir meselesi var; iklim değişikliği… İnsanoğlunun, üzerinde yaşadığı gezegenin kaynaklarını acımasızca tüketip, elinin ulaşabildiği her noktayı kirletmekten çekinmediği; onca protokole, zirveye rağmen bir sonuç alınamadığı şu dönemde, Buz ve Gökyüzü daha da anlam kazanan bir belgesel oluyor.

    Henüz 23 yaşındayken, Antarktika’nın bakir bölgelerine doğru ilk keşfine çıkan Claude Lorius’ün, yıllar süren serüvenini anlatan Buz ve Gökyüzü, hikâyeyi, şimdilerde 82 yaşında olan ünlü buzul bilimcinin kendi ağzından dinletiyor. Her ne kadar üst başlığı iklimbilim olsa da, esasen bir biyografik belgesel Buz ve Gökyüzü… 1950’lerden 80’lere kadar süren onlarca kutup macerası, bilim adamının yer aldığı arşiv görüntüleriyle beslenirken; film genel hatlarıyla çalışmaların yapıldığı kutup bölgesinde, zorlu bir çekim sürecinde geçiyor. Bir yandan geçmişte  yolculuk yaparken, diğer yandan da yaşlı kâşifle birlikte tundralar arasında, buzlarla kaplı çöllerde, buzul dağlarının karşısında etkileyici bir hikâyeye tanıklık ediyoruz.

    Uluslararası Jeofizik Yılı kapsamında ilgi odağına gelen Antarktika’nın, keşfedilmemiş bölgelerine giden Claude Lorius, yıllar içerisinde tutkuya dönüşen buzul merakı sayesinde dünyayı değiştirecek bir buluş gerçekleştiriyor. İnsan bedeninin dayanabileceği en çetin hava koşullarında, ekibiyle birlikte hayatta kalma mücadelesi veren bu bilim adamı, buzulların kalbine ulaşmayı başarıyor ve binlerce metre derinlikteki buzul kütlelerinden parça çıkararak, 400 bin yıl öncesine ait bilgiler elde ediyor. Bu noktada, büyük buluşlara imza atan hemen her bilim adamı gibi Claude Lorius de enteresan bir biçimde keşfediyor fikrini… İklim değişikliği tezi, bir kutlama esnasında içki kadehinin içine attığı buzul parçasından çıkan hava kabarcıklarının, aslında tarihi eser olduğunu fark etmesiyle ortaya çıkıyor!

    İklim değişikliği gibi karmaşık ve fazlaca bilimsel terim barındıran bir kavramı, olabildiğince yalın bir dille açıklayan Buz ve Gökyüzü, sayısal veriler ve açıklamalarla seyircisini yormaktan kaçınan bir belgesel. Claude Lorius’ün filmin geneline yayılan sakin anlatımıyla, herkesin anlayacağı dilden konuşmayı seçen yönetmen, böylece filmin amacına da hizmet ediyor.

    Açılış sekansında karşımıza çıkan küçük çaplı felaket görüntüleriyle, iklim değişikliğinin basit bir mesele olmadığı ve doğanın asla şaka yapmayacağı vurgulanırken; kül olmuş ağaçların arasında biten yeşilliklerle de aslında hala geç kalınmadığının altı çiziliyor. Claude Lorius’ü gördüğümüz sekanslarda ise, yönetmenin kıta üzerinde deneyim kazandığını fark etmek zor olmuyor. Luc Jacquet kamerasıyla, Antarktika’nın sonsuzluk hissi veren beyazlığında ve buz dağlarıyla kaplı coğrafyasında, yaşlı bir bilim adamıyla birlikte eşsiz görseller sunuyor. Tabii bu başarıda, görüntü yönetmeni Stéphane Martin’in de payı yadsınamayacak derecede büyük…

    Buz ve Gökyüzü, dünyanın geleceğine dair böylesine büyük bir keşif yapan bilim adamının, yaşarken hakkının teslim edilmediğinin de bir ifadesi aynı zamanda… Hayatını, devletleri, kuruluşları, sivil toplum örgütlerini, kısacası insanlığı bilinçlendirmeye adamış Claude Lorius’ün, finaliyle vuran vasiyeti… Belgesel meraklıları, şans vermeli…

    Misafir Koltuğu : Başak Bıçak

    basakbicak@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top