Hesabım
    Aşıklar Şehri
    Ortalama puan
    4,1
    353 Puanlama
    Aşıklar Şehri hakkında görüşlerin ?

    39 Kullanıcı yorumları

    5
    12 Eleştiri
    4
    12 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    4 Eleştiri
    1
    3 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Hayatımda gördüğüm en iyi filmlerden birisi olan hatta hayatımda gördüğüm en etkileyici film diyebileceğim "Whiplash"in yönetmeni Damien Chazelle'in yeni işi La La Land için elbette heyecanlıydım. Ortaya atılan fikir ve oyuncu kadrosu değil, sadece yönetmenin adını duymak bile beni bu filme karşı büyük bir beklentiye soktu. Ve bir sürü ödüller alınca da La La Land'i izlemek için iyice sabırsızlanmaya başladım. Ve La La Land, beklentilerimi fazlasıyla karşıladı.

    La La Land, günümüz Los Angeles'da yaşayan 2 kişi hakkında. Aktris olma hayalleri peşinde koşup bir türlü başarılı olamayan Mia ve caz müziğine aşık olduğu halde patronu tarafından "Jingle Bells" çalmaya zorlanmış ve hayalini tam olarak gerçekleştirememiş olan Sebastian'a ve bu ikilinin birbirini nasıl keşfettiği, birbirlerine aşık olmalarını ve hayallerinin peşinden gitmeye çalışmalarını anlatıyor diyebilirim kısaca.

    La La Land, tek kelimeyle büyülü bir film. Ağız sulandıran dekorları, makyajları, kostümleri ve kamera lensiyle sanki 1940'lı yıllarda vizyona girmiş bir film izliyor gibi hissediyorsunuz, hikayenin günümüzde geçmesine rağmen. Bu konuda yönetmen Chazelle, imkansızı başarmış diyebilirim. Hem etkileyici bir senaryoya hem de teknik bakımdan güzel bir iş çıkarmış. Chazelle'in 30'lu yaşlarda olmasına rağmen daha ikinci uzun metrajlı işinde böyle bir sonuç çıkarması gerçekten etkileyici.

    Oyunculuklar müthişti. Ryan Gosling, bu filmde hem güçlü, derin ve de her zamanki gibi karizmatik bir performans sergilemiş. Karakterinin caza olan aşkını çok iyi ortaya koymuş özellikle. Ve Emma Stone'la olan kimyası da her zamanki gibi çok iyiydi. Ama Emma Stone, bu filmde resmen döktürmüş ve kuşkusuz kariyerinin en iyi performansını sergilemiş. Filmi sırf bu ikili için bile izleyebilirsiniz aslında.

    Filmin en riskli noktasından konuşalım. Bildiğiniz gibi, La La Land bir müzikal filmi ve ben genelde müzikal filmlerden pek haz etmem. Genelde filmin ortasında herkesin şarkı söylemeye başlaması bana biraz garip gelir doğrusu. Ama bu film denge noktasını çok güzel bulmuş. Bu filmde şarkıların söyleniş tarzı, duruma ve karaktere uyumlu olduğundan izlerken hiç rahatsız olmuyorsunuz. Bu sahneler hiç aşırıya kaçmıyor, hatta aksine çok doğal hissettiriyor ve filmi izlerken "ben de bu durumda olsaydım, ben de şarkı söylerdim" gibi düşünebiliyorsunuz.

    Müzik demişken, yönetmen Damien Chazelle'in Whiplash'de olduğu gibi bu filmde de müziğe olan aşkını açıkça görebiliyorsunuz. Filmde söylenen şarkılar ve özellikle de cazın ele alınış tarzı gerçekten de başarılıydı. Hatta yalnızca müzik de değil, yapılan danslar ve Chazelle'in bu sahneleri neredeyse tek çekimde çekmiş olması, sonucu daha da etkileyici yapıyor (filmdeki dans sahnelerinden Mia ve Sebastian'ın Los Angeles'ın gün batımının önünde yaptıkları topuk dansı favorimdi ayrıca).

    Ayrıca şunu da açıklığa kavuşturmalıyım ki Chazelle'in bu işi, Whiplash kadar iyi değil. La La Land'den rahatça 5-10 dakika kesilebilirdi mesela.

    Ve aslında La La Land'in tamamı bilindik müzikal havasında ilerliyor. Müthiş oyunculuklar, dekorlar ve mükemmel yönetmenlik dışında bu filmi özel yapan bir şey yok... Ta ki finale kadar. Filmin finali o kadar şaşırtıcı ve böyle bilindik bir türe göre o kadar farklı ki, filmin kendisi daha da etkileyici oluyor. Sanki bütün film, o final sahnesi için çekilmiş gibi hissettiriyor. Özellikle bu yüzden de La La Land, bu yıl izlediğim en iyi filmlerden birisi.

    Muhteşem oyunculukları, dekorları, tarzı, şarkıları ve yönetmenliğiyle La La Land'i kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Bilindik bir aşk filmi olarak sakın es geçmeyin, bu filmde daha fazlasını bulacağınıza eminim. İyi seyirler.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Ryan Gosling ve Emma Stone'un müthiş performansları.

    + Kostümler, dekorlar ve kamera lensiyle bu film sani 1940'lı yıllarda vizyona girmiş izlenimi uyandırması.

    + Aşk temasını çok masum ve etkileyici bir şekilde ele alması.

    + Etkileyici dans sahneleri ve başarılı müzikler.

    + Damien Chazelle'in müthiş yönetmenliği ve senaryosu.

    + Hayali olan insanlara hayallerini başarması için verilen güzel mesajlar.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Film biraz uzun hissettiriyor ve bir süre boyunca hikayenin tam olarak nereye gittiğini bilemiyorsunuz.

    TOPLAM PUAN: 10/10
    Sahin Y
    Sahin Y

    Takipçi 9 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    22 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    Film demeye bile elim varmıyor sanki 70 lerden saçma sapan bir film hissiyatı var, konusu çok klasik, öngörülebilir olması da cabası buna 5 puan veren peyazperde editörlerinide kınıyorum film yapımcılarından 5 puan vermeniz için para aldınız heralde
    Fundalina Jolie
    Fundalina Jolie

    Takipçi 178 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    28 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Yılın en iyi filmini izlemeye hazır olun.
    Bazı filmler iyi ki sinema var dedirtir ve unutulmaz duyguları yaşamanıza sebep olurken, yıllar boyu da konuşulur. Romantik müzikal türündeki Aşıklar Şehri - La La Land filmide bu özel yapımlardan biri. İki saat altı dakika boyunca heyecanı, mutluluğu, aşkı ve dramı ta iliklerinize kadar hissettiren film, Damien Chazelle’ın unutulmaz anlatımı ve eşsiz müzikler ile bir başyapıta dönüşmüş.
    Ali Candan
    Ali Candan

    Takipçi 5 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    6 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    Bu film güzel vakit geçirmek için gidilecek bir film değil. Daha çok ödül alan filmlerden. Ödül alır fakat izlenmez. Hep müzik ve dans. Söz bile yok çok fazla. Son 15 dakika biraz duygusal sadece. Filmin ilk yarısında çıkıp gidenler oldu salondan. Tekrar olsa gitmem.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.438 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    3 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    müzikal filmsevenler için asla kaçırılmaması gereken bir yapım özellikle filmin son yarım saatini oturduğunuz yere çivilenip gözünüzü dahi kırpmadan izleyeceğinizden emin olun. Emma Stone ve Ryan Gosling'in oyunculukları muazzam Damien Chazelle Whiplash'dan sonra yine büyük bir alkışı hak ediyor 9/10
    Aydin N
    Aydin N

    Takipçi 10 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    31 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Alp T'nin yazdıklarının üzerine söylenecek bir şey yok. Müzikalleri seven birisi olarak bu filmi de çok sevdim. Özellikle 3 konu mükemmeldi. Birincisi 1950'lerde geçen bir film havasını yakalamayı başarmış. İkincisi Emma Stone ve üçüncüsü final sahnesi. Filimden aynı anda hem üzülüp hem de mutlu olarak çıkıyorsunuz ki, bu kolay bir iş değil.
    Bir tek danslar konusunda mükemmel diyemeyeceğim. Bunu da affedebilirim. Zira step dansında Fred Astaire, Gene Kelly, Ginger Rogers seyrettikten sonra Ryan Gosling ve Emma Stone'u dans sahnelerinde biraz tutuk buldum.
    Zerpnos
    Zerpnos

    Takipçi 42 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Şubat 2017 tarihinde eklendi
    Gerek verdiği aşk duygusu, gerekse müzikleri için bile bu film izlenir. Aşk duygusunu hissederken müzikler eşliğinde büyülendim. Normalde müzikal sevmeyen biri olarak, kesinlikle bu filmi izleyin diyorum.
    10 üzerinden 8.
    Doğukan Elik
    Doğukan Elik

    Takipçi 32 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    4 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
    MUHTEŞEM. İzlediğim ilk müzikal film. Filme başlarken diğer filmler gibi bir şey izleyeceğinizi sanmayın. Tabii ki filmin konusu, senaryosu, diyalogları var ama içine bolca müzikal katılarak tarzı değişik bir film. Konusu kısaca iki tane birbirini seven insanın hayalleri veya kariyerlerinin yoğunluğu yüzünden ayrı kalmaları durumu ve yıllar sonra sebastian’ın hayalini kurduğu ve gerçekleştirdiği kafede aynı zamanda mia’da oyunculuk hayaline kavuşmuş bir şekilde birbirlerine orada kafa sallayarak efsane bir bitişe sahip. Film size gerçekten cazz sevdirecek bir film. Cazz’ın içindeki kargaşayı, farklı enstrümanları, uzlaşmayı, o cümbüşü size fark ettirecek bir film. Görüntü yönetmeni kimse tebrik etmek lazım, görsel olarak inanılmaz. Dekor, makyaj bunlar inanılmaz. Filmdeki tek kusur bence eski zamanda geçmesine rağmen arabaların 2000s model olması olabilir. Bazı arkadaşlar çok müzik var, konu nerede falan diye eleştiri getirmiş ama filmin tarzı bu zaten. Müzikal bir film ve konusu da bence anlaşılır, gayet güzel. Sonda Mia kafedeyken Sebastian’ın piyano çalarken hayalde Mia’nın kocasının Sebastian olduğunu gösterdiği bir sahne vardı. Karı koca olmuşlar ama Sebastian’ın kendi kafesi değildi o zaman. Oldukça anlamlıydı bence. Film görsel olarak inanılmaz, deko, makyaj harika, cazz’ı size sevdirecek, konu olarak da oldukça güzel, kameranın açısı falan harika, görüntü yönetmenini ayrı tebrik etmek lazım. Muhteşem ya.
    Şahin C.
    Şahin C.

    10 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    bazı filmler var ki kendinize çok yakın hissediyorsunuz. kendi hayatınızdan kalbinizden bir şeyler tanıdık geliyor. ve gözleriniz tempo tutuyor. severek ayrılan biriyseniz gidin. anlarsınız. çilek salıncağı...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    4 Mart 2017 tarihinde eklendi
    Ödül sezonunda kazandıkları veya "kazanamadıklarından" bağımsız olarak söylüyorum; muhteşem bir sinema! Özellikle Oscar'a takılırsanız, En İyi Film'i skandal bir yanlış anlaşılmayla "Moonlight"a bırakması (oysa tüm ekip sahneye çıkmış sevinmeye başlamıştı bile), Emma Stone En İyi Kadın Oyuncu'yu hak etti mi etmedi mi, genç Chazelle En İyi Yönetmen miydi gerçekten, gibi pek çok soru içinde boğuluyor ve git gide filmin ruhundan, samimiyetinden uzaklaşıyorsunuz. Bu yüzden tüm bunları bir kenara bırakalım. Her şeyden önce inanılmaz güzel, ömür boyu dinlenmeyi hak edecek, her dinlendiğinde sizi mutlu edecek, hayata ve insanlara gülümsemenizi sağlayacak bir soundtrack'i var filmin. Kesinlikle tarihe geçti bu anlamda. Chazelle'in caz ve müzik tutkusu "Whiplash"ten bildiğimiz bir şey, yine hakkını veriyor. Ryan Gosling'in şarkı performansı çok üst düzey olmasa da, Emma Stone ile ikisi harikalar. Birlikte üçüncü filmleri ve "La La Land"de bu kimyanın tuttuğunu artık iyiden iyiye anlıyorsunuz. Harikulade bir sinematografi, renk paletleri, kostümler, dans sahneleri. Son yılların kesinlikle görülmesi gereken eserlerinden.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    14 Nisan 2017 tarihinde eklendi
    TEK KELİME İLE ŞAHANE
    Filmi izlerken bir an Singin' in the Rain aklıma geldi ve Türkçe adı ile "Yağmur Altında" filmi gibi La La Land'ı da büyük bir tutku ile izledim. Gözümü bir kez olsun ekrandan ayırmadım. Yönetmen, ortalığı biraz sanat kokutmak istemiş. Ne güzel oluyor böyle filmler öyle değil mi ? Yedinci sanat olan "Sinema" bu filmler sayesinde ayakta duruyor. Filmde sahne geçişleri, mekanlar ve müzikler şahaneydi. Nadide oyuncularımız Emma Stone ve Ryan Gosling'e bu kusursuz performansları adına oldukça müteşekkirim. Yönetmen Damien, Whiplash filminden sonra bu filmi hazırlamak ile mükemmel bir iş çıkarmış. Bu filmi inanın 50 kez sinemada izlerim. Bakınız filmin teması tutkulu bir aşk değildir. Bu sanatın teması tutku ile giden yolda geleceğin nasıl şekilleneceğidir. Filmi izledikten sonra belki etkisi altında kalacaksınız belki de kalmaycaksınız fakat şunu bilmelisiniz ki bu film "Cennetten bir parçadır". Görüyoruz ki hayallerimizin önünde duran engelleri bir tutam sevgi ile yok edebiliyoruz. Bu filmden şunu da çıkarmak gerekir ki: İnsanların birçok sevgilisi yoktur. İnsanların yalnızca 1 tane gerçek aşkı vardır. Günümüze ne yazık ki gelmeyeceğim. Gelirsem bu filmin etkisi kaybolur diye endişeleniyorum. Eee dostlarım alın yanınıza ne alıyorsanız hala vizyonda iken gidin bu filmi izleyin. Eve gelin bir de internetten izleyin. İzlettirin. Sakın ha sakın bu işin bir sanat olduğunu unutmayın

    "Yıldızlar Gecesi" Ah Damien Chazelle Ah. Cidden iyi bir Damien Chazelle 2 Uzun metraj çekmesine rağmen çok yetenekli ve geleceğide çok iyi olacak bir yönetmen. Özellikle İlk Uzun Metrajı Whiplashteki başarısından bahsetmiyorum bile. Damien Chazelle her detaya dikkat eden usta bir yönetmen olma basamaklarında hızlı hızlı ileriye çıkan bir yönetmen . Whiplash müzikten anlamayan müziği sevmeyenleri bile kendi içine alan bir yapımdı. Ama La La Landen farklı olarak anlattığı Bir baterici gencin usta bir müzisyen olma yolundaki başarı adımlarını zorluklarını ve sınırlarını aşmasını anlatıyordu. La La Lande dönecek olursak bazı insanlar saçma bulabilir ama Daimen Chazellin detaycılığını Whiplashta görüp bu filme saçma diyecek insan var mıdır sanmıyorum. Whiplash beni saatlerce ruh hali bakımından etkilemişti. Ve cidden bir filmin sizi ruh hali gibi derinden etkilemesi bu filmin başarısını gösterir. La La Land beni o kadar etkiledi ki filmde duyduğum tüm müzikler sanki içimde bir kalıntıydı ve filmde o müzikleri her duyduğum an içimdeki kalıntıda uyanmış gibi hisettim. Normalde Filmleri 1 kereden fazla izlemeyen ben bile La La Landi aynı gün içinde 2 kez izleyecek ve o müzikleri aralarda hep dinleyecek kadar etkilemişti La La Land Beni . Öncellikle filme sıcak bakmamamın nedeni Müzikaldi sonuçta müzikal herkese hitap eden bir tür değil kesinlikle Küçüken bile ben Disney Müzikkaleri izlerken sıkılırdım. Ama filmde müzikal türü öle bir yedirilmiş ki cidden gerekli olduğunda kullanılmış öle abuk subuk saçma yerlere konulmamış film girişindeki yazı tonları , eski filmlerdeki çıkı sekansları gibi şeylerle size tam nostaljik bir hava yayıyor. Film belli mevsimler arasında geçiyorr Kış , Sonbahar , Yaz, İlkbahar şeklinde her mevsimi görüyoruz ve mevsimlerde cidden o mevsimin yaşandığına dair küçük küçük detaylar eklemiş Daime Chazelle film görüntü yönetmenliği bakımından çok başarılı diyebilirim Özellikle Griffith Rasathanesi nde bir müzikal bir sahne var ve o sahneyi defalarca izleyebilirim. Renklendirmeler , Gölgeler filme dair herşey mükemmel. Göndermeler filmin gidişatıyla ilgili birkaçta detay ipucu eklemiş Daimen Chazelle 2 kere izlediğinizde zaten farkediyorsunuz hemen. Filmde bazı parçaları sizin yerleştirmeniz gerekiyor . Örneğin Sebestian ablasıyla bir adam hakkında konuşuyor sonradan Anlıyorsunuz ki bu adam Sebestianın eski arkadaşı Keithmiş. Filmde bazı parçaları Daimen Chazelle sizin yerleştirmenizi istemiş. Küçük ipucu gönderme detaylarla. Filmdeki romantiklik kesinlikle klişe değil zaten müziikalle birlikte gidiyor genelde romantiklik ve asla sıkmıyor . J.K Simmonsı zaten bir diğer Daimen Chezelle uzun metrajı olan Whiplashta çok iyi performansıyla gördük. Bu filmde biraz yan rol ama Daimen Chazellenin filme eklemesi bile yeter . Filmde öle bir an var ki gözlerinizi doldurtacak rüya sekansı sahnesi cidden tek o sahneye bile MTV ödüllerinde verildiği gibi Oscar verilebilir. Şuana kadar izlediğim çoğu filmde bu rüya sekansı kadar başarılı pek sahne göremedim. Filmde ayrıca Caz türünün biraz günümüzde öldüğüde söyleniyor. Ben kesinlikle Caz türüne sıcak bakmayan biri olarak bu filmde dinlediğim parçalarda sonra kesinlikle caz hakkındaki fikrim değişti. Damien Chazelle bu konudanda başarılı ayrıca.La La Land küçüken dinlediğiniz masalların samimiyeti ve kesinlikle içinizi ısıtıcak melodilerin şefkati gibi . 9.3
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.254 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    14 Ağustos 2019 tarihinde eklendi
    Müzikal olan filmleri beğenenler için izlenebilecek ancak diğer kitle için yer yer eziyet olacak bir film. Klasik Holywood filmlerinden farklı bir yapıda. Filmin yalnızca son dakikalarında keyif alabildim, onun dışında beni içine çekemedi maalesef.
    Gürkan A.
    Gürkan A.

    Takipçi 165 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Ağustos 2020 tarihinde eklendi
    Son zamanlarda Oscar verilen filmler genelde anlaşılmayan garip filmlere veriliyor ama bence bu film Oscarı hak etti izlenmeli
    Film için çok farklı hayatlar var diyelim ayrintiya girmeyelim
    DthepYEK
    DthepYEK

    Takipçi 233 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    And... Oscar goes to... La La Land...

    Şubat ayının sonunda yapılacak Oscar töreninde duyacağınız söz budur efenim. Evet doğrudur, geleceğe yolculuk yaptım ve sonucu öğrenip geldim. Evi arabayı satın La La Land'a basın. Ayrıca bu sene zencilere de çok ödül dağıtacaklar haberiniz olsun yani. Birinci belli ikinci kim.

    "Böyle filmler artık yapmıyorlar." çok doğru bir söz olmuş. 70-80 belki daha eskilere ait gibi bir film. Ama modern bir altyapı ile oluşturulmuş. O dönemin teması üzerine, yaşadığımız dönemin gerçekleri ve teknolojisi ile güçlendirilmiş, masalsı bir film. Müzikali sevmeyenlere müzikali sevdirmez belki ama kanını ısındırır. Böyle müzikallerde olabiliyor muymuş dedirtir. Kendimden biliyorum da ondan yazıyorum bunları. Herkesin bayıldığı, hastası olduğu Singin' in the Rain filmini beğenmemiş bir bünyeye sahibim. Müzikleri sade dinlemeyi seviyorum ama o danslar manslar işin içine girince bana sıkıcı geliyor. Ama bu öyle mi? Zaten bahsettiğim tarzda Hint filmlerini andıran dans sahneleri fazla değil. Sanırım o yüzden de bu kadar sevmiş olabilirim.

    Zaten müzikal deniyor bu filme ama bunun romantik kısmı daha ağırlıkta. Yer yer müzikal, ağırlıkla romantik-dram tarzında ilerleyen bir film. Saf, narin bir güzelliği var. İzledikçe içine girdiğin, ilk sahnesinden farklılığını hissettiren 2016 yılının yıldızı bir film.
    Yıldız demişken filmin soundtrack’ı City Of Stars şarkısına bayıldım. Oscarda özgün müzik dalında rakipsiz diyebilirim. City of Stars şarkısı o kadar çok kez çalıyor ki filmde, birçok başka şarkıyı bu kadar sık duysanız sıkılırsınız ama bunu dinledikçe biraz daha çalsın ya nolur moduna girebilirsiniz.

    Müzikleri ile beni zaten beni benden alan film 3’ü bir arada ile tamamen koparıyor. Damien Chazelle, Emma Stone ve Ryan Gosling. Siz nasıl bir iş çıkardınız ya. Hep Oscar diyorum ama demem lazım bu üçlünün her biri de en az adaylık alacak. Emma Stone o mimikleri, güzelliği ile büyülüyor. Ryan zaten romantik adam. Rachel McAdams ile olan The Notebook filminden hatırlıyoruz. Bu tarz rollerde düşünülmeden oynatılabilecek bir oyuncu. Chazelle doğru seçim yapmış. Her iki oyuncuda da. Chazelle hakkında söyleyeceğim ise bu adam bir müzik hastası. Müziğe tapıyor olabilir, bilemiyorum. Önce Whiplash, şimdi bu film. Dostum sen lütfen film yapmaya devam et.

    Filmde alt bir metin olarak ta kapitalizm ve insan gibi bir mesaj var. Ya da bana öyle geldi bilmem. Para için ideallerinden geri dönme, paranın kölesi olma, toplum beğenmedi diye hedeflerinden vazgeçme, başkaları için yaşama, başkalarının sürekli seni beğenmesini bekleme gibi mesajlar. Bence filmin ana fikri bunlardı ya. Bu tarz şeyler insanın olgunluğuna daha çok şey katıyor bence. Bilemedim.

    Sözün özü yılın değil, belki tüm zamanların en iyi müzikali. Ha bu yılın en iyi filmi, bunu söylemiş miydim? İzlemeden geçmeyin. İyi seyirler… (Criticker: 88/100, IMDb: 9/10)
    martinscorsese
    martinscorsese

    Takipçi 125 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    24 Ekim 2017 tarihinde eklendi
    Dürüst olmak gerekirse müzikal pek sevdiğim bir film türü değildir. O danslar falan filmden koparır beni. O nedenle filme objektif bakamamış olabilirim. Film bence kötü değil ama bu kadar popüler olmasını da anlamadım (2017 için konuşuyorum) Filmle ilgili aklıma gelen ilk sıfat "Nezih" oldu nedense.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top