Hesabım
    Guruldayan Kalpler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Guruldayan Kalpler

    Kalpleri doyuran sanat!

    Yazar: Banu Bozdemir

    Geçen yıl Antalya Altın Portakal’da görücüye çıkan Ömer Uğur imzalı Guruldayan Kalpler vizyon yolculuğuna kısa bir ara verdikten sonra bu hafta artık sinemalarda. Guruldayan Kalpler ismine de taşıdığı mizahın ışığıyla sanat denen olgunun sanatçı, sanatsever ve biraz da onun uzağında kalan bir kesim için anlamını sorguluyor. Film değişik bir sanat atölyesinde çekildiği için röportaj yaptığımız sırada Ömer Uğur’a sormuştum, orası kimin atölyesi diye. Kars’ta ‘ucubik’ heykeli yapan heykeltıraş Mehmet Aksoy’un atölyesiymiş orası. İşte oradan bile filmin (daha geniş anlamıyla ülkenin) sanata bakışının zeminini az çok anlayabiliriz. Filmin başka bir önermesi de sanatın objektif bir beğeni zincirinden çok sübjektif bir içsel değer taşıdığına dikkat çekmek. Tabii günümüz modern sanatına da içten içe ufak taşlamalar yapmak. 

    Filmin zeki, akıcı ve samimi durum komedisine kayan hal ve tavrı gayet iyi, zaman zaman dizi sınırlarına taşsa da… Çokça İstanbul’un kenar mahallesinde geçen hikaye aydın okumuş kesim ve cahil alt kesim arasındaki sanata bakış farkından fazlaca besleniyor ve buradan gayet iyi niyetli ve akıcı bir komedi malzemesi çıkarıyor. Özellikle de Kaos adı taşıyan (ve adı gibi kaotik olan) sanat eserinin kaybolması, tekrar yapılması, sanat eserinin çoğaltılması, kopyalanması ve bunun kolayca yapılması filmin mizahi dozajını bir hayli arttırıyor ve bu eleştirel yan filme hicivsel bir doku da katıyor. Hatta bu tekrarlar filmi keyifli hale getiren unsurların başında geliyor.

    Filmin iki atmosferi var. Biri sanat atölyesi, diğeri de sanata ister istemez kucak açan kenar mahalledeki ev! Tabii işin içine sanat hırsızları da girince filmin aksiyonel komedi payı da artmış oluyor.

    Sanatçının kendine has yalnızlığı ve sadeliği heykeltıraş kadının hayatına yansırken, işçi ailesinin renkliliği de zıtlık teşkil eden ve filme değer katan durumlar. Diğer oyuncuların başarısı bir yana işçinin karısı Vicdan’ı canlandıran Algı Eke’nin oyunculuğu gerçekten de göz dolduruyor, ortama yaydığı enerjiyle filme çok şey kattığını söylemek mümkün ve olası bir komedi potansiyelinin de kendisinde olduğunu…

    Velhasıl Guruldayan Kalpler sanatı ve sanatçıyı hatta bizleri dahi karın değil de kalpler üzerinden doyurmaya çalışıyor, bunu da mizahi bir tatta yaparak yanlış anlaşılmaları ve zıtlıkları hikayeye güzel bir besleme aracı olarak koyuyor.

    twitter.com/BanuBozdemir

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top