Hesabım
    Robinson Crusoe
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Robinson Crusoe

    İyi bir keşif öyküsü!

    Yazar: Banu Bozdemir

    Daniel Defoe'nun eskimeyen, eskimediği gibi kendini yenileyen macerası Robinson Crusoe bir kez daha beyazperdede. Bu kez üç boyutlu ve Belçika-Fransa yapımı olarak karşımıza çıkan animasyonda klasik hikaye biraz değişmiş. Robinson'un ıssız adaya düşme hikayesini sonradan Cuma adını kazanacak olan papağandan dinlerken, yönetmen Vincent Kesteloot özellikle etrafı hayvanlara donatmış gibi. Yani ıssız ve hayvanlarla dolu bir adaya düşen bir insanın vermesi gereken ilk sınavın hayvanların dostluğunu ve güvenini kazanmak üzerinden olduğunu üzerine basa basa anlatmaya çalışıyor.

    Tabii hikaye çatışma yaratmak için iki tane kötü krakterli kediyi de hem Robinson'un hem de ada sakinlerinin üzerine musallat ediyor. Kedilerin tek yaptığı kuşları yemeye ve Robinson'u kötü göstermeye çalışmak. Tabii kedilerin kurnaz oyununa inanan ada hayvanlarıyla Roinson arasında yaşananlar hikaye bir hayli genişletip yayıyor. Bu arada hikaye yaşadığın yeri güzelleştirmek ve huzur dolu bir yer haline getirmek konusunda da bir hayli öğütler saçıyor. Yani öyle ki hikayenin sonunda Robinson bir an önce terk etmek istediği bu ıssız adada kalmanın yollarını arıyor. Tabii can dostu papağan Cuma da...  Okulların kapandığı gün çocukların gönlünü fethetmeye çalışan filmi dublajlı olarak izledim. Zaten etraftaki çocuklardan gözlemlediğimde dublajın onlar için daha kolay ve akıcı olduğu. Tabii klasik hikayenin dışına çıkan, Cuma'yı bir insan olarak değil de bir papağan olarak en iyi arkadaş yapan detaylar çocukların ne kadar ilgisini ya da dikkatini çekti bilemem ama ben kendi adıma farklı buldum. Belli ki hikaye Robinson ve Cuma arasındaki efendi-köle ilişkisini kırmak istemiş. İyi de yapmış. İnsanın etrafında kim olursa olsun onunla dostluk ve anlaşma kurabilir mesajı filmin en büyük artısı. Kedi severler kötü ve vahşi kediler için biraz kızabilir!

    Film çok da huzurlu bir ada ortamı sunmuyor, yani adayı romantikleştirmiyor. İki tarafında birlikte yaşama çabalarıyla inşa edilen bir yaşam alanı sunuyor. Yani zaman geçmez bu adada durumunu yok ederek çocuklara yönelik bir aksiyon yaratmaya çalışıyor sürekli. Bu da onların algısını sürekli diri tutuyor gibi. Issız ve keşfedilmeyen adaların kalmadığı günümüzde çocuklara iyi bir keşif öyküsü olabilir!

    Twitter.com/BanuBozdemir

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top